insan insan derler idi,
insan,nedir şimdi bildim.
can can deyu söylerler idi,
can,nedir şimdi bildim.
başlık sayesinde açtım arkada çalıyor. ne güzel yazmış,muhyiddin abdal.
Muhsin, bir insan onursuz, namussuz, ahlaksız, şerefsiz doğmaz. Sen hiç ahlaksız bir bebek gördün mü muhsin? Görmedin tabi. Ama insan yaşadıkça yoksunlaşır muhsin, ahlaktan, onurdan, namustan, şereften.
-suz/-sız'laşıyor da insan sızlamıyor vicdanı muhsin. Vicdanımızdan da yoksun kalıyoruz. insan olmak tecrübesini bir bebek kadar bilemiyoruz muhsin. Zamanımız tersine akıyor galiba.
nereden geldiğini, nereye gittiğini, bu dünyâya niye geldiğini bilmeyen ve bütün işi yemek-içmek ve nefsinin istekleri peşinde koşmakdan ibâret olan kişinin hayvandan farkı yoktur.
önce yalnızlaşmaya çalışıp bunun için milyonlar harcayan, apartman daireleri, korumalı sitelere kapanan sonra da lan ne memen bu yalnızlık deyip sosyalleşmeye çalışan mahluk.
hamama giren terler. sosyalleşmek için evin mahalle arasında olacak. akşam dinlenmelerinden feragat edeceksin. geleni gideni ağırlayacaksın. sonra gene rahatını bozup sen onlara gideceksin.
düğünü cenazeyi ihmal etmeyecek, gideceksin.
hangisi daha iyi hala bilmiyorum ama şu sistem de fena değil. yazlık sistemi. yazın 8 ay yazlıkta kalacaksın. tabi yazlığı şehirleşmemiş bi yerden alıcan. kışın da gelip şehirdeki evinde kalıcan.
ınsan bazen kendini kaçırıp gitmek istiyor. neden her şey gelip "biz" olan o insana dayanıyor? ve neden ifade - susuş arasında mekik dokuyamıyoruz? susarken bile konuşuyoruz. kendi bedenimizi kendimizle sürüklüyor, gidemeyecegimiz o atlantis diyarı için düş kuruyoruz. hepimiz birbirimizden farklı iken neden birbirimize çok benzeriz? nedir bizi birbirimize çeken mıknatımsı yapışkanlık? soru sormadan duramayız, soru sorunca da çıkamayız işin içinden. ucundan tutsak, uca tutsak kalıyoruz. biz aynıyız kardeşlerim. farklı görünürken bile yalnızca bir düş sisi var üzerimizde. anlamlandiramadigimiz her neyse yine de o anlamsız tutsaklık bizi birbirimizle benzer kılar. kendimizi bırakıp gidemiyoruz. kaçırıp götüremiyoruz. elimize gelemeyecek kadar akışkan bir su damlası gibi. susuzuz ve denizin suyunu içsek susuzlugumuz giderilmeyecek. size söyleyeyim o sırrın nedenini : çünkü hatamız ınsan olmak, ınsan olmayı degıstırememek.
insan; nasıl yaklaşırsa yaklaşsın, asla güvenilmemesi gereken bir canlıdır. zira gardınızı indirip samimiyet ve dürüstlüğünüzü bir gram belli ettiğiniz an sizi tam da oradan vuruyorlar hissettirmeden. bir ikizler burcu olarak söyleyeceklerim bu kadar.
(bkz: yıkıklar eqlesin)
zeka seviyesi daha tam gelişememiş canlı türü evet ileride olanlar var tabi ancak çoğunluğu gelişmemiştir zira görülmektedir ki hala savaşlar, yan baktı diye ölen insanlar...