güneşin ardından doğan gün
günün ardından gelen gece
ve bitişlerle doğuşların
arasındaki yol
karanlığa açılan pencere
güne açılan kapı ve
doğumla ölüm arasında bir köprü insan
dünya üzerinde bulunan, bulunmasının dünya'ya fayda yerine zarar getirdiği, hemen hemen en gelişmiş mikrop. güzelim bir tarla üzerine doğru uçmakta olan bir çekirge sürüsünü andıran yaratık.
anlık yaşayan varlıktır.saati saatine tutmaz.bakarsınız neşelidir,umut doludur.etrafındakileri de etkiler bu yaşam dolu tavrı.böyle zamanlarda yıldızları tutup yere indirecek kadar güçlü sayar kendini.bu böyle hep sürüp gitmez,geçicidir.kimi zaman da dünya başına yıkılır insanın.zor,anlamsız,karanlık anlardır bunlar.yaşanmayan,sadece nefes alıp verilen günlerdir.boğucu günler...
kısacası insanın bir anı bir anına uymaz.
yaratılanların en şereflisi olmasına karşın birkısmının bu özelliği adeta hiçe sayarak akla gelmeyecek şeytana vay be bu benim aklıma niye gelmedi valla helal olsun sözünü syletebilen özünde şereflilerin en şereflisi olan yaradılış harikası
Arı ==> Bal yapmak için; inek ==> Süt vermek için; Ağaçlar ==> Meyve vermek için varlar.. Ve hiç eksiksiz bi şekilde vazifelerini yapıyorlar... Şaşmadan, şaşırmadan.. Adeta başka bi alemde tekamül etmiş ve bu dünmyadaki vazifesini öğrenmiş gibi Dünyaya gelir gelmez Hayatına lazım kabiliyetlerini inkişaf ettiriyor..
insan ise Tüm Ömrü hayatı boyunca her an yeni bişeyler öğrenmeye mahkum....
Hayvanların fıtri olan her ihtiyacı; kendilerinde mevcut..Sahip oldukları Sanat-ı ilahinin tezahüründen tutunda... Mükellef oldukları Vazife-i Hayatiyelerine kadar herşey onlara ilhamen bildirilir...
insan ise kısmen Akıl sebebiyle bu ilhamdan mahzun olduğu için sürekli olarak ilmen tekamül etmeye ve hayatını idame etmek için sürekli farklı bişeylere ihtiyaç duyar..
işte Hayvan ile insan arasındaki bu tip binlerce farka dikkat edilse anlaşılır ki; iNSAN Bunca istidatına rağmen sadee Hayat cihetinde bakıldığında bi serçe kuşuna bile yetişemez... Demekki insan sair mahlukatın haricinde olarak bu dünya ya sadece Dünya hayatı için gelmemiştir... Belki tekamül edip daha latif bi hayata hazırlanmak ve hayatı vereni tanıyıp, bilmek için gönderilmiş tir..
insan tek bi Kelime olduğu halde; Ne kadar çok kitaplar onun içinde yazılmış.. Mesela tek bir göz için Ciltlerle kitap yazılmış, Ayrı bir bilim dalı kurulmuş.. Adeta Kainat ağacının küçük bir numunesi hükmünde Ne kadar çok latifeler Bu insan Kelimesi içerisinde gizlenmiş... "Sevmek, Nefret Etmek, Korku, Aşk, Heyecan, Vicdan v.s... gibi onbinlerce duygu ve düşünce ile bu alemi kuşatmış.. Kalp o Kelimenin tek bir Noktası olduğu halde; ŞU Koca kainatı içine alabilecek bi duygu seli o Irmaktan Akıyor....