bugün

bir gün sınıf arkadaşlarımdan biri kalçasından aşı olmuştu. etrafa kimse bana yaklaşmasın kalçam ağrıyor diye bağırıyordu resmen çocuk. o zamanlarda 5.sınıfmıydı neydi evet 5.sınıftı. yine dediğim gibi o gün çocuğun kalçasının aşılı olduğunu unutan ben, duvar tarafından geçmek istersen yani duvar ile sıra arasından geçmek isterken kalçası aşı olan çocuğun yanlışlıkla kalçasına değmiştim. aman allahım değmez olaydım keşke dedim o saatten sonra. çocuk bir ağlamaya bir bağırmaya başladı sormayın. bu mal gitti beni sınıf öğretmenine şikayet etti. öğretmende beni niye kalçasına değdin diye dövmesinmi? tabi kimse benim açıklama yapmama müsade etmiyor sınıfada rezil olmuştum. bu gerizekalı oğlan öğretmenin beni dövmesiyle yetinmemiş olacak ki ertesi gün annesini çağırtı okula. annesi geldi bana bir güzel azarı bastı niye kalçasına değdin oğlumun aşılı olduğunu bilmiyor musun diye. ben yine açıklama yapacaktım ama kadının lafları bana o kadar koymuştu ki sözlük, sinirimden ne yapacağımı bilmiyordum. en sonunda ağladım tabi ertesi gün gittim ben de anneme olanları bir bir anlattım. bu çocuğun aşılı kalçasına yanlışlıkla değdiğim günüde anneme anlatmıştım ama çocuğun annesi okula gelince iş çığrından çıktı. anneme öğretmenin beni sınıf ortasında aşağılamasını ve o çocuğun annesinin bana neler dediğini söyleyince annemde okula geldi. öğretmenle uzun uzun konuştular o çocuğun anneside bir daha gelmedi. hatta çocuk kayseriye mi ne taşındı bu olaydan bir kaç gün sonra. gittiği iyide oldu yani. şimdi bile arkasından küfür ediyorum.

diğer bir olayımı anlatayım sözlük. allah kahretsin ki bu olayı yaşadığım kişi üst entry de anlattığım çocuk. yani kalçasına aşı yaptırmış çocukla okula yeni geldiği sıralarda olmuştu bu da. bir gün törendeyiz hepimiz( bu arada olay yine 5.sınıfta geçiyor) sabahleyin okula nasıl geldiğimi hatırlamıyordum o gün. acayip halsizdim ve yorgundum. bir de midem bulanıyordu anneme de demiştim okula gelmeden önce midem bulanıyor diye ama o beni takmadı, okula gitmemek için dediğimi sandı. neyse törende bu çocuk önümdeydi ve benim mide bulantım iyice hararetlendi. ben bu çocuğa dedim ki önünden git arkaya geç midem bulanıyor kusabilirim dedim. tabi bu arada öğg diye iç geçiriyorum çocukta halimi görmesine rağmen yerinden kıpırdamadı. ve en sonunda olan oldu midemden bir saniyede sabahleyin içmiş olduğum sade sütü çıkardım. hemi de o çocuğun siyah paltosunun üstüne. tabi çocuk kızdı sinirlendi bana. ben de kendisini uyarmıştım halbuki git diye. ha bak burada benim de bir hatam var ben de arkaya gidebilirdim ama o an aklıma bir şey gelmedi işte küçüğüz ne de olsa. zaten sıranın en arkalarında bir yerdeydik. öğretmen yoktu allah tan yoksa beni yine döverdi niye çocuğun üstüne kustun diye. ilkokuldaki öğretmenim tam bir maldı kendisinden nefret ediyordum. şu an görsem sahip bile çıkmam. beni sınıf ortasında kaç kere aşağıladığını kaç kere dövdüğünü unutmam. allah cezasını versin onun o kadar diyeyim.

