bir gün durduk yerde anlamsızca sorular sorup, düşünmeye başlamaktır.
"hayatımı yüce bir varlığa adadım. o ki iyileri kollar, kötüleri cezalandırır dediler. iyi oldum karşılığında hiç bir şey beklemeden. hatta kötülerin üzerime basmasına izin verdim. yenildim. hayırlısı buymuş dediler kabullendim. geçmişimi ilahi teselliler geleceğimi umutlarla doldurdum..." bu düşünceler böyle sürüp gider. birden bire hiç bir neden yokken gerçekler kararıp acıtmaya başlar. "ne yaptım ben tüm hayatım boyunca ? ne için yaptım ? ne geçti elime ?" her yeni soruda biraz daha sıkılır dişler. biraz daha sinirlenilir. biraz daha bencilleşilir.
bir anlık bir isyan. kolay değil bu güne kadar inanılan her şeyi reddetmek; hayatın içini boşaltıp başka bir şeyle doldurmak. sonra geçmişten gelen bir korku kaplar insanın içini: "sus artık ! yeter !"
sonuç hep aynı. ne ölüme katlanabilecek kadar cesuruz, ne de yaşama katlanacak kadar güçlü. o yüzden başka çağremiz yok bir tanrı olmasını dilemekten başka...
tanrının güvenilecek hiç bir eylem yapmamasıdır. en buyuk güvensizlik sebebi de ; kendisine inanılmasını bu kadar çok istediği halde , kendi varlığını muğlak bırakmasıdır.
(bkz: oyun mu oynuyorsun)
ilahi adalet kavramının bir türlü işlememesi nedeniyle oluşan durumdur.misal: israil... adamlar bunca yıldır filistin'e etmediğini bırakmadı. ilahi adalet varsa bu ırkın toptan yok olması gerek yahu...
Kötü bir duruma düşen insanlar genelde bir suclu ararlar etraflarında. Etrafında bir suclu bulamadıysa tanrıya değil Allah'a olan inancını yitirirler.
(bkz: Ayrılık acısı)
insanın tanrının varlığına inanmamaya başlamasıının bir derece masum halidir. ileri versiyonu güvenilmesi gerekn bir tanrının var olmadığını düşünmektir.
Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey Adl-i ilâhî!
--spoiler--
bu ruh hali takva filmindeki arnavut çırak muhittin'in ağzından çok güzel anlatılmıştır.sanırım gencin arnavut olarak seçilmesi senarist tarafından üstadın isyanına ustaca yapılmış bir göndermeydi.