yaşamaya değer bi şey bulmak için,
yaşamın merakından, belki güzel bir şey olur diye
-hamlet'in olmak ya da olmamak tiradı'ndan bir kesit
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek.
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
hayatta kalması ve soyunu devam ettirmesi gerektiği için yaşar.
yemek, seks, saygınlık, para, barınma, silah, televizyon, genelev, burgerking, sosyallik, starbucks vs hepsi insanın hayatta kalabilmesiyle ve neslini devam ettirebilmesiyle doğrudan veya dolaylı olarak alakalıdır.
Şu ucu bucağı olmayan sonsuz kozmik evrenin kaosunda aklını yitirmemek adına gözlerini kapattığında tüm varlığıyla yanı başında olabileceği birini bulmak için yaşar.
insan olecegini bilerek ve bilincle yasayan tek canlidir. bu yuzden temel ihtiyaclari disinda bu surecten bilincle faydalanma haz pesindedir.bir kedi yemek uyku barinma isinma biraz sevgi gibi ihtiyaclarini gunluk karsilar ve zamani gelince olur. ama insanlar her seyi biriktirmeye ve birikimle hazla evrimlesmislerdir. kisin soguk olacagindan yiyecek depolamak ve daha da fazlasindan zarar gelmeyecegi bilinciyle ac gozluluk olusmustur.insan hazzini zarara donusturmus ve hem yasarken aci cekmek icin yasar hem de yasamin sonundaki aci icin yasar.
insanlar bir şey için yaşarlar ve çoğunun aklında bu neden zamanla edinilen tecrübelerle ve çevre etkisiyle bilinçsizce oluşmuştur.
bilinçli olarak bu nedeni oluşturmaya çalışanlar ya da varolan nedeni bir temele oturtmaya çalışanlar (descartes'ın yöntemini uygulayanlar) son derece yorucu zihinsel bir evrim geçirirler yahut geçiremeyip mala bağlarlar. bu tayfanın içinden alkolik olan, deliren, intihar edenler çıkar. toplumdaki felsefe korkusu da tam olarak buna dayanır. sadece ömür çerçevesi içinde belirlenen hedef-nedenler daha mantıklı görünse de zamanla bu da yerini ömür sonrasını sorgulamaya bırakır zira ömür içindeki hedefler "zafer ruhun mezar taşıdır" vecizesinde bahsedildiği gibi anlamını ve heyecanını yitirmeye başlar. hayat içinde yapılanları sonrasına bağlama, sonrasında belirlenen hedefle veya nedenle arasındaki tutarlılık ve çelişkileri ortadan kaldırma gibi amaçlar ortaya çıkar. geride kalanlara iyi bir isim bırakmanın bile hiçbir mantığı yoktur, zira yok olduktan sonra geride kalanları siklememiz hiçbir anlam ifade etmez, geride kalanların ne bok yediği de bizi ilgilendirmez. bunlar da adamı yorar. nihayetinde geriye bütün bu acılı, tatlı, zevkli, sıkıcı, iyi, kötü, berbat, şahane, çoluk çocuk, dede, tecavüz, cinayet, eğlence, bok püsür içerikli tablonun ortaya çıkardığı yegane soru kalır; "neden? neden amına koyayım?" ve her bir amına koyduğumun beyinsizi bunu mantıklı bir şekilde ağzını büküp bilmiş bilmiş konuşarak cevapladığını zanneder, ağzını yüzünü sikesiniz gelir. hadi s.ktirin gidin şimdi.