tesadüfen bir seviye belirleme sınavında okul birincisi olmuşken, arkadaşlarının bakışları arasında ezbere okunması istendiğindeki duygu; o gün bugün hala insanlar bakarken matematik çözemez hale getirir insanı. yaş kaç oldu üniversiteyi kazandık. soran küçük kuzenlere bile söylerken o ilk heyecan, o el ayak titremesi hayır biliyoruz elbette ama küçükken korkmuşuz bir kere. nasıl bir korkudur bu geçmek bilmedi. siz siz olun çocuğunuza, öğrencinize yapmayın bu baskıyı!
tuhaf bir korkudur. o korku zamanla yerini daha büyük korkulara bırakacaktır.
kısaca anlatacak olursak; öğlenciyseniz sabah kalkarsınız anneniz tekrar etmenizi söyler. sizden büyük olan kuzeninizle bir odaya geçersiniz. o sorar siz cevaplarsanız. arada tıkanırsınız. oysa bilmezsiniz ki bu en kolay korkudur.
matematik denen illetin çocuklara kendisini yavaş yavaş gösterdiği, hissettirdiği yıllardır.
öğretmen eline listeyi alır ve o ufacık kalbiniz güm güm atmaya başlar.
hangimiz yaşamadık ki bu korkuyu.