salıncağa binildiğinde bacakların boylu boyunca yerde olduğunun farkedildiği an
ekmek almaya başkalarının gittiğinin görüldüğü an
çizgifilm izlemenin karın doyurmadığının anlaşıldığı an
.
.
.
böyle uzaar gideer...
eskiden, anneler arkadaşlarıyla toplandıkları vakit bir zaman sonra muhabbet muzur konulara gelirdi. tabi hemen 'hadi sen biraz televizyon seyret, odana git, dışarda gez' gibi emrivaki rica cümleleriyle çocuk odadan sıvıştırılırdı. işte artık o muhabbetlere katılabiliyor olmak çok acı.. keşke tekrar hadi odana deseler...
bayramlarda ziyaret edilecek yerlerin basına mezarlıgı eklediginiz, caresizligin ne demek oldugunu ve bunu sessizce kabul etmeyi ogrendiginiz, yasamın icinde tek basına ayakta kalmayı basarabildiginiz an.
gezdin tozdun aman aman aman
sazdın sözdün aman aman aman
giderek üzdün bizi zaman
yazdın çizdin aman aman aman
incecik izdin aman aman aman
sıraya dizdin bizi zaman.
(bkz: duman) (bkz: aman aman)
annesine hak vermeye başladığı andır. artık her şeye peygamber sabrı göstermeye başlamıştır, temizlik bulaşık yıkama gibi olaylar canını sıkmaz, kardeşine öğüt vermeye başlar bu insan artık büyüdüğünü anlar bu sayede.
5 yaşında: benim babam herşeyi bilir
10 yaşında: babam o kadar da çok şey bilmiyormuş
16 yaşında: babam hiçbirşey bilmiyor
25 yaşında: babam az çok şey biliyormuş meğer
40 yaşında: babam ne çok şey biliyomuş
50+ yaşında: keşke babam yanımda olsaydı da akıl danışabilseydim.
babanızın ne kadar büyük bi insan olduğunu anladığınızda büyümüşsünüz demektir.