yine başka bir anım. bir gün öğretmen bir ödev vermişti sınıfa ödevide cuma günü vermişti pazartesi günü kontrole edeceğim demişti ve eklemişti. hafta sonu bir yere gideceğinize oturup ödevinizi yapın demişti o sözünden dolayı zaten yavaş yavaş tiksinmeye başlamıştım kendisinden. bu arada ilkokullu olmamıza rağmen bile 4. ve 5.sınıfta hocayı çok seven şimdiki tabirle yağcılık çeken arkadaşlarım vardı her neyse. ben bunun verdiği ödevi hafta sonu yapmayı unutmuşum. hafta sonu bir yere galiba teyzemlere gitmiştik. pazartesi günü okula geldiğimde benim en önde oturduğum dolap kenarından başladı ödevlere bakmaya. yanımdaki arkadaşım yapmıştı ona imzayı attı. bana geldi ilhan ödev dedi? ben de hocam yapmadım deyince suratıma bir tokatı geçirdi. sorumsuz seni gerizekalı diye yine suratıma o can alıcı ifadeleri kullandı. yanağım çok acımıştı sözlük o an ne yapacağımı bilememiştim. o gün de aksi gibi benden başka herkes ödevini yapmıştı diyebilirim. sınıfta öyle dayak yedim ya öğretmen olacak o karıya karşı gene nefretim depreşti. her neyse ne bok yerse yesin artık. bizlere yarın öbür gün kendisini görünce sahip çıkmamızı falan öğütlüyordu ama bugün bile kaç kişi yolda görse sahip çıkar mı bilemem.

o değilde ilkokulda aklımda kalan güzel anılardan birisi bir gün hepimiz erkeklerle birlikte okuldan kaçmıştık. okulun az ilerisindeki toprak sahada maça başladık maç yaptık. işin ilginç yanı ben sınıfta erkekler arasında süt olarak tabir edilen bir tiptim. sebebi ise ne erkeklerle kaçardım okuldan ne de maç yapardım fazla. ama o gün ben de bir deneyim yaşayayım diye uydum bizimkilerin aklına. kaçtık okuldan 2 saat boyunca doya doya maç yaptık kirlendik. çok keyif almıştım. o günden sonra bazen bende okuldan kaçardım hep. öyle işte ilkokul arkadaşlarımda iyiydi gerçi şimdi hangisi nerede ne yapıyor pek bilmiyorum ama o zamanlar çok samimiydik.

bir tane daha iyi anımı anlatacak olursak, ilkokul öğretmenim hani bağyan olan hamile kalmıştı galiba 4.sınıfta idi, 2.dönem aramızdan ayrılmak durumunda kalmıştı. o zamanlar mal gibi ben de ağlamıştım gidişine ama o zamanlar işte. her neyse onun yerine gelen vekil öğretmenimiz çok iyiydi. beni bir keresinde alerji tutmuştu vücudumun her yeri kaşınmaya başlamıştı. bu yeni gelen vekil öğretmende beni aldı müdür yardımcısının yanına götürdü hocam öğrencinin durumu böyle böyle diye. müdür yardımcısı da allah razı olsun velimi çağırmıştı. annem alıp götürmüştü o gün okuldan beni. yeni vekil öğretmenimizin en büyük sevdiğim yanı hiç ödev vermemesiydi. biz bayram yapardık ödev yok dediğinde. esas sınıf öğretmenimiz bize o kadar çok ödev verirdi ki. bu vekil öğretmenin gidişine çok üzülmüştüm ama hayat işte.

bir kere de 7.sınıftı galiba beden hocası bizlere sınıfa gitmek isteyen varsa gitsin demişti tabi ara koridorlarda dolaşmamak kaydıyla. sonra her neyse biz sınıfta herşeyden habersiz arkadaşla oturmuş konuşurken bir den beden hocası içeriye girdi ve bize hangi şerefsiz koridorda gezen diye bağırmaya başladı. tabi bizde olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk çünkü il ders boyunca sınıftan kimse dışarıya çıkmamıştı koridorlarda gezmemişti. hoca ilk sıradan başlayarak yine benden başlayarak tokatı attı suratımıza ve hepimizi dövdü. aklınızı başınıza alın dedi ve çıktı gitti ondan sonra bizde sınıfça dışarıda yani koridorda gezen hangi malsa ona küfür etmeye başladık. böyle işte sözlük ilkokuldan aklıma gelenler bunlar. daha pek çok anım var ama aklıma geldikçe yazarım buraya. belkide yazmam bilemiyorum.

son an da aklıma geldi. bir keresinde kulüp toplantıları için farklı sınıflara gitmiştik. ben yanılmıyorsam çevre koruma kulübündeydim aslında tam olarak hatırlamıyorum. her neyse sınıfa girdiğim zaman tahtaya bir baktığımda kıllı bilal yazısını farketmemle gülmem bir olmuştu. o zaman ne gülmüştüm ama düşünsene kara tahtanın ortasında büyük harflarle yazılmış kıllı bilal. bilal kimse acımıştım ona arkadaşı sağlam daşşak malzemesi bulmuştu çünkü.
son derslerin teneffüslerinde hava karanlık olduğu için afacanlardan biri ışığı söndürür, kapıyı kapatır. sonra kızlar başta olmak üzere bir karambol yaşanırdı, şaplak atan, vuran, bağıran- hatta mıncıklayan. neyse sonunda nöbetçi öğretmen elir ışıkları yakardı.

herşey 3 sn'de eski haline dönerdi. ne ilginç günlerdi be! dertsiz tasasız, komik işte.
nehirlerin üzerinden ağaçların arasından gideriiiz büyükanneyeeee
yolun büyük kısmındaan beyaz parlak karlardan uzaklara gideriiiiz.
bir kizi erkekler tuvaletine atmistim.
Uzun eşek oynayamamak . 1 dakika oynamak için 10 dakikadır mızıkan sınıf arkadaşlarımdır.
- 1. sınıfta folklorla tanışmam: görsel http://c1212.hizliresim.com/14/k/gzxqr.jpg *
- 2. sınıfta ilk kez sınıf başkanı oldum 15 dk sürdü * * *
sınıf başkanı dışında diğer kollar seçildi.tuvalette olduğumdan bana bir beslenme kolu kaldı. her gün çocuklarla sütünü içmedin,
peynirini yemedin kavgası çıkardı. *
- 3. sınıfta ödev yapmayanları cezalandıran bir hocamız vardı. bir diğer cezası da dile mürekkep sürmesiydi. ilk teşekkürüm böylece geldi.

- 4. sınıfın * veda partisinde love song eşliğinde dans edilen hatuna aşık olmak. *

- 5. sınıfta yeni ve uyuşuk olan hocamızı yarım saat yürüyerek kaldırmaya giderdik. bazen ibneliğine kaldırmazdık. *
çöpün başında 10 kişi kalem açar, muhabbet ederdik. hey gidi günler hey...
ödev sırası. ödevini yapmayan çocuk olarak o sırada beklemenin verdiği stres iddaa'da 2 tane +7 tutturup son maçın son dakikası penaltı olmasının stresiyle kapışır.
inşallah yakında benimde sahip olacağım anılar.
"igritminimmmm, idiv virdiii"diye atlayan elemanlar.Bunların işi gücü yokmuş gibi her ödev oldugunda hatirlatirdi.
Soğan Sarımsak Ciğer Bağırsak. O zamanlar S.S.C.B. vardı.
leblebi tozu yiyip konuşmak.
0.9 uçlu kalem onunda ucunu kırar dururdum alışmak çok zamanımı almıştı. kurşun kalem kullan dur işte mal herif.
Fen bilgisi dersinde ışığın renklere göre fotosentez hızı.
O müdür yardımcısı bana o tokatı niçin atmıştı? neden?
hala merak ediyorum.
(bkz: şerefsiz)
okul numarası.
egosunu tatmin etmeye çalışan sınıf öğretmeni.
ön sırada oturan sümüklü bebe.
her gün birinin mutlaka altına yapması, işemesi.
bir daha anıl'ın yanına oturma diye beni koridorda sıkıştıran kız aklımdan çıkmıyor.
birinci sınıfta sabahçı olmam ve sürekli kusmam.
Çalışan kazanır, elması kızarır.
kimsenin dokunamadığı, okul müdürünün oğlu. şımarıklık yapmasa, diğer öğrenciler gibi öğretmeninin sözüne uysa da kantinden aldığı üçgen kekleri babasının hesabına kitlerdi. güzel günlerdi.
(bkz: ben)
sınıf cetvelle sıra dayagına gectiginde, sınıfın en ufak tipi oldugumdan dayaktan yırtmam. *
ağlamanın puan getirmesi.