sorumluluk sahibi olduğunu hissettiğin andır. zira bu olay yaşta değildir. isterse yaşı 40 olsun, işi gücü gırgır şamataysa yaşı 40 olsa nolcak olmasa nolcak. yakın zamanlarda sevdiğim bir insanda böyleydi. bazı şeylerin ciddiyetini fark edemiyordu. dolayısıyla hep kırılgan tipte bir insan olarak hayatını sürdürmekte kendisi. çok ezileceksin yavrucum çok.
bi kız için babasının nabzını yokladığında o yaşam atışını hissedememesi. babasının yüzüne baktığında dudaklarını morarmış görmesi. ellerini tuttuğunda buz gibi hissetmesi.
büyüdüm ben artık baba. sen gittin ben büyüdüm. keşke hep çocuk kalsaydım.
insana en uzak şey içidir, kalbi, ciğeri, böbreği,damarı,kanı,kemiğidir. Kimse kendine yakıştırmaz ölümü, acaba kalbim nasıl? iyimiyim? Demez
her saniye atıyor o, bu mükemmel vücuda/sisteme saygı duymalısın, senin unuttuğun anlarda, aklına gelmeyen, en yalnız anında bile o atıyor, sen kötü kalpli bir insanken bile sen kötü kalpli bir insan ol diye atıyor.
geçenlerde yine böyle bir gecede sigara yaktım müzik dinliyordum. Bir hüzün çöktü doğal olarak. Amına koyım dedim birini arasam da yalnızlığım gitse. annemi aramak istedim çok geç saatti, kıyamadım. Abim zaten o saatte uyandırsam derdimi dinler ama ağzıma da sıçardı. ulan dedim kimsem yok tek başımayım, dertlerimi tek başıma düşüncem, halletcem. kendimi büyümüş ama bu koca dünyada da yalnız ve minicik hissetim. yani büyümek dertlerini kendi başına çözmek, gece tek başına kalmaktı, o gece anladım.