bugün

enver isimli sınıf öğretmenimin vurduğu haksız tokat ile sümüğümün duvara yapışmasını görmem. değişik bir deneyimdi.
14 kişilik sınıfımız, yarısı kız-yarısı erkek. numaram 120 ve turkcell çekmediği için, yakılamayan soba. evinden çıkan akrebin, büyük örümcek denerek avutulan ankaralı güzel ve naif bayan öğretmenimiz.
orta sırada oturan sınıfta ki üç büşra'dan ortancası olan kızın altına s.çması. evet lan bildiğin kahverengi b.k kütlesi vardı sırasının altında.
okul basketbol takımında, son saniyede atamadığım basket. filmlerdeki gibi olur diye beklemiştim ama olmadı.
okul önünde minik poşetlerde erik satan erikci amca.. hey gidi be yiyip yiyip sınıf camından atardı bütün okul çekirdeklerini de bahçe erik çekirdeği dolardı. şimdi bir manav açmıştır heralde o amca öğrencilerden kazandığı paralarla. aklına bu mu geldi lan diyecekler için; o erikleri yeseydiniz sizin de aklımıza bu gelirdi. çok güzeldi be! kütür kütür... ah yıllar...
hocanın önümdeki çocuğa kızıp kalemini fırlatması ve çocuğun eğilmesiyle kalemin gözüme girmesi.
masa örtüsü. hala kullanıyorum.
bir ucu kırmızı bir ucu mavi kalemdir, çok severdim kendisini. basket topu şeklinde olan silgimin annemin bütün ısrarlarıyla okula götürmem ve sonucunda tabi ki kaybolması.
benim ve en yakın 2 arkadaşımın hoşlandığı kız, sırasıyla aynı zaman aralığında 3 arkadaş beraber aynı anda o kızla duygusal ilişki yaşadık. zaten o zamandan beridir hiç bir kızdan gerçek manada hoşlanamadım.
sıraların üçer sütun halinde dizilmesi,cin fikirli öğretmenimizin oturma düzenini ilk sütunu çalışkanların,ikinciyi orta hallilerin ve üçüncüyü tembellerin oturacağı şekilde ayarlaması.
ön sırada oturan sarışın demetmiydi neydi adı.
muhallebici sakallı amca. büyük sınıflar dizilirdi okul duvarına alırdı muhallebileri. hala aklımdan gitmez o muhallebiler. anneme her al dediğimde almazdı allah bilir içine ne katıyor derdi. birkaç yıl sonra babam almıştı o amcadan muhallebiyi. dünyanın en mutlu insanı olmuştum.
1. sınıfta bir iki ay öğretmenimiz olan bayan, birgün "herkes yarın 1 tane haşlanmış yumurta getirsin" dedi. Tabi ben de sabah kalktım yumurtamı haşladım, aldım ve okula yollandım. Sınıfa geldiğimizde benim dışımda sınıfın tamamı çiğ yumurta getirmişti. Sonra öğretmen bana para verdi ve ekmek almaya yolladı. Getirdim ekmeği. Aldı yumurtayı soydu bir güzel ve ekmeğin içine koyup bana verdi. Bende afiyetle yedim.
okuldayken tuvaletlerde gizlice sigara içerken yakalandığım o an.

(bkz: dayak nedir neden atılır)
sıçan görmedim ama gazi diye bir velet vardı işedi ya la sınıfa.
kırtasiyeden alınan ders kitapları ve o son gün bütün kitapların aile fertleriyle birlikte kaplanması.
çöp kutusu başına kalem açma bahanesiyle gelen arkadaşlarla futbol muhabbeti.
okul yeni açıldığında yırtık okul önlüguyle eve gitmem.
anneme küfretti diye birisini dövmüştüm.
leblebi tozu.
cırcır olduğu gün sandalyeye sıÇan sıra arkadaşım.
Bomboş geçen yıllar ve egoist hocalar.
Arkadaşlarına üstünlük sağlamaya çalışan ergenler.
- masa ortusunun yikanmasi icin eve goturmek
- kumeler olusturmak
- birinci marka sigara alip icmek
- yerli mali haftasinda corege,borege doymak
her tenefüsü tuvalette saç yaparak geçirmek. lan bütün gün tuvalettesin, kime güzel görünücen? biraz düşün değil mi?
8 sene boyunca.
''Akdeniz Karadeniz biz karnemizi isteriz'' sloganını her senenin son gününde öğretmen karneleri vermeden önce yapmaktır.