dağlar bir ev bir araba bir papatya bir dere ve çimenlerden oluşan resimler. kimisi bi tanede cin ali yapıştırıverir oraya. bunların dışında öğretmenim nası olmuş serzenişleri.
sarı çiçekler,beyaz bulutların arasından yükselen güneş hemen bunun altında bacası tüten çok pencereli bir ev ve evin boyutlarında el ele tutuşmuş çocuklar.
yeni yıl için renkli kartonlardan ve simlerden kartpostal yapmak (simlerle kartonun üzerine hoşgeldin yeni yıl yazardık) sonra hocanın bunları panoya asmasını ummak. asılmayınca da asılanınkini kıskanmak.
bulutlar (beyaz gökyüzüne mavi-lacivert kuzumsu olmak kaydıyla. ortaokula geçince öğrendik ki mavi gökyüzüne beyaz bulut yapılabiliyormuş.)
çeyrek güneş (sağ üst köşeye, kirpiklerinden uzun olanları sarı, orta boy olanları turuncu, kısa olanları kırmızı olmak şartıyla)
kuş sürüsü (sol tarafa, bulutların hemen altına. rengarenk m'lerden oluşmak şartıyla, tercihe göre siyahta olabilir.)
dağlar (çizilenlerin altına, kuş sürüsünde kullanılan m'lerin büyük ve hafif basık şeklinden, doruklarında kar olmak şartıyla)
gökkuşağı (dağların arasına, 4 bilemedin 5 renkli olur genelde, 7 renk sığmaz pek)
aşağıdan yukarıya:
çimen (sayfanın en altından 2 parmak yüksekliğinde, pat diye bitmek şartıyla)
kırmızı elma ağacı (çimenlerin sağ üstüne, bulutlarda kullanılan kuzumsu şeklin dik duranının, üzerinde 3 elma ve elmaların kahverengi sapları bile olanından)
ev (resmin ana objesi olarak. çimenleri ortalayan, 2 penceresi bir kapısı olan, içeride sarı ışık yanan ve bacasından yayımsı lüle lüle duman çıkan bir şekilde)
çocuk ( çimenlerin sağ üstünde, evle aynı boyutta, boş durmasın diye ip atlayanından)
o değil de nası bi mevsimmiş yahu bu böyle? doruklarda karlar, güneş ışıldar, dağların arasında gökkuşağı, ağaçta elmalar... çocuk herif işte.
"trafik konulu resim yapın gelin" diyen öğretmene -tam 30 kişi birden- dört yolun kesiştiği bir kavşak, birer araba, her yola bir trafik lambası çizilmiş resim getirmek.
30 kişinin hiçbirinin birbirinden haberinin olmaması daha da ilginç ve komiktir.
Hoca: Kızım bu ne biçim elma.
ç.b (9): hocam bildiğimiz pazar elması.
H: çisil dalgamı geçiyorsun?
çb: hocam bildiğiniz elma.
h: kızım bunun her yanı yamuk.
çb: hocam çizmeden önce düşürdüm.
....
gibi lafların dolandığı karmaşa.
dağlar, akan dere, derenin ortasındaki köprü,ev,evin tepesinde anten,dağların arasından çıkan güneş, elma ağacı, ve yanında ip atlayan çöp bebekler...
not:8 yıllık ilköğretim hayatım boyunca bunu çizdim başkada birşey yapamadım ama gelin görün ki şirinlik yaparakta resim dersim hep ''5'' düştü...
sulu boya yapılacaksa görevli iki öğrenci kovalarla lavobadan su getirip tahtanın kenarına yerleştirirdi. herkes sırayla kalkıp suluboya yapmak için gereken suyunu alırdı.ve nedendir bilinmez bu resim dersleri hep son saatte olduğu için, zil çalıp da öğretmen sınıftan çıkınca, biz kovalarda kalan suyla birbirimizi ıslatırdık.eşofmanlarla eve giden çocuklar beden eğitimi dersinden çıkmışsa, ıslak kafayla eve giden çocuklar da resim dersinden çıkmıştı işte.
cumhuriyet bayramı çizdirirlerdi genelde. sokakta tabela bayraklar yuruyus yapan cocuklar.
ben de hep resim sevincindeki tablolara benzer şeyler çizmeye kasar yanına bayrak filan eklerdirm. öğretmen olmamıs bu ne fln diye sorunca bu köy yerinde doğa yerinde bayram derdim.:)ha bir de altı pastelle renklendirilmiş üste siyah guajla kapatılmış sayfaları kazıtarak birşey yaptırırlardı.
(bkz: patates baskısı)
ille de çöp adam olmalıdır. hatta elele tutuşturulmalıdır. aradan bi yerlerden de sapsarı güneş parlamalı, kaşsız ama mutlaka gözleri, gülen çizgi ağzı ile çöp adamlara bakmalıdır. kenarda köşede çizgilerin dışına taşırarak boyanmış alakasız renklerde ağaç, çiçek, böcek, m şeklinde kuşlar vesaireler olabilmektedir.