lisede taşak geçtiğim arkadaş bilkenti kazanınca işler biraz değişti. aramı her daim iyi tutmaya çalıştım; en nihayetinde büyük adam falan olur ilerde bir yaramıza merhem olur (bkz: şark kurnazlığı) hesabı. neyse birgün, abi görüşemiyozlar, buluşalımlar, derken kendimi bir starbucks da buldum . birşeyler konuştuk, birşeyler içtik ama şimdi sorsan adını bilemem. mayışa geçince elemanı da boşladım zaten. velhasıl her starbucks un önünden geçtiğimde ne içmiştik diye düşünürüm. bilkent starbucks üniversitesinden ali topal bildirdi.
starbucks'taki ilk kazık yiyişiniz olacaktır. ayrıca tecrübe kazanmak zor değil. sadece
- bir kahveye sadece marka olduğu için o kadar para bayılanların,
- hava atmak için starbucks'a gelenlerin,
- facebook veya başka bir sosyal internet sitesinde paylaşmak için oraya gelenlerin,
- geldikleri gibi fotoğraf çektirenlerin,
- pahalı bir kahve içip götü kalkanların,
- onca para verdikleri için aslında güzel olmayan kahve güzel diyenlerin
içinde bulunduğunuzun farkında olun yeter. umarım son gelişiniz olur.
girdim dükkana, çağırdım garsonu geldi bu, ama çok ürkek. verince siparişi kaldı bu, daha önce görmemiş böylesini artık. neyse güç bela gitti bu, şoklarda şaşkın endişeli.
geldi sonra istediğimiz kıvamda, ama çok tecrübe edildiği belli, tadı tam damaklık. beni bilenler bilir ağır ağır kıvamına getiririm, damaklarımda hissederim onu, mis gibi kokar.
rahatladık sonra bizde bir relax olma durumu ki sorma gitsin, yaktım bir sigara daha. sonra iş para ödemeye geldi, söyledi hesabı.
ne bu dedim yahu? altı üstü girdik içtik dükkanda dedim, eve servis mi ki bu kadar pahalı dedim?
sokaktan bi çocuk çağırdım. eline para sıkıştırıp; gir içeri bak, dedim. bi süre sonra çocuk çıktı. ne var içeride, dedim. insanlar kahve içiyolar, fena da değil hani, dedi. hee iyi, dedim. sonra eve gittim.
madrid'de yaşadığım tecrübedir. ismimi soran kasiyere afallayıp tanışma şeklinde adımı söylemiştim. Onun adını söylemesini beklerken, o bardağa ismimi yazınca 'la bu manyak mı' diye içimden geçirmiştim. Tarzmış meğersem. Ne bilim lan, elin ispanyasında kafede adımı soruyo lavuğun biri, ben de bunlarda olay böyle dediydim.
çok heyecan vericiydi. ne içmem gerektiğini bilemedim öylece etrafım baktım ve ev arkadaşıma usulca fısıldadım: kendine ne alıyorsan bana da ondan al...
lise 2'de yaşadığım tecrübedir.ordaki servis sistemini yada nesi güzeldir bilmediğim icin tedirginlik yaşar mıyım diye düşünmüştüm.sonuçta arkadaşlarla gidiyoruz.sağolsun yakın arkadaşlarımdan biri - oranın huyunu suyunu bilen- yardım etti ve 20 yıllık müşterisi gibi davranmamı sağladı.
bundan iki yıl önce yaşadığım tecrübedir. benim dışımdaki bütün bahçeşehir üniversitesi'nde okuyan arkadaşlarım(!) ve onların arkadaşları arasında yeterince ezilmem yetmiyormuş gibi starbucks'a girip ne içeceğimin sorulmasına karşılık "sıcak çikolata" cevabımla onları dumurdan dumura soktuğum tecrübedir. şimdi dönüp arkama bakınca ben de dumur oluyorum orası ayrı. o zaman fakirdik ama mutluyduk be sözlük. şimdi iki günde bir starbucks'ta takılıyorum da noluyor? her gün dert, her gün çile. çok yalnızım sözlük.