kızların çoğunun, "oooo bak dokunmadan ellemeden okşamadan sevişmeden de aşk yaşanabiliyormuş hayri diye erkekleri sıkıştıracağı, sen neden bu kadar romantik değilsin" diyebileceği bir film olmasının yanında, işlediği konuyla farklılık arz etmesi açısından önemli.
liselerimizde üniversitelerimizde bar bar okul okul kampüs kampüs erkek avına çıkmış kızlarımız, kız avına çıkmış oğlanlarımız kurtardıkları günlerine sevinirken bir ömür boyu unutamayacakları güzellikleri kaçırıyorlardır belki de kimbilir?
ben biliyorum. kaçırıyorlar ama üzülmüyor orospular, pezevenkler! üzülün ulan üzülün. yoksa damacanaya sikini sokan maldan bir farkınız kalmayacak ona gore...
kızın ses tonu ile dramatikliğin dibe vurduğu filmdir. konusu güzel, aşkın ne olursa olsun yaşanabildiği masum duygulardan birisi olduğunu anlatıyor, ama dediğim gibi o ses tonu...
yarın sabah tüm sözlük ahalisine incir reçeli dağıtılacak, sonra hep birlikte kusulacak.
sonra unutuyoruz reçeli falan, yok incir reçeli falan.
(bkz: yeter lan valla yeter)
"gittin ya kafam hep duman" cümlesinin geçtiği şarkıyı söyleyen adamı canlandıran aktore ben olmuş bu adam derim. başka cümle kelime hatta harf e gerek duymam... o küçük an yeter bize o adamı yaşamaya...
allah belanızı versin lan. ne bağnaz, ne bencil, ne kötü düşünceli pis bir ülkede yaşıyoruz biz. filmin sahibi ben olsam bu filmin televizyonda gösterilmesine izin vermezdim abi. lan ne kötü düşünceleriniz varmış sizin de o sahneleri kestiniz. sigara kelimesi kesilir, içki içilen sahne kısa tutulur, sevişmeseler dahii birbirlerine dokunma sahnesi kısa tutulur. ne bu. insanlar içki içildiğini görmesin de azmasınlar, birbirine dokunmanın ne demek olduğunu anlayıp cıvıtmasınlarmı. gençlerimi dize getirmeye çalışıyosunuz anlamıyorum ben. bu filmde bu sahneleri kesen beyinsizler, insanlardan bunları esirgedikçe bu ülke zıvanadan çıkar, anladınızmı beyinsizler geri zekalılar. anlamadınızsa bir daha anlatayım, o filmin o sahnelerinde anlatılmak istenen başka bir şey. hadi çıplak oldukları sahneyi kestiniz, içki içip koptukları sahneyi niye kesiyosunuz. yakında içkiyimi yasaklamayı düşünüyo hükümet.
tekilayı bu şekilde yuvarlıcan, bardan gece aleminden çıkmıcan, kafalar at kafası, ciğerler olmuş sünger, adamla aynı yatağa gircen, elletmicen...
canım sevişmek istemiyor dicen genç... aids miş hiv+ mış... tamam anladık elinde mi yok ki elizabeth yok, adam eriyo karşında, ağzında mı yok !!! her şeyi geçtim... bugun bi kutu prezervatif 3-4 lira...
burası çok dar burası çekilir dert değil... !!!kolpacı kadınsın sen!!! başım ağrıyo diyen kadına saygım sonsuz... ama aidsim diyen biraz abartıyo derim ben...
filmi beğenirsiniz, beğenmezsiniz, vasat bulursunuz ya da bayılırsınız benim için hiç bir önemi yok inanın.
ama bazen bazı anların hayatımızdaki yeri o kadar farklıdır ki sıradan bir durumda hiç bir anlam ifade etmeyen, şiddetle eleştirdiğiniz bir şeyi öyle bir an gelir ki, hiç bir şey sorgulamadan bağrınıza basarsınız..
çünkü çok özeldir, onu özel yapan bir şeyler vardır.
işte bu filmde benim için böylesine özel.
sinemada seyrettiğim o tarihten sonra gel zaman git zaman bu filmin bırakın ismini duymayı o incir reçelini bile sokmamıştım hayatıma.
ama gel gör ki son bir kaç gündür reklamlarını gördükçe kanalını değiştirdiğim o filmin karşısındayım şu an.
izliyorum, hatırlıyorum, üzülüyorum.
demem o ki vardır ya hepimizin hayatında yer etmiş bazı şeyler, işte öyle bir şey benimkide...