kurgusu salya akıtan mükemmel filmdir. filmi bir kategoriye koymaya çalışırken epey bir zorlandım. ulan psikolojik gerilim mi, aksiyon mu, bilim kurgu mu, dram mı... sonuyla başıyla gayet de güzel olmuştur.
--spoiler--
--spoiler--
film bittikten sonra direk yorumlara baktım tabi. sonu hakkında kim ne düşünüyor diye. ama sadece benim dikkat ettiğim ya da anlamadığım bir nokta, cobb'un saito'yu bulmasını beklerken film direk cobb'un rüyasında devam ediyor.
havaalanındayken miles bu taraftan diyor, direk evin içindeler.** çocuklar yine aynı kıyafetle, aynı şekildeler. yıllardır aynı kıyafeti giyip aynı oyunu oynayamayacaklar ya.
"ama çocuklarının yüzünü gördü yaaaa" derseniz eğer, cobb vicdani rahatsızlık duyduğu için sanırım hiç çocuklarının yüzüne bakmıyor. fakat her şeyi açıklayıp vicdanını rahatlattıktan sonra yüzlerini görebiliyor. daha doğrusu vicdanını rahatlattıktan sonra devam edebiliyor.
elbetteki filmin sonu izleyiciye bırakılmış fakat son sahnelerdeki geçişler,kopukluklar ve çocuklarının kıyafetleri hala rüyada olduğunun göstergesi.
onun dışında aksiyon sahneleri çok başarılı. yer çekimsiz bir ortamda kavga nasıl olurmuş. ayrıca arthur'un oyunculuğu mükemmeldi.
ariadne'in ilk rüyada yolu katlaması çok hoşuma gitti nedense. özellikle binaların o şekli.
geçişler, efektler, yarattığı ikilemler çok sağlamdı.
son zamanlarda izlediğim en güzel film. imdb'de fight club'ın gerisine gittiği zaman asıl yerini bulmuş olacaktır diye düşünüyorum.
ek: ayrıca öyle olağan dışı bir filme öyle olağan bir son beklemesin kimse. saito cobb'a ilk teklifi yönelttiğinde benim aklıma gelen "cobb teklifi kabul edecek ve inception'ı başarıp mutlu sonla bitecek film"di fakat film ilerledikçe ve kurgusu mükemmelleştikçe bekliyordum sonda bir sürprizi.
--spoiler--
--spoiler--
izledikten sonra uyumanın sakıncalı olduğu film yada beni çok etkiledi bütün gece rüyamda, rüyadayım laylay biliyorum rüyadayım diye bağarıp durdum. alkışlıyorum kendimi ve ufak beynimi.
izledim izleyeli ağız tadıyla bir rüya göremediğimdir. uykumda "var bunda 1 cinlik mnskym" dememe sebep olup rüya verimimi düşürendir. çözmesi kolay olmayan filmleri anlamada güçlük çeken beni ikinci bir izlemeye çekecektir yakın zamanda.
--spoiler--
--spoiler--
+evet spoiler içinde spoiler. *
+filmde çalan o şarkı nedir arkadaş. güzel seçim. Edith Piaftan Non, Je Ne Regrette Rien
+ Leonardo DiCaprio: seviyoruz seni ama yeni yüzlerde görsek fena olmazdı bu rolde.
+Joseph Gordon-Levitt: rol için çok doğru seçim. 500 days of summer ın sonunda takımlar açmıştı kendisini. mafyalı silahlı ajanlı filmlerde görmek istiyoruz.
+ Ellen Page: shortlistimdesin kızım. bir gülüşünü göremedik ama olsun diğer filmlere artık.
--spoiler--
--spoiler--
ilk defa olarak dün gece izledim ve yorgunluktan uyuyakaldım. bi an nolan reyis izleyenleri de mi uyutuyor diye düşünüp korktum ama anladım ki amele yorgunluğuyla uyumuşum sadece.
bir filmin daha izlenmeden önce bütün sempatiyi kazanmasıyla başlayan sürecin (bkz: nolan) (bkz: leo)
izlendikten sonra ağız açıklığıyla devam etmesidir.
izleyen insanların bir çoğunda aynı tepki gerçekleşmiştir.
farklı dillerde farklı kelimeler kullanılsada, hepimiz izlerken biraz irkilerek noluyo lan demişizdir.
filmi izlerken yeni matrix mi diye düşündüm ama bitince hayır, daha iyisi.
an itibariyle izleyip, bitirdiğim film. film bittikten sonra insanı o kadar etkisinde bırakıyor ki, gerçek dünyaya dönmek zor oluyor. bu filmi izledikten sonra sokağa çıkanların davranışlarını merak etmiyorum değil hani.*
dün arkadaşımla izlemeye çalıştığımız ama arkadaşımın ikide bir uykuya daldığı ve ona olup biteni açıklamaktan doğru düzgün izleyemediğim film. en son arkadaşımı dürttüğümde:
-uyan lan film bitecek.
+ne ne oldu lan. rüyamda rakı içiyordum he.
-lan hemen filmin etkisinde kalmasanız olmaz amk.
geçen on yılın en iyi filmleri arasına ilk üçte girebilecek filmdir. kendine hayran bırakmıştır. son bir saat nasıl geçti anlamıyorsunuz. * çekimler, teknik, oyunculuk mükemmel. tüh o da rüyaymış diyenlere hitaben son sahnede totem düşecekti. çünkü:
--spoiler--
çocuklarının yüzünü gördü.
--spoiler--
nedenini hemen söylemek gerek zira okudukça bu başlık altında ki entryleri salak çokmuş. birincisi son sahnede ki totem olayından başlamak gerek. orada ki olay yani totemin sendelemesi aslında klasik nolan hareketi. nolan bir çok filminde sonu aslında hep ucu açık bırakır. burada da onu yapmış ama artık lost ta gördüğümüz " ağaç çok yeşil değildi bir bok var o ağaçta " gibi her şeyi bir şey olacak diye izleyen zamane gençliği totemin sendelemesini yanlış anlamıştır. dikkatli izlendiğin de ne yaparsam yapayım çocuklarımın yüzünü göremiyorum demişti. bu sefer gördü yani gerçek hayatta nolan sizi kandırdi ehehehe.
neyse gelelim filmin kendisine. son 10 yılını bu filmi nasıl mükemmel yaparım diye düşünen bir beynin daha mükemmel olmazdı denebilecek bir eser ortaya çıkarmasıdır inception. su geçirmez bir senaryo ve müthüş çekim teknikleri ile tadı damağımızda kalmış enfes bir yapım. bir mahsun kırmızıgül filmidir yazan filmleri vizyonda gördükçe nolan a üzülmüyor değilim. adam diyordur bilende film çekiyor bilmeyende ...
dün izledim.. öyle abartıldığı gibi değilmiş.. bildiğin zeka unsuru öğelerle bezenmiş.. şimdi hocu bazılarımız bu filmi beğenmemiş, evet beğenmeyebilir ama bunu adam gibi söylerse ona saygı duyarım, ama ukala bir tavırla yazınca pek adam yerine koymama taraftarıyım.. anlamıyorsun madem bok atmaya çalışma.. adam öyle bir dünya yaratmışki içinde kaybolmamak mümkün değil, sen çıkmışsın neresi efekt neresi mantık diyorsun, pardon ama mantığını s.kim afedersin.. madem çok zekisin ne işin var tarlada, a hıyarım.. niye çıkıpta zekice birşeyler yapmıyorsun o zaman.. adam yazmış, yazdığının bir kısmını da bilmem kaç dakikaya sığdırmış.. zaten anlamadığım bir şey de, abicim 3 kitap yazılmış bir hikaye film olunca.. yok olmamış, yok orası böyle değildi, gibisinden b.ktan muhabbetleriniz beni öldürüyor.. lan çok biliyorsan gel sen yapta sen sığdır o kadar vakite.. adam uğraşmış elinden gelenin en iyisini yapmış.. adam ne bilsin, akşam senin hatunun sana vermediğini, senin de gidip o psikolojiyle filmi izleyeceğini ve beğenmeyeceğini.. sinemada hayalgücü konuşulan bir yapımda gerçek mi değil mi kurgusu hep varolandır ama zaten totalde o bir kurgudur ve gerçek değildir ama gerçek olamayacak birşey de değildir.. ve siz halen bir gerçeklik arıyorsanız? gidin ivedik izleyin.. o daha gerçek.. valla lan.. hemde sizden, içinizden biri.. holivud filmleri saçmaymış, dostum zaten bütün filmler hayalgücüyle yada hayal edilerek yapılıyor ki bunlar da saçmalıktır zaten.. savaş filmi çekmiş adam.. bizim kopil başlıyor, çok gerçekçi olmuş doyamadım.. ama gerçek mi? bilemezsin, niye çünkü o savaşı çeken değil, savaşan bilir ki o da tam detaylarıyla hatırlamaz.. çünkü savaştasın.. ee öyleyse gerçek olan ne?.. niye bu ukalaca, güzel değil, yok b.k gibi türünde eleştiriler.. adam yapmış abicim yersen.. çalıştıramıyorsan hayalgücünü otur 5 taş oyna.. offf gerildim akşam akşam.. ayran var mı? ayran.. gidip bir daha izleyeyim inception'ı.. kafayı dağıtırım en azından..
bu arada süper bir nolan filmi hocular.. izleyin ama önyargısız izleyin..
--spoiler--
finaliyle ilgili bir tespit.
herşeyin rüya olduğunu söyleyenler var. son sahnede totemin sendelemesini üst katmanda yaşanan dengesizliğe bağlıyorlar. ama dikkatle baktığınızda sadece totemin sendelediğini görürsünüz. hemen yanındaki sıvılarda veya evin içindeki çiçeklerde hiçbir kımıldama yok.
demek ki rüya değil gerçekmiş.
--spoiler--
benim gibi bir bilim kurgu manyağının bile hep ertelediği izlemeyi pek düşünmediği bir filmdi geçenlerde bi göz atıyım dedim ve filmi ağzım açık izledim ne ara film bitti anlayamadım bile bu kadarmı güzel olur. leonardo dicaprio da kendini aştı mı ne şu sıralar zindan adasındaki performansıda bir bu kadar güzeldi netice olarak şiddetle tavsiye ediceğim bi film imdb puanını sonuna kadar hakediyor.
--spoiler-- cobb: what do you want? saito: inception. is it possible? arthur: of course not. saito: if you can steal an idea, why can't you plant one there instead? arthur: okay, this is me, planting an idea in your mind. i say: don't think about elephants. what are you thinking about? saito: elephants? arthur: right, but it's not your idea. the dreamer can always remember the genesis of the idea. true inspiration is impossible to fake. cobb: no, it's not.
--spoiler--
filmin baş karakteri olan cobb'un sanskritçedeki anlamı rüya imiş.
--spoiler--
Did you know; phonetically, "Cobb" means "dream" in Sanskrit, Hindi, Urdu, and Punjabi. *
--spoiler--