Şişman bir hoca giriyordu derse, asker traşlı. Derse girdiğinde bir rahat hazırol çekiyordu. Ben de Sınıf başkanıydım o zaman. Bana görev verdiydi, rahat hazırol faslından sonra '4 c sınıfı hede hödö mevcuduyla dersinize hazırdır hocam' komutu veriyordum. Beceremiyordum tabi... daha 9 yaşında çocuk, ne anlar onbaşılıktan! Biraz rencide ediyordu sonra... Neyse, hoca sınıfa geldiğinde sınıf 'disiplinsiz' ise dayağı ben yiyordum. Dersinde de en küçük bir tıkırtıya izin vermezdi. Eli sopalı bir adam, korkudan kimse resim de çizemezdi. Hepimiz nefret ettik zaten o dersten. Şu an hala resim çizmem bir mucizedir. Bu arada fena da resim çizmiyorum ama! (gülücük)
bu da böyle bir anımdır işte. inşallah adam ölmüştür...
Resim dersine hevesim sıfır olduğundan resim yapmayı sevmezdim. Şansıma hep de kendi dersine önem veren yok efendim dünyayı kurtarıyormuşcasına malzeme kontrolu yapan hocalar girerdi dersime. Eve ödev verirlerdi ahh tabiki yapmazdım. Ya annem yapardı ya da kardeşimin resmini çalardım. Yine bir gün kar resmi yapmamızı istiyor öğretmenimiz* ben yine yapmak istemiyorum tabii. Annem de sıkıldı benden doğal olarak. Ben ne yaptım kardeşimin resim çantasını açtım o an aydınlandım sanki. Gözlerim parladı. Kar resmi çantanın içinde adeta göz kırpıyordu. Ben de o kadar bencilim ki ikimizin dersine de aynı öğretmenin girdiğini bildiğim halde aldım o resmi. Pişman değilim yine olsa yine alırım. Kardeşime resmin nerde diye kızmış öğretmen o pislik de benim aldığımı hemen söylemiş ama hoca yine de bana yüz verdi ve bu konu hakkında hiçbir şey söylemedi iyi insanmış ne diyelim. Gelelim benim gerizekalı kardeşime, hemen yetiştirmiş embesil. Oh iyi yapmışım böyle kardeşe müstehak.
resim hocalarımız genelde bayandı ve geneli değil hepsi çok güzeldi.
bir resim hocasının adı ecehan acar idi ancak okulda her kimden bu kadının adını duysam hepsi ecehan acay diyordu ki neden böyle söyleniyordu hiç anlamadım.