arada bir ''dahi'' eki var. istemeden, kırptım kısalttım. o dahi bile çok önemli aslında. başlığın tam hali: ''insan yaşamındaki en küçük detayı dahi küçümsememek''!
son yıllarda çıkışta olan türk sinemasına, hatta cennetin çocukları 'yla dünyaya açılmış iran sinemasına göz atınca her karesi yaşamın incelikleriyle haşır neşir olan filmler görmekteyiz. filmlerde temel olarak insan duygusunun derinliği, kişisel gelgitlerin ve geçmiş yaşantıların etkileri ve özellikle de ayrıntıların insan yaşamının olmazsa olmazı olduğunu görmemek mümkün değil. tabi her yönetmenin anlatış şekilleri, ifade tarzı, betimleyişi görecelilikler sunuyor. ve yakın zamanda iyiden iyiye izini sürdüğüm gayet bağımsız ve minimalist bir sinema akımının içerisine dalıvermiş oluyoruz.
ayrıntıların hayatın olmazsa olmazı olduğunu sinemanın tekrar akla kazıması ve bunu son derece akıcı bir üslupla yapması aslında fazlaca eski fakat sonradan tekrar hatırlanmış yeni bir ivme alanı olarak ilgi çekiciliğini koruyor.
çağın nimetlerinden ve tüketim argümanından ayrışmış duran iki küçük ayakkabı üzerinden kardeşliği dokunaklı ve sımsıcak ele alarak düşler ve sır penceresini aralayan majid majidi'nin görkemli eseri bu başlığı açmama vesile oldu. yok derdim film değil. bayağı da bir süre oldu izleyeli. fakat sinemanın yeni dalgasının türk yönetmenler tarafından da bu zemine çekilmesinden hoşnutum o kadar. tolga karaçelik adlı genç yönetmen bir gişe memurunun hayatından film yapmış, seren yüce, çoğunluk'la yapmış yapacağını. özer kızıltan, bundan 5-6 yıl önce takva 'da kişisel gelgitleri o kadar iyi yansıtmıştı ki. bu minimalist dalganın gün geçtikçe yeni yönetmenlerle büyüdüğünü görmek son derece keyifli ve güzel! tabi teşekkürün büyüğü majid majidi 'ye. cennetin sonsuz sevgi yüklü çocuklarına binaen.