ilkokul: abla nolmuş sana ya, hatta kusura bakma da teyze olmuşsun biraz, şu tipe bak, salmışsın götü göbeği bi baltaya sap olduğun da yok mnaki.. iyi tamam okumuşsun, geçirmişsin, görmüşsün de çökmüşsün be, gözlerinin feri sönmüş, bak bendeki saçlara sırma gibi upuzun, şimdiki halim buysa kalemtıraş jiletiynen şahdamarımı kescem okulda, saça bak, allahın keltoşu güdük kadar kalmış kafan, psikolojim bozuk demeye mi çalışıyon napıyon anlamadım ki, ee naptın var mı çoluk çombalak?
-hııı.. şeyyy, çocuk düşünmüyorum ben ya globalleşen dünyanın şeyisinden dünyaya eziyet çekmeye gelen bi çocuk yapamam yani bu günahahedehödö blabla..
+uzatma uzatma, armudun sapı üzümün çöpü derken kaldın di mi dımdızlak..
-hıhı.. (gözden yaş gelir)
+offf.. neyse bi güzel şey söyle bari hayatında, bak şu 10 yıllık ömrümde kendimi bildim bileli erol evgin'e aşıktım, öptük mü ağzını erol evgin'in
Senelerdir aynısın ulan insan bi değişim gösterir, fikirler aynı ama düşünceler çok değişmiş, uyuma şeklin bile aynı aq.
Bakıyorum sigara ve alkol almış başını gitmiş hiç beklemezdim senden. Hâlâ sevmiyorsun değil mi insanları? Ben de sevmiyorum boşver.
yol yakınken acısız bir intiharı seçerdi. ama bunu yapmış olsaydı şuanda ben olamazdım, ben olamadığım için herhangi birisini görüp intihar etmeye karar veremezdi. işte buda bir dede paradoksu örneğidir.
Bir şey demez yani. Siz mi çok hayalperesttiniz ben mi çok maldım anlamadım ki. Ben en fazla öğretmen olmak falan derdim. Derdim de bilye falan oynamak olurdu. Siz maşallah uçmuşsunuz. Utandım kendimden şimdi.