100.
get the hell out of here cehenneme kadar yolun var.
101.
I do not give a fuck - şeyimden aşağısı kasımpaşa.
102.
fuck you - canın cehenneme.
103.
What is your problem ? Koçum senin problemin ne hele bi de bakam.
104.
My heart goes out to you...
Kalbim seninle veya sana bakınca kalbim cız ediyor.
105.
Say my name.
Her gün kullanırım bunu.
106.
Watch your mouth- Agzını topla.
107.
Nilday belday - Nilgün Belgün :d
108.
Hey. Merhaba dünyalı ben uzaylı, şu adromedali, memleket nere bebeğim?
109.
Wrap someone around your finger: Birini parmağında oynatmak
110.
you are a good person : sen iyi bir insansın
I liked you: senden hoşlandım (iyi insansın anlamında)
111.
its raining cats and dogs: şakır şakır yağmur yağıyor
Hikayesi de şöyledir; ingilterede alt yapının olmadığı zamanlarda çok yağmur yağdığında sokakları caddeleri seller götürürmüş. Kedi ve köpekler de ne yapsınlar can havliyle çatılara çıkarlarmış. Ama bazen kayıp düşerlermiş. O gün bugündür çok yağmur yağdığında bu kalıp kullanılmış.
112.
- come on, do something brother. (Hadi Bir şeyler yapıver bilader)
- we are not foreigners. (Biz yabancı değiliz)
- i swear that my wife uses the same at home my beautiful brother. (Valla Aynısını hanım evde de kullanıyor benim güzel abim)
113.
onlar brother larına beautiful demezler...
sister larına derler..
me tarzan, you jane..
huhuhuhuhu..!
istanbul ingilizcesi anca bu kadar olur..
114.
do you have a lighter bro? - çakmak var mı abi?
115.
if you wanna be sexy, you must drink pepsi.
if you drive bmc, you will play kemençe.
not: umarım yardımcı olabilmişimdir.
121.
Shut the fuck up, you mother fucker.---lanet olsun sana çünki sende annene lanet etmiştin.
123.
Hellöö: merhabaa
-Kiminle ne konustugunuz cok onemli tabi.
124.
long story short. uzun lafın kısası.