aşk acınız, kalp yaranız olsun/olmasın kalbi kanatan, nefesi tıkayan, beyni bulanıklaştıran... böyle de bi film. soundtrackleriyle kulağa ve harika diyaloglarıyla akıllara hitap ediyor. "aşk filmi" deyip geçilmeyecek, üzerinde düşünülecek, belki bikaç damla gözyaşı dökülecek, özeleştirilere/hayatı gözden geçirmelere gidilecek gördükten sonra. izleyin, izletin.
çoğu arkadaşın nedense ıssız adam ile benzeştirdiği film. baştan belirteyim uzaktan yakından zerrece alakası olmamakla beraber oldukça etkileyici sahnelere sahiptir. ben ağlamam diyen adamın bile .mına koyar. *
ayrıcaaaa... ya başka kadın oyuncu mu bulamadınız şekerim? melike güner ne alaka. oyunculuğuna lafım yok fakat; melike güner'i ben sadece ekmek teknesindeki ev kızı rolü dışında hiçbi şekilde düşünemiyorum. hani bazı roller vardır oyuncunun üstüne yapışır falan. ama... bu o da değil. yani ondan sanki daha fazlası çıkmaz gibi. hepsi bu gibi. **
hayağğtııım diye bağırırken insanın tüyleri diken diken oluyor. en azından farklı birisi seslendirseydi. benden rica etseydiniz allah rızası için kabul edebilirdim. insanlık öldü mü yahu? her şey sanat için.
beni, tek ağlatan film. ayrıca ilk kez bir film ekibinin isimlerini, görevlerini okudum en sonunda ve oturduğum sandalyeye beni kilitli bırakan filmdir.
Lanet olası mükemmellikteki filmin üzerine birde, hiç hesapta yokken insanın ağzına sıçabilen Halil Sezai sesi eklenince..
Avaz avaz susturup, bağıra bağıra ağlatır.
anne incir reçeli çok güzeldi.
dolapta peynir var ondan da ye. tarzı tepkilere rahatlıkla maruz kalabilen filmdir kendisi.
--spoiler--
işin garip yani film adını filmdeki filmden alıyor. başrol olan adam senarist ve bir senaryo yazıyor ismini de incir reçeli koyuyor. tabi bunun hikayesini izleyip görmenizde fayda var. göz yaşlarımı tutamadan izlediğim nadir türk filmlerinden. ama klasik bir türk filmi değil. hatta bu tarz birşeyle karşılaşmamışsınızdır. filmde geçen isyan-ı aşk şarkısı da ayrıca tapılası.
--spoiler--
konu olarak fazlasıyla dikkat çekici bir film olsada vasatı geçememiştir. her zaman altına imzasını attığım söz olan '' önyargı hıv'den daha tehlikeli ve bulaşıcı bir virüstür'' temalı bir film olmuş sanki. beynimizdeki önyargılarla ve saçma sapan değer yargılarımızla her insanı ötekileştirmeye o kadar bayılırız ki ve damgalamayı o kadar çok severiz ki filmdeki karakterimiz de anlamadan, dinlemeden kafasındaki senaryoya inanıyor hemen. neden düşünemyeyiz ? neden farklı açılardan bi türlü bakamayız ve hep neden yanlış anlarız konuşmadan birbirimizi, bilemiyorum... filme dönersem tipik türk filmi tadında malesef... vermek istediği mesaj ve konu çok güzel ama bu kadar melodrama dayamamalı diye düşünüyorum ben. son olarak kasımda aşk başkadır tadı alsamda iyikide bu konu sinemamızda işlenmiş.*
bir yerlerden esinlenilmemiş olması ümit edilen güzel film.
--spoiler--
" Hiç yadırgamadım yüzünü, inan çok tanıdık.
Gönlüme hoş geldin sevdiğim, kusura bakma ortalık biraz dağınık... " *
--spoiler--
son zamanlarda izlediğim çok konuşulan tüm türk filmlerinde var bu sorun. izliyosun bak ya güzelmiş diyorsun dannnn!!!! bu filmde şu filmden esinlenilmiş, şurasını o filmden çalmışlar,... al sana hüsran. bu film için de aynı yorumları duymadığım-okumadığım için daha bi çok sevdim.
Yok zaten ben dayanamam böyle filmlere de, hani bu kadar dokunamamazlık beni bitiriyor işte. Her şey tamam diyorsun, ya bu sefer diyorsun, dokunamıyorsun sevdiğine.. sana engel yollar oluyo.. sana engel eller oluyo.. sana engel hastalıklar oluyor..
kıyamıyorsun. .
Gürül gürül ağlatan filmdir. Güzel bir Türk filmidir.
hastalığını öğrendikten sonra yaptığım ilk yorum "kesin babası aids'tir, anneye de bulaştırmıştır sonra da doğal olarak çocuk doğunca onda da çıkmıştır" oldu.
yataktaki adamın baba olduğunu görür görmez anladım.
lan bi de bunlar sevişemiyo ya, prezervatif var hacı???
b: olum incir reçeli diye dandik bi film var, izlemeyin sakın.
a: ben çok beğendim ya, noldu ki?
b: niye sevişemiyo bunlar bi kere, kondom kullansınlar. baştan saçma lan
a: ha o filmden onu anladın yani?!!
insanlarlar yağmurlu havalarda arabaların camına düşen damlalar gibi yavaş yavaş düşüp gidiyorlar. düşerken başka bir yağmur damlasıyla birleşip hızlanıyorlar. hesaplamadıkları bir şey var şoförün camı açması!! insanlar her şeyi sanki sonu yokmuş gibi yaşıyorlar. oysa her şeyin bir sonu var..(incir reçeli filminden)
günlerdir bu filmin başlığında dönüp duruyorum, çünkü bu filmi hak ettiği şekilde anlatamamaktan çok korkuyorum. korkumu yenemiyorum ve anlatmaktan vazgeçiyorum. onun yerine, bizlerin hayatından bir kesit düşüp sahneyi onlara bırakıyorum.
biz;
artık dokunamam sana demiştim, ellerine bıraktığım kalbime ihaneti sapladığı gün,
artık dokunamam sana demiştim, beyaz gülümün artık beyaz olmadığını öğrendiğim gün,
artık dokunamam sana demiştim, sessiz hıçkırıklarla boğulduğum gün,
artık dokunamam sana demiştim, ruhundan ve bedeninden iğrendiğim gün,
artık dokunamam sana demiştim, kendimi gururun,nefretin ve kinin içinde bulduğum gün,
artık dokunamam sana demiştim, yalnız ölmeni istediğim gün.
onlar;
sana dokunmak, hayatın içinde durup dinlemek gibi,
sana dokunmak, nefes almak gibi,
sana dokunmak, tüm kelimeleri yakmak gibi,
sana dokunmak, tüm insanları affetmek gibi,
sana dokunmak, hayatı temize geçmek gibi,
sana dokunmak, ölüme inat gibi.
onlar;
ben insanları arabanın camına vuran yağmur damlalarına benzetiyorum. bazen, bir damla aşağı doğru kayarken, başka bir damlaya karışıp, güçlenerek daha hızlı ilerler. ben de sana karıştım aşkım. insanlar acımasız, savurgan. hiçbir şeyin sonu gelmeyecekmiş gibi davranıyorlar. bir gün, şoförün camı açabileceğini hiç düşünmüyorlar."
onlar;
"...herkesin hastalığını yüzüne vurarak yaşayacağım uzun bir ömürdense, herkesmiş gibi davranarak yaşanan kısa bir ömür daha iyiydi sevdiğim. bana nefes alan hiç bir şeyi sevme hakkı vermediler. ben de incir reçelini sevdim. incir reçeli sendin aşkım. şimdi kapat gözlerini. yapacağın güzel şeyleri düşün. beni unut demeyeceğim, çünkü ben seni unutamazdım. sakın hayata küsme. ben yaptığın her şeyde yanında olacağım. dışarıda hikayelerini anlatmanı bekleyen binlerce hayat var. hepsi de anlaşılmayı bekliyor benim gibi. yaz aşkım. hiç durmadan yaz ve birbirlerine anlat onları. dokunarak yaşayabilmenin güzelliklerini anlat. birbirlerine karışmayı anlat. yaşam savaşı içinde yaşamayı, yaşatmayı unuttuklarını anlat. ben sana karıştım aşkım. birgün şöförün aniden camı açabileceğini anlat."
sen o kadar bir şey söylemeden gidersin ki; üstüne milyonlarca bir şey söylenir.
benim bu filmi izlerken arkadaşa dönüp prezervatifle yapsalar olmaz mı lan diye sormuşluğum var. onu mu düşündün lan dedi, konu yapamamaları değil mi diye cevap verdim.
özet geçersek sikiloç bir aşk filmi. sonunda ağladım ama sanırım final döneminin verdiği duygusal boşluktan kaynaklıydı. ya da bilemiycem.
filmin başlarında bi an yerli marla singer yaratıldı zannettim ki çok geçmeden farkınada vardım. yanılmışım. yine olabildiğine duygusala bağla ağlat ağlata bildiğin kadar izleyiciyi, acı çektir onlara, böylesi daha güzel akılda kalıcı, unutulmaz.