bu dünyadaki her şeyin; yanan bir kibrit çöpünün kül olurken ardında bıraktığı duman gibi gök yüzünde silinen bir savaş çığlığıyla, yıldırımla vurulmuş gibi toprak olmak üzere toprağa düşen sessiz beden yığınlarından ibaret olduğunu anladığı zaman.
ergenliğinizi atın önce sözlükte meme, göt, çük, kuku gibi bilimum sözcükleri içeren başlıklar açmaktan vazgeçin sonra konuşuruz bu olgunlaşma meselesini.
duygularını kontrol edebildiği an olgunlaşır. daha doğrusu; nerede ve nasıl , hangi zamanda, hangi duygu ile davranacağını bildiği an da denebilir. ayrıca; kaybettiği, maddi manevi değerlerin, aslında yalan dünyanın getirip , götürdüklerini idrak edebildiği an olgunlaşır. ki bu da olgunlaşmanın en üst seviyesi bence.
Etrafındaki insanlara güvenemeyeceğini kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini fark edince, farketmeden başlar olgunlaşmaya. Önce düşünceleri olgunlaşır sonra da bütün tavırları.
insan zamanla olgunlaşır bunun belli bir zamanı olmaz. ama bence insan bir yakınını kaybedince olgunluk adına ilerleme kaydediyor. ama bu sırada bunun sorumluluğunu alabilecek, bununla ilgilenebilecek bir yaşta olmak gerekiyor. yirmili yaşlar gibi. kendi ellerinizle birini indirdiğinizde kabrine dünyanın ne olduğunu anlıyorsunuz. allah hepimize sevdikleri ile uzun ömürler nasip etsin.
Zorlu hayat sınavında toplumun kendisine karşı acziyetini fark ettiğinde, Kimseden yardım göremediğinde, mecburiyetler ve ağır sorumlulukların altında Kendini bir başına hissettiğinde, çaresiz kaldığında, hayattan darbe üstüne darbe yeyip bir sıfır yenik başladığında, hem de en yakınındaki tüm insanların kendinden ne kadar uzakta ve onu anlamakta fersah fersah geride kaldığını gördüğünde. işte bu zaman zarfında ve karşılaştığı tüm olaylarda sadece rabbinin yanında yar ve yardımcısı olduğunu, ayan beyan müşahade edip anladığında tam olarak olgunlaşır.
Kalabalıklar içinde yalnızlık o zaman sorun teşkil etmez onun için. insan ancak rabbine yaklaştığında olgunlaşıp kemale erer. insan çaresiz ve garip kalmadan olgunlaşamaz. Kemal sahibi insanlar hayatın merkezinde olsalar dahi hep en yalnız olanlardır.
Okkalı bir tokat yediğinde. Manevi bir tokat. Ama her manevi tokat için geçerli değil bu. Manevi tokatın niteliği kişiden kişiye, kaldırabileceği yüke göre değişir.
Fiziki olanı olgunlaştırmaktan ziyade eskitebilir.
Hayat basarisizliklar dususler insani tekrardan diriltir yukseltir olgunlastirir. Insan en buyuk gelisimleri stres ve baski altindayken gerceklestirir.