doğruca mogan gölüne gidin. gölün kenarına sevgilinizle oturun. poşetten votka limon çıkarın ve plastik bardaklarda içmeye başlayın. üçüncü bardakta gölde yüzen karabataklar martı, suyun hafif çırpıntısı dalga gibi görünecektir.şöyle bir sevgilinize sarılın ve şöyle deyin. '' hey gidi Ankara gözümde gittikçe istanbul oluyorsun''.
''ayy istanbul'un tırnağı bile olamaz bura'' ayaklarına hiç girmeyin. tamam denizi olmayabilir, taksim'i bebek'i olmayabilir; ama anıtkabir var. bari ona saygınız olsun, onun hatrına tripcan ayaklarını bırakın.
ankara nın kasabası kadar olan yerlerden gelip "bi istanbul değil yeeaa", " denizi yok buranın yeeaa" ergenliğini yapmayın.
kızılay da bile sağlam kaldırım göremezsiniz. her yağmur yağdığında kaldırımların altındaki yağmur suları size selam verebilir.
tüm yollar kızılay a çıkar, kaybolmazsınız.
gezip görülecek 3-5 yeri vardır zaten onları görünce e bu kadar mıydı ankara demeyin. ankara içinde yaşadıkça güzelleşen bir şehir.
üniversite okumaya geldiyseniz doğru şehre geldiniz demektir.