icinde yeni tek bir kırıntı bilgi olman
daha önce yazılmıs the cemaat kitaplarının derlemesi eser
okuyan bir deikanlı mesela chp li isa ismli vekil
buldugu deliller neticesinde dava acsın
soytarılık yapıp iftira atan kadar.
naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım ; çünkü komünist değildim. sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım ; çünkü sosyal demokrat değildim. sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim ; çünkü sendikacı değildim. benim için geldiklerinde, sesini çıkartacak kimse kalmamıştı. (bkz: martin niemöller)
Polis akademisinden mezun olanlar için yapılan hileli açıkyüreklilikle yazan günümüzde bu hileli torba kuralarının polis akedemisinden çıkıp daha da kapsamlaştığını kpss ye kopya skandalı ile bulaştığını ygs ye şifreli sorularla dahil olduğunu anlamamıza yardımcı olan basılmamış kitap. Zamanında Polis Akademilerine 4. sınıftan alım yapılmasını sağlayan kanun çıkarılmış belli bi kesimin kayrıldığını anlamak için daha nasıl bir kanıt gereklidirki? Boşa çaba sarfediyoruz bazen bu dünyada çünkü safımızı belli etmedik saf saf geziyoruz.
şişirilmiş bir balondur. abartacak bir durum yok, günümüz gerçeklerini, belgeli bir şekilde açıklamış sevgili şık. ülkemizin kodamanları ise rahatsız oldu. görünen köy imamın ordusu kitabını istemez be kodaman abi.
imam ın kayığı, imam ın pamuğu, imamın cüppersi, camisi...vs devam eder bu liste. daha basılmadan imha edilmesi çok gereksiz bir hareket ama daha da gereksizi bunu iktidarda ki siyasilerden bilmek. nette dolaşan kopyalarından birini okuyayım dedim. yeni bir saçmalık bulamadım, sıkıldım. hali hazırda ki saçmalıkların devamı. ne komik olabilmiş, ne ciddi, ne de başka bişey.
bugünlerin iddia etme ikonu. benim anlamadığım neden sadece iddia ediliyor da, eldeki deliller ile savcılığa başvurulmuyor. eğer eldeki deliller davayı kazanamayacak ya da mevcut durumu ispatlayamayacak kadar yetersiz ya da tutarsızsa, iddianın adı iftira olmuyor mu? gazeteci olmak, saygın bir kişilik olmak gibi durumlarda konunun içeriğini artık kurtaramıyor. ben kitabın yazarının kullanıldığını düşünüyorum.
12 eylül'ün fotoğrafını en net şekliyle çeken paragraflardan birine sahiptir.
şöyle ki,
--spoiler--
"...12 eylül darbesinin temel saiklerinin* arasında türkiye'deki sosyalist devrimci mücadelenin yükselişinin durdurulamaması gerçeğini de görmek gerekiyor. bu 'tehlikenin' tam da sermayenin çıkarları doğrultusunda tehdit olmaktan çıkarılması gerekiyordu ve gereken 12 eylül günü yapıldı. ülkenin üzerinden bir silindir gibi geçen 1980 darbesi sonrasında, tek tehlike olarak görülen solun pasifize edilmesi için, islamcı cenahın alkışlarla karşıladığı darbeyi yapanlar 'komünizm tehlikesi'ni bertaraf etmek için abd üretimi 'kızıl kuşağa karşı yeşil kuşak' projesini hayata geçirdi. inşa edilecek yeni sistemin adı türk-islam senteziydi. sol kadroların ordu içinde bile örgütlendiğini gören cuntacılar, daha 12 eylül öncesinde kendi kurumlarında başlattıkları milliyetçi ve dinci düşüncelerin gelişmesi çabalarını darbe sonrasında devletin tüm kurumlarında ve ülkenin dört bir yanında hayata geçirdi. din ve islam'ın, sol sosyalist fikriyatın egemen olmasının engellenmesinin en önemli aracı olarak kullanılmasında elbette ki islamcıların devlet tarafından kullanılmaya açık ve hazır olmaları gerçeği de vardı. tarafların birbirlerini karşılıklı olarak kullanmasına dayalı dogmatik bir çıkar ilişkisiydi."
--spoiler--
meclise de girmiş olan kitaptır. Dün Ak Parti Malatya Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi ihsan Koca, cep telefonuna indirdiği kitabın taslağını Genel Kurul çalışmaları boyunca okurken görüntülenmiş.
kitabın özeti şu: ne kadar orospu çocuğu varsa, ne kadar ibne, yavşak varsa bu orduya katılmış. askere alım kıstaslarıda bi'garip arkadaş bunların. müslüman olmak yeterli sanırım.
28 şubat sürecini akp hükümeti ile beraber fettullah gülen cemaatinin beraber tasarladığını; bu tasarı içerisinde ordudan yandaşlarıyla görüşerek bunu başardıklarını anlattığı "varsayılan" kitap.
maksat; "milli" görüşlere sahip ve hızla yükselen erbakan ın ve türkiyedeki milliyetçiliğin başka taraflara kanalize edilmesi falan diyorlar.
erbakan; son röportajında (habertürk sanırım) bunu açıkça söylemişti zaten. yani; 28 şubat sürecini bugün iktidar olan arkadaşların tasarladıklarını ve hangi subaylarla görüştüklerini biliyoruz. demişti. kitaptan önce o röportajı da yasaklatsaydınız keşke?
bunun ne demek olduğunu bir düşünün. seçimlerde memleketin %36 sının, anayasa referandumunda %60 ının "salak" yerine konduğu bir memleketiz demektir bu!
sincan da tank yürütüp "olay" yaratanların, başörtüsüyle insanları "er yemin törenine" almayanların son yaş ta terfi alması, hatta önlerindeki subaylar 2 günlüğüne tutuklanıp öyle aldırılması da açmıyorsa gözünüzü siz körsünüz.
provakasyon yaparak "oy" toplayanların esasında kim olduğu ile beraber her şey yerli yerine oturuyor işte. her şey ortaya çıkıyor böylelikle.
80 öncesinde birileri her iki tarafada silah veriyormuş bilmemneymiş ya; biz dedik ki 80 darbecileri ile akp hükümetinin göbeği aynı elden kesik. inanmamıştınız ya; dedim ya... ya körsünüz, ya badem.
