arkaları püsküllü kalemler.
sınıftaki kızların statü farkını ortaya sererdi. biz de bu kızların yanına giderdik hep. şimdiyse tam tersi bir herif olduk çıktık, kişiliği oturtmak çok şeye kadir.
takılan çantadan giyilen ayakkabıya , kullanılan kalemden beslenme çantasındaki yiyeceklere... düşününce şimdikiyle aynı neredeyse. ilkokul diye ayırmak pek doğru olmamış
okulun kendisi. sen çakıl taşları dolu bahçede futbol oynamaya çalışıp akşamları pis pantolonunun hesabını nasıl vereceğim diye düşünürken bir mahalle ötende kolejin spor salonunda yapılan turnuvaların ta kendisidir statü farkı. gezilerde sen anca belediyenin müzelerini gezmeye gidersin. yine de okuyabildik mi okuduk. şu anda ise aramızdaki fark onlar baba parasını çatır çatır yedi. biz aylak olduk.
büyük bir geçiş dönemi yaşamışdım. sene 91 ve ben birinci sınıfda iken silgim yok diye çok utanmışdım. peh.
ve faber castellin uçlu kalemleri abi her zengin veledin kalemliğinde olurdu.