bayan izleyiciyi canevinden vurmuş filmdir. film bittiğinde gözünden yaş gelmeyen bayanın hormonlarında problem vardır. rakı masası olayı beni benden almıştır sonra bi de metro sahnesi vardır ki müthiş.
halil sezai paracıkoğlu da olsa kendimi zorlasam da çok begenemedim. filmi muhteşem kılabilecek bir unsur göremedim. tek filmin senaryosunun oluşma sahnesi idare ederdi.
eternal sunshine of the spotless mind tadında, aşk tesadüfleri severden en az 5 kat daha iyi, yer yer "bu kadar da basit mi mına koyim" dedirtse de bugüne kadar çekilen en iyi duygusal türk filmlerinden biridir. hatta öyledir belki de.
türk sinemasının son dönemlerde çekilen 'senaryo birbirinin tıpkısı kızla oğlan farklısı' filmlerindendir. hem filmin hem hayatın özeti sayılabilecek vurucu cümleyi kız şöyle sesler: 'ben insanları arabanın camına vuran yağmur damlalarına benzetiyorum. bazen bir damla aşağı doğru inerken başka bir damlaya karışıp güçlenerek daha hızlı ilerliyor. Ben de sana karıştım aşkım insanlar acımasız, savurgan hiçbir şeyin sonu gelmeyecekmiş gibi davranıyorlar. Birgün şöförün camı açabileceğini hiç düşünmüyorlar.'
vurdu ama öldürmedi beni.. duygusal yönü o kadar ağırdı ki beni baya bi aştığı için tam o hissettirmek istediklerini alamadım da sanırım. kötü olarak söyleyeceğim şey ise kadının oyunculuğu kötü denemez ama adamın yanında sönük kalmış. *
ciddi ciddi iyi diyebileceğimiz bir yerli film. özellikle metro sahnesi, tekrar tekrar izlenebilecek müthiş bir sahnedir. olmayan, abartılan, saçmalayan yerleri de var ama yerli filmden bahsediyoruz burada. böyle filmlere şükretmek lazım.
sinemada gösterime girdiği zamanlarda değil de dvdsi çıkıp korsana düşünce adından fazlaca söz edilen film. özellikle şu bir haftadır sosyal paylaşım sitelerinde sözleriydi, fragmanıydı, müziğiydi paylaşılıp duruyor.
türk yapımı aşk filmlerine her ne kadar pek itibar etmesem de kuzenime uyup dün seyrettim.
oyuncudan senariste film hakkında esaslı bir eleştiri yazmak isterdim hatta başlamıştım da ama vazgeçtim.
özlü söz yazmaya uğraşan ergen iletisi gibi bir tat verdi.
esas oğlan'ın kızın evine gidip yatakta yatan adamı görünce onu sevgilisi sanması biraz saçma olmuş. ben o sahneyi gördüğümde kızın babasının tecavüzüne uğradığını, annesinin de bu yüzden intihar ettiğini kızın da son anlarını daha iyi geçirebilmek için kendini eğlenceye verdiğini düşünmüştüm.
şimdi de düşündüm de böyle olsaydı daha etkileyici olurdu belki lan? kızın hal ve hareketleri de çok yapmacıktı zaten
--spoiler--
insanı derinden etkileyen, daha samimi bir tabirle ağzına sıçan bir film. oyunculuklar harika. özellikle halil sezai paraciklioğlu adeta döktürmüş diyebilirim. acıtasyon filmi diyenler varda, arkadaş hiç birşey hakkında film yapılmayacak bu gidişle şu ülkede. her zaman bir bok püsür buluyoruz birşeylerde.
filmde ençok ,durakta öpüşme sahnesi,mumlar etrafta karşı karşıya diyalog sahnesi ve metin'in gitarıyla şarkı söylediği bölümde etkilendim.
senaryoda biraz hatalar olsada hoş bir filmdi.insanı üzüntüye,sigaraya,alkole iten.
--spoiler--
basit bir konuya bağlayacak derken bambaşka yerlere götürmüş bir film. hele film içinde bir kaç sahne unutulmayacak cinstendi. hele duman şarkısını söylediği sahne alıp götürüyordu. eğer gerçekten aşkı özlediysen biraz o hissi veren bir film. oyunculuklar yan roller hariç başrol oyuncuları tarafından güzel canlandırılmış. herkesin zevki ayrı tabi ama izlenmesini tavsiye ettiğim bir film. sözlükte sürekli sol tarafta görüp merak edip izledim. *
abartılanların aksine ne sil baştan la alakalı nede aşk tesadüfleri sever le kapışamıyacak bir filmdir.iyidir hoştur ama sadece vaktinizi alır ve çokta bi getirisi olmaz.bu kadar abartılmaya gerek yoktur.filmdekilerde dünkü boktur ayrıca.hıh.
öncelikle genel anlamda filmi konusacak olursak bi kere izlenmesi gereken filmler listemize almalisiniz. basroldeki iki oyuncuda gercekten iyi rol cikarmislar ama özellikle sezai paracıkoğlu kendini asmistir.
--spoiler--
olumsuz yapabilcegim elestiriler sunlardir efendim:
1- cocugun yasli hasta adamla karsilastiginda onun kizin babasi olabilcegi ihtimalini hic düsünmeden direk eski sevgilisi sanmasi bana biras sacma geldi.
2- sarkiciya asik diger yan karakterin sadece bir fotografi görüp askindan vazgecmesi.
digerleri:
1- film müzikleri harika, sezai paracıkoğlu o ne sestir öle.
2- evin her yerinin not kagitlariyla kapli oldugu kisim cok etkileyici.
3- bayan bas rol oyuncusunun nerdeyse her sözü filmdeki gibi bi yere not edilmesi gereken sözler.
4- basroldeki oyuncularin birbiriyle olan uyumu filme etki etmis.
5- kizin balik yerken akvaryumun üstünü örtmesi cok hos düsünülmüs.
6- filmden sonra kesinlikle icilir.
--spoiler--
benim bu derdim
ne yağan yağmurda
ne yalancı sonbaharda
ne bomboş sokaklarda...
ne bayıldım bu filme.kavuşamazsın aşk oluru gördüm dün gece izlediğimde.türk yapımı olupta nadir bağlayan filmlerden.bi kere öpüşemediler ya içimde kaldı yeminle.
filmdeki en dikkat çeken hata ekmek elden su gölden olması durumu.
geri kalan, kurgusu ve yönetmenin çekimi gayet güzel.
gayet de akıcı bir film dram filmi olmasına rağmen.
izleyin izlettirin.
- Bir şeyler söylemem gerekiyor değil mi?
+ Gerekmiyor bir şey söylemek sana göre değil. Sen bir şey söylemeden gidersin değil mi? Hemde öyle bir gidersin ki, bırak yaşamayı insanın nefes alması bile yarım kalır. Sen o kadar bir şey söylemeden gidersin ki üstüne milyonlarca şey söylenir. Sen bana bir şey söyleme, git. Sadece git.
- Gitmedim
+ Yanlış. Sen hiç gelmedin...
hastalık mevzularının ajitasyon tadında sinemada kullanılması klişesi dışında sıcak film. bakın güzel demiyorum, sıcak. duygulara hitap etmek için sağlığı kullanmak bana göre kolaya kaçmak, yani ölümcül bir hastalık ve bunun insanların sosyal yaşamına etkileri veri olarak zaten iç burkan bir nitelik taşıyor. sizin bunu ortaya koyduktan sonra kılınızı kıpırdatmanıza gerek yok milleti etkilemek için. seyir için hoş ama sinema için hiçbir şey kısacası, herkesin emeği sağ olsun.
