ilk önce malzemeleri yan yana dizmek. Sonrasında bir güzel yıkayıp ince ince dilimlemek. Sonra da bütün malzemeleri bir güzel karıştırıp zeytin yağı, nar ekşisi veya sirke ekleyip bir güzel yemek!
Güneşli güzel bir bahar gününde amaçsız ve tasasız, bir yere yetişme derdi olmadan şehri turlamak; baharın o çok kısa süren tarifsiz havasını doya doya içine sindirmek.
Nizamiyede nöbet tutarken; kapının önünden geçen bacak kadar boyunda olan tatlı mı tatlı çocuğun elindeki ÇAKIL TAŞLARI'dır.
O taşlı eliyle bana selam vermeye çalışırken benim el selam vermemle taşları bi anda yere bırakıp benim selamıma dünyalara değişilmicek bir tatlılıkla selam verirken saçtığı gülücüklerdir.
Ertesi gün yere bıraktığı çakıl taşlarını bıraktığı yerde bulmamdır.