...bir gün gelecek, insanların siyah ama altın gibi parlayan gözleri olacak; onlar, güzelliği görecekler, pisliklerden arınmış ve tüm yüklerden kurtulmuş olacaklar, havalara yükselecekler, suların dibine inecekler, sıkıntılarını ve ellerinin nasıl bağlamış olduğunu unutacaklar. bir gün gelecek, insanlar özgür olacaklar, bütün insanlar özgür olacaklar, *kendi özgürlük kavramları karşısında da özgür olacaklar. bu, daha büyük bir özgürlük olacak, ölçüsüz olacak, bütün bir yaşamı boyunca sürecek...
...bir gün gelecek, insanlar savanları ve bozkırları yeniden keşfedecekler, uçsuz bucaksıza açılıp köleliklerine bir son verecekler, hayvanlar yükseklerdeki güneşin altında insanlara, artık özgür olan insanlara yaklaşacaklar, ve dev kaplumbağalar, filler, bizonlar birlik içerisinde yalayacaklar, ormanların ve çöllerin kralları, özgürlüklerine kavuşmuş insanlarla birleşlecekler, aynı kaynaktan su içecekler, arınmış havayı soluyacaklar, birbirlerini parçalamayacaklar, bu, başlangıç olacak; bütün bir yaşamın başlangıcı...
Kayın ağaçlarıyla uyanıyorum bugünlerde
ve buzdan bir aynanın önünde,
alnıma dökülmüş buğday saçları tarıyorum.
Soluğumla karışarak
köpürüyor süt.
erken saatte kolay köpürüyor.
Ve nede camı buğulatsam,
yine senin bir çocuk parmağıyla resmedilmiş
adın çıkıyor: Masumiyet.
onca uzun zamanın ardından.
Bugünlerde acı vermiyor
unutabilmem
ve anımsamak zorunda kalmam.
Seviyorum. Beyazbir kor gibi tutuşarak
seviyorum ve teşekkür ediyorum ingiliz selamlarıyla.
Bunu yapmayı uçarken öğrendim.
Bugünlerde martıları düşünüyorum,
onlara bir aşağı,
bir yukarı kanat açarak,
bembeyaz bir ülkeye uçtum.
Ufukta benim efsane kıtamın,
oralarda beni, üstümde
bir kefenle terk etmiş
kıtamın görkemli çöküşünü
algılıyorum.
Ben yaşıyorum,
uzaklardan onun kuğu şarkılarını dinliyorum!
max frisch uzun süre ilişki yaşayan ve bu acılı ilişki sonucunda bunalım geçirip kendisini eve kapatan, alkole başlayan sonunda da alkolun etkisiyle sigarasını söndürmeyi unuturak evini ve kendisini yakan yazar.