Metin orta yaşlarda geçimini Tvlere skeçler yazarak kazanmaktadır. Senaryoları red edilmiş ve moralinin bozukluğuyla bara gitmiştir. Barda Duygu ile tanışır ve Metinin hayatı tümüyle değişmiştir.
ask icin sevismek gerekir, et ete degmelidir, durak sevismek icin ideal bir yerdir vb. onermeler butununden ve sacma salak ask dolu sozlerden olusan turk sinema sektorunde adini en gereksiz filmler listesindende en uste tasiyan xyz.
film izlendikten sonra dertsiz başa dert kazanılır. bir hafta halil sezai den isyan şarkısı mırıldanılır. halil sezai'nin gerçek hayatta dahi acınacak durumda olduğu düşünülür. hatta halil sezai'yi yolda gören bir grup tinercinin 'abi biraz hayata bağlan be. bak kuşlar, ağaçlar, çiçekler ne güzel' diye nasihatlerde bulundukları iddialar arasındadır.
geçen gün bilmem kaçıncı kez izlediğim ve ''filmdeki kız için kimbilir neler neler yapardım'' dediğim film.
esas oğlan karakterinin ön yargıları sonucu yaptığı inanılmaz gafa mı sinirlenirsin yoksa kızın içinde bulunduğu durumamı.
içinde bulunduğu özel duruma rağmen bir kız bu kadar mı fırlama olur, bu kadar mı şirin, bu kadar mı harika, bu kadar mı sevimli, bu kadar mı mükemmel.
otobüste izleyip de bu kadar beğendiğim başka bir film yok. olağanüstü güzel. elbetteki klişeler etrafına oturtulmuş ama yine de gerçekli vermeyi, filmi izleyene yaşatmayı başarmış. oyunculukların da başarılı olduğunu söylemek gerekir.
az önce ilk defa izlediğim filmdir. evet baya geç izledim. hatta izleme planım da yoktu, facebook üzerinde bir arkadaşla yapmış olduğumuz ''kim ulan bu halil sezai'' geyiği ardından, bi' izleyim dedim.
vel hasıl-ı kelam, insanların neden bu kadar ağır eleştirdiğini anlayamadım. tamam oyunculuklar berbat falan ama klasik bir aşk filmi işte, türk yapımı aşk filmi. benden artı puan alan tek yanı ise, senaryosunda, daha önce hiç aklıma gelmeyen bir konuyu işlemiş olması.
--spoiler--
arkadaş, ben ömr-ü hayatımda ilk defa aidsli bir kadına aşık olmak kavramını izledim bu filmde, evet türk sinemasından haz alan bir adam değilim doğru ama, ilk defa izledim ve bu vesileyle de, ilk defa bu kavram hakkında düşündüm. bundan önce hiç aklıma gelmemişti aidsli bir kadına aşık olmak ile ilgili bir düşünce. o yüzden filme klasik aşk filmi demek, pek adil olmaz. hepsini geçtim, film içinde çok hoş replikler var, izlerken zaman zaman düşündürebilen bir film, bu kadar acımasız eleştirmek gerçekten, ülkemiz sinemasını baltalamak olur. vel hasıl-ı kelam, film sonlarına doğru baya adamın amına koyuyor, lakin film bitmesiyle insan sakinleşip kendine geliyor. american history x'i izledikten sonra 3 gün sağlıklı düşünememiştim, benim iyi filmden kastım da bu etkiyi sağlatabilen film olduğundan, çok iyi bir filmdi diyemiyorum bu filme, ama türkiye standartlarının oldukça üstünde olduğu aşikardır.
--spoiler--