Enkaz. Her insan bir enkaz yığını. Yaş aldıkça enkaz büyür. Birileri gelir birkaç parça alır, birileri gelir üç beş parça daha yığar. insan kendi de yığar. Zaten insan da o enkazin altında yaşamayı öğrenir.
Elektriksel enerjisini yediği etten ya da ıspanaktan almıyorsa sürekli şoklanan ver elektriği kimin sağladığı bilinmeyen dünya laboratuvarı elemanıdır hadi sıfırdan başlıyorum elektriği kapat insanda sadece yaşaması için besin verdim ve önce midenin besinleri kana doğru en küçük parça haline getirmesini istiyorum mideyi salgı yapması için elektriksel uyardım ve hatta sindirebileceği kadar salgı yapmasını ve hormonal salgıyı da elektriksel uyarımın frekansına atmayı başardım peki diğer akciğer karaciğer ve farkettim daha bağırsakların hiçbirinden bahsetmedim ki şu anda elektriği daha sadece mideye vermiştim kalbe ne kadar yol var daha bu insanın elektrik üstündeki kendini ne kadar frekansa uzak olduğunun izleri sadece peki her an bu vücuda doğru frekansta elektriği nereden yolluyorlar her saniye bu nasıl olabilir çözümü basit ve kopyalanamaz anlamak için şunu düşünmeniz yeterli 21.yüzyıl icadı evet isadan sonra 2000 yıl geçti ve insan yaratılışının izinin tozuna yüzünü sürdü ve yüzünü hergün sürdü tabi ki bu 21. Yüzyıl icadı ses dalgalarını kablosuz ve frekanslarla ileten kalbinize elektriği gönderenin izinin tozu telefonlarımızdır 2020 deyiz laboratuvarımız gelişiyor ve kim bilir belkide bize elektrik gönderen enerji kıvılcımımızın frekansını da yakalamaya yaklaşacaz.
Freud'a göre insan egosu ilk darbeyi, dünya'nın güneş etrafında döndüğünü anladığında aldı. Çünkü o güne kadar insan kendini evren'in merkezinde ve sabit biliyor, güneş'in dünya etrafında döndüğüne inanıyordu. ilk tokat galileo galilei'den gelmişti.
ikinci darbeyi, insanın diğer hayvanlar gibi, evrimsel bir süreçle var olduğunu öğrendiğinde aldı. Çünkü o güne kadar insan kendini diğer canlılardan üstün ve müstakil bir varlık olarak görüyordu. ikinci tokat charles darwin'den gelmişti.
Üçüncü darbeyi, insanın sadece bilinciyle değil, bilinçdışıyla var olduğunu, hatta bilinçdışının bilinçten daha kapsamlı olduğunu ve bu karanlık alanın insanı insan yapan önemli birçok konuda etkin rol oynadığını öğrendiğinde aldı. Çünkü o güne dek insan sadece bilinciyle hayat sürdürebileceğine, mistik olaylara ilahi anlamlar yükleyerek her şeyi açıklayabileceğine inanıyordu. Üçüncü ve son tokat, insanın karanlık iç dünyasına ışık tutan sigmund freud'dan gelmişti.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2076775/+
(erkek insan ve insan beyninin bir illüstrasyonu)
1. (temel bilgi) insan (homo sapiens) dünyada dominant tür haline gelmiş çok zeki bir tür primat. taksonomik açıdan hominina oymağının kaybolmamış son üyesidirler, ve şempanzeler, orangutanlar ve goriller ile birlikte hominidler familyasının bir parçasıdırlar. insanlar karasal hayvanlardır, dik duruşları ve iki ayaklı şekilde hareket etmeleriyle; ileri seviye el becerisi ve diğer hayvanlara kıyasla alet kullanımı ile; diğer hayvan iletişim şekillerine kıyasla açık-uçlu ve karmaşık dilleri ile; diğer primatlardan daha büyük ve daha karmaşık beyinleri ile; ve ileri seviye ve düzenli toplumları ile farklarını ortaya koyarlar.
2. (meta bilgi) bir ansiklopedideki en önemli madde değilse bile en önemli maddelerden biri.
Ruhu uyandırıldığı için eşya olmaktan çıkan fakat özünde hala bir madde ve enerji olan varlık. Hayatı boyunca dışarıdan girişimlere, gürültülere ve harmonik bozunumlara maruz kalmakla beraber yaşayış tarzı, iyilikleri, aldığı dualar, sığındığı Allah, ruhunu arındırmak için yaptığı meditasyonlar/ibadetler/ayinler ile ruhunu zihnini filtreleyen bu canlı varlık, suya benzetilmektedir topraktan yaratılmış olsa bile. insanı bilgisayar ortamında modellerken dalgalar kullanılır çünkü insanı oluşturan tanecikler arasında iletim diğer her şeyde olduğu gibi titreşimler aracılığıyla sağlanır ve bu da dalgalara benzer ve dalgalar ile modellenir.
Yine insanın suya benzetilmesinin bir sebebi de bence su gibi bulunduğu ortamın şeklini alsa da özü hep aynıdır. Özü, tadı, etkisi, iletkenliği, direnci, maddesel özellikleri hiç değişmez.
Yine suyla bir ortak özelliği ise canlı oluşu, temizlenebilir arinabilir oluşu. Su da güzel söz ile, Allah'ı anmak ile, kendisine okunan ayetlerle arinabilirken hatta şifa olabiliyorken insanlara insan da bu şekilde arinabilir temizlenebilir.
Peki insan ile suyu ayıran noktaya gelelim, suyun ateşi söndürme kudreti varsa su ateşi söndürür. Fakat insan ateşi sularla yakmaya/büyütmeye muktedirdir.
Güzel olarak dünyaya takılır ama hepsinin güzel yaşaması kendi dışında etkenlerle kurulan evet aslında %99 kendi dışında etkenlerle kurulan hayat figüranlarıdır ve yine evet %99u figürandır ve dışında etkenlerle.