Kıtaların ayrılması ile alakası yok. Nasıl Bering boğazı kullanılmış ve amerikaya ulaşılmış ise endonezya vs gibi binlerce ada arasında yolculuk yapılarak avusturalyaya ulaşılmıştