Gidin, yine gidin ama Samanyolu dizilerindeki gibi bir manevi atmosfer beklemeyin, yok öyle bir şey. Ama çorap kokuları sayesinde kafalar güzel oluyor biraz. O aradığınız etkiyi vermese de idare ediyor.
temiz çoraplarla gidin. abdest aldıktan sonra ıslak ayaklarınızla caminin halılarına insanların alnını, yüzünü koyacağı yerlere basmamaya çalışarak yürüyün.
abdest alın.besmele çekerek sağ ayağınızla girin.ayakkabılarınızı çıkardıktan sonra sağlam bir yere koyun.yerinizi aldıktan sonra hacı amcanın biri gelip elinize hacı kokusu sürmek isterse sakın karşı çıkmayın.eğer sürdürmezsiniz o kokuyu cami cemaatinin aşağılayacı bakışlarıyla baş başa kalırsınız.
abdest alin, bazen abdest almak yetmez ve abdest fiziksel bir temizlik islemi degildir, dus alin aldirin camilere koku yuzunden gitmeyenler var. ayaga su deydiginde temiz olmuyor maalesef.
etrafınızdaki yaşlılara bakın. onlar caminin sürekli cemaatindendir muhtemelen. bilmediğiniz şeyleri göz ucuyla onlardan takip edebilirsiniz. ve oranın ibadethane olduğunu unutmayın. telefonla oynamayın mesela. maneviyatı hissedin. vaaz a kulak verin. gündelik meseleleri caminin kapısından içeri sokmayın. bunları az çok yapabilen birisi için o ilk gidiş son da olmaz evelallah.
Mümkün ise şehrinizde bulunan en büyük camiye gidin. Ayrıca cuma namazı yahut sabah namazı vakitlerinde gidin. O manevi havayı derin derin soluyun. Ve son olarak tertemiz kıyafetler ile gidin. Götü boklu mülakatlarda en yeni takımları giyerken Allah'ın huzurunda en güzel en temiz kıyafetler ile olmaktan imtina etmeyin.
mümkünse eski bir cami olsun. yeni yapılan camilerin ümmetleri saçmasapan oluyor. eski camilerin imamları da ümmetleri de farklı. hem sohbet edip merak ettiklerinizle ilgili bilginizi artırabilir; hem de güncel konuşmalar yapabilirsiniz. yeni camilere sadece cuma namazlarını kılmaya gidiyorlar.
Burnunuzu tıkayın cümlesini kuran şahsiyetlere inanmayın. Bu şahsiyetler ya hayatlarında hiç camiye gitmediler yada duydukları o pis kokular kendi ciğerlerinden geliyor.
