-beslenme çantasındaki el bezine sarılmış çikita muz(lekesiz)
-tombo uç
-çanta (eğer yeni aldıysam sınıfta yanında beklerdim ya, tenefüste düşürmesinler diye)
- kalem kurusu , iki katlı /peluş hayvanlı
-beden eğitimi dersinde alınan spor takım /ayakkabı
-her kol seçimi dönemine sınıf başkanı olan kız (en çok sınıfta sevilen benim egosu)
-ağza dayadığında(tükürdüğünle etkileşime geçtiğinde) kırmızı boyasını bırakmayan kırmızı tahta kalem
-erkekler arasında hesap makineli casio saat(sıra arkadaşım erkekti olum oradan biliyorum , çocukta ki hava muhtarda yoktu arada bir bilegini çok sıktığı için derslere çıkarır düzgünce masanın kenarına koyuverirdi)
54'lü pastel boyadır. tükürüklü okan'ın vardı onlardan. ilk aşkım ipek'in kullanmasına izin verirdi. çok sinir olurdum sözlük. kızların ne mal olduğunu ilk o an anlamıştım. yapışırdı okan'a.
ısıklı ayakkabı sahibi olan zengin çocukları vardı, statü olarak ezip geçiyorlardı, onların bilinçli ana babalarıda bu durumla gurur duyuyorlardı.aferim o annelere babalara bak kendilerini yıllar sonra bile yad ettiriyolar.iyi yatırım yapmışlar.
(bkz: pringles)
yerli malı haftasına bunu getirirdi bitane arkadaşım. iki, uzun, kırmızı kutu. birini sınıfa dağıtırdı diğerini en yakın arkadaş grubuyla yerdi. çocuğa herkes ilah gözüyle bakardı.