14 şubat gibi gereksiz günleri geçtim, en özel günlerde** sevdiceğin geleceğini söyleyip, tüm planlar yapılmışken gelemeyeceğini bildirmesi.
üzerine rakip tanımam, öyle soğutur yani hayattan.
daha da kötüsü, 10 yıla rağmen bu günlerin hiç birlikte geçirilmemiş olması. bir ilk heyecanıyla tüm avuntu bu olmuşken, gelemeyeceğini söylediği an bir refleks olarak yine "ama yıldönümümüzde gelecek ki" demek. sonra kendine kızmak.. başka teselli mi kalmadı sanki. kalmadı belli ki. herşey "o" olmuş baksana..
sözlükte bir başlık görürsünüz e hemen entry girmeye başlarsınız. uzun uzun ve güzel şekilde yazıp girdikten sonra bir bakmışsınız ki, sizden önce birisi zaten yazmış sizin yazacağınız şeyi! üstelik o entry ile sizin entry arasında kısacık bir zaman mesafesi vardır. sonra, bir başlık ile ilgili espri yapacakkken o esprinin de önceden yapılması sinir bozucu.
Fuşya oje ele alındığında asetonun bitmiş olduğunu fark etmek ve yeşil tırnaklarla ortada dımdızlak kalırken sevgili ojeye hüzünlü ve manidar bir bakış atmaktır.