mavi-beyaz kareli örtülerdi genel olarak. birde mandalları vardı bu örtülerin. onlarında büyük kısmı kaybolurdu. bu kaybolmalar neticesinde tenefüsten sonra sınıfa gelirdin bir bakardın örtüde, defterlerin kitaplarında yerlerde.
Tülü perdeyi cart curtu öğrenci götürür yıkar, top kağıdı tebeşiri öğrenci alır.
Spor malzemelerini veliler alır temizlik yakıt için bağış toplanır.
Sonra devletten ödenek diye alınıp döner sermayeden yalaka olanlara paylaştırılır. Biz de burada gözümde canlanır koskoca mazi deriz.
O masa örtüsünü katlayıp (çoğu zaman çantaya tıkıştırırdık) çantaya koymak ve istiklal Marşı törenine yetişme çabasıyla birlikte hafta sonu tatilinin neşesi birbirine karışırdı.
Sıra bana geldiğinde her zaman yıkatmayı unutup gerisi geriye getirdiğim örtüdür. Yıkanacak diye çantaya tıkıştırıp pazartesi günü buruş buruş sererdik miss gibi sorumlu adamımdır.
Bu neslin siyah önlüğü beyaz da yakalığı vardır. Yerli malı haftasında kekler börekler meyveler ikram ederler birbirlerine. Beraber sevinir beraber üzülürler. Paylaşmasını bilir, kavgaya birlikte girerler.
Eğitim tek yönlü değil; çok yönlü ve zor bir süreçtir. Bu süreçte öğrenciye aidat ve sorumluluk bilinci de verilmeli. Masa örtüsü bu sürecin sadece ufak bir figürüdür.
Nesildaşım olan nesildir. Misket falan da oynamıştır muhtemelen. Karton artıkları ve biraz koli bandıyla dünya kupası kalitesinde top yapabilir. Bisiklet sürmeyi mahallenin yavşak bebesinin bisikletini iki tur çala çala öğrenmiştir. Her ramazan bayramında alınan ayakkabıyı gece yastığının altına koyup koklaya koklaya uyur. Bir ay sonra Ayakkabısının ucu hep deliktir. Kurban Bayramını hep o ucu delik ayakkabıyla geçirir. Arife gecesi sırf bu sebepten yediği dayak fikstir. Tasoları bırak araba kartları futbolcu kartları falan vardır. Maradonayı keş değil futbolcu olarak hatırlar. Çocukluğundan kalan en az bir avuç misketi vardır. Servet gibi saklar.
Bu insanlar iyi insanlardır. Kadir kıymet bilirler. Hal hatır sorarlar.
Henüz kirlenmediğimiz yıllardan hatıra hoş bir detaydır. Mis kokulu sıralarda bir şeyler öğrenebilmenin mutluluğu güzeldi. Okul kitaplarındakı resimler bile hala samimi gelir. Tek derdimiz robocop mu kazanır terminatör mü kazanır sorusuydu. Bok vardı da büyüdük!