Zihninizde söyleyeceğiniz cümlenin önce türkçesini oluşturup,sonra ingilizceye çevirip, en nihayetinde karşınızdakine söylemeye çalışmak. iki karpuz bir koltuğa sığmaz misali cümlenin hem anlamlı hem kurallı olması kattiyetle mümkün değildir * genellikle are you go?, did he saw the pictures? gibi turistleri bıyık altından güldüren gaflara yol açabilir * bolca pratik, mümkünse bir kaç yıllık yurt dışı ziyaretleri önerilir.
Where is the camping diye soran turiste parmakla işaret ederek "here is the camping demek" ** Fakat bir kere daha karşılaştık başka bir turistle manchester dan gelmişler. Tabi başladık havalar nasıl, futbol nasıl meğersem ronaldoyu sevmiyorlarmış.He is a big baby falan dediler. damn it! dedim ayrıldım yanlarından.
yer: ordu üniversitesi
arkadas ingilizce metin okurken karsısına cıkan nayf*ı "kınif" şeklinde telaffuz etmiştir
bayan x: (kasıla kasıla) hocam yanlış oldu "kınayf" olucaktı.
sınıfta sessizlik hakimdir.
Tobacco?
aha arkdaşım vitrin tabak dolu seç beğen al.
no, I want tobacco.
lan,oğlum desenlerini mi beğenmiyonuz, ahha this is tabakko, hatta tabakkos hem de porselen.
no,we want buy tobacco for my father.
hayda, babana noliy? Biz de hep analar tabakko ister.Haa, annadım duvara ascak father ın tabakkoları desen desen.
O zaman daha aşşalara gidecez kapalı çarşıda tükkan çok.
hişşş, look my friends, how is this tabakkos? Lan heriflere iki tabak beğendiremedik.
hey mister,look, we found tobacco this shop.
ohha, o ne lan bu bildiğimiz nargile tütünü. lan oğlum desenize nargile tütünü diye.hay anasını lan tobacco tütün demekmiş.
Almanyadan arkadaşları gelen arkadaşımın,''bu bebeleri kapalı çarşıya götürüp istediklerini almalarına yardımcı olurmusun,nası olsa çat pat biliyon sen ingilizceyi zati onlar da o kadar biliyo,anlaşırsınız.'' demesi üzerine '' tabbi ,ne demek ( o ara çatır çutur ingilizce -bana göre tabi- yazışıyom hatun kişilerle pen friend olarak) dedikten sonra bire bir başımdan geçmiştir.
sabah fakültenin çardağında arkadaşlarla konuşurken pulp fiction filmi hakkında laf açılınca tam film hakkında ilgi çekici bilgiler verecekken 'palp fikşın' diyeceğine dilin dolanıp 'palp fakşın' demiş olması. ardından durumu kurtarmaya çalışırken daha da batmak, sıçıp sıvamak. tarantino duysa hattori hanzonun kılıcıyla ikiye bölerdi beni.
yer : istanbul kültür üniversitesi hazırlık sınıfı
hoca: yapabilme edebilme için hangi kelimeyi kullanıyoruz
berke can: can
hoca: olumusuzu nedir
berke can: can not
hoca: peki pastı nedir
berke can: can notted