şaçma davranışlarda bulunulduğu an,
karşısında nutkunun tutulduğu an,
bir selam vermeye bile çekindiğin an,
kalbinin güm güm attığı, gözlerini alamadığın an,
gözgöze gelindiğinde utanıp başın çevrildiği an,
etrafında olup bitenlerden bihaber kalınmaya başlandığı an,
dersi dinlediğin halde hocanın ne anlattığı hakkında fikrin olmadığı an,
anfiye girdiğinde gözlerinin bir çift o gri gözleri aradığı an,
gündüzlerinin gecelerinden farksız olduğu an,
hatıralarını hatırlayıp ta geçmişi değiştirmek istediğin an,
boş bakışlarla dalıp gittiğin an,
rüyalarının değişmez kahramanı olduğu an,
herşeye rağmen hüzünle karışık aşkın mutluluğunu hissettiğin an,
ve bunları sözlüğe niye yazdığını bilmediğin an; bil ki sen aşıksın arkadaş.
inkar evresinin tamamlanıp..hayırr yaa ben aşık diğilm ki ona!! modundan çıktıktan sonraki andır.
artık kabul etme zamanı gelmiş çatmıştır.aylar sürsede ona aşık olduğunuzu kendinize itiraf etmişsinzdir.
şimdi sıra bu boktan durumdan kurtulmaya gelmiştir ki oda ayrı bir boktan durumdur.*
gece yatarken tavana bakıp onu düşündüğün andır. rüyana girdiği, gördüğünde kalbinin hızla çarptığı andır. şarkılarda onu aramaya başladığın, başkalarının seninle ilgili upuzun cümleleri onun tek kelimesine bedel olduğunu farkettiğin, onsuz hayatın tatsız gelmeye başladığını anladığın andır.
hormonlar ahh hormonlar siz nelere kadirsiniz..türün devamlılığını sağlayabilmek için yapmayacağınız şey yok mu sizin?nedir bu inadınız allansen?ver adrenalini,bas seratonini oldun leyla.
sevişipte spermleri o kutsal yumurtalara ulaştırma çabasını nasılda dramatize edersiniz..nasılda o pazıl gibi birbirini tamanlamlayan, tümleyen organların birleşmesini ayine çevirirsiniz.
hormonlar ahh hormonlar.
bakınız:cinsel birleşmenin ruha işleyen bir tınısının bulunması.