oldukça trajikomik bir dilemma. açıkçası düşlemlerdeki elmayla sancılardaki üzümler hiçbir zaman kavuşmadı, kavuşmayacak da. ne kadar çok düşünürsek o kadar güzel kısraklar yarattığımız gibi kekremsi bir kabusa da döndü her şey çoğu zaman. kaotik bir virüsü duygu karmaşası damlacıklarıdan oluşan bir okyanustan yaratan buydu, bu yüzdendi ki bulamadık ortasını. bulabilseydik bile gökkuşakları mutlak biçimde artifikal ve eğreti olmaya tandanslıydı. en iyisi gözlerimizi kapatıp yüzüstü uzanmak ve unicornların kişneyişini beklemek sanki.
Tam bir -lord marcus amoralist premses- başlığı daha. Açılımı; Bir ibnelik sancısı hülyasının hayal dünyasından gerçeğe doğru sarkarken verdiği amansız varolma mücadelesinin trajikomik yansımalarının karmaşık ve betimsel etkileşimlerinin nedensel niteliksel ve niceliksel sonuçlarına izdüşümsel yaklaşımlarından yayılan hezeyanların pis kokuları. Sanırım yada umarım anlaşılmıştır. Kültürlü olmak başka birşey.