beslenme çantası ve matara idi eski zamanlarda, biz plastik beslenme çantaları ve plastik mataralarla giderdik okula. zengin çocuklarının beslenme çantaları ve mataraları parlak metal olurdu.
Adidas ve nike ayakkabı.. En azından bizim zamanımızda büyük statü atlatırdı fakirdik biz ama en önemlisi okuduğu okulda anası veya babasının öğretmenlik yapması en büyük statü sebebiydi.
(bkz: kaleci eldiveni)
sınıf maçlarında, rakip takım kalecisi kaleci eldiveni takıyorsa psikolojik olarak kaybedilirdi o maç. bizim kalecinin eller ya çıplak ya da siyah kar eldiveni var amına koyayım.. karşıda buffon. gel de baskı altına girme.
ilginç nesneler. bence en önemlisi 2 kilo daşşakla okula gelmekti. yani bu mecazi bir nesne... vali yardımcısının oğlu olduğumdan anasını sikerdim ortalığın. yeni evlenmiş bir nevin öğretmen vardı... bana attığı tokadın acısını soluğu silopi'de bir köyde alacak çekti!
yazıldı mı bilmiyorum ama monami 48li paooossttaagghh.. herkes onu yazmış la zaten..
valla nesneyi bilmem, besleme çantasından çıkan muz ile dikdörtgen şeklinde olan ve orasından burasından gizli bölümler çıkan kalem kutusu kadar şanlısını görmedim ben aga. kalem kutusunu ilk getiren arkadaşı 3 yıl süre ile sınıf başkanı yaptık biz.
faber castell kalem, silgi, kalem traş set olucak bunlar. telli defter en büyüğüydü, hatta sırf küçük deftere yazmamak için yaprak isteyenler olurdu hey gidi günler heyy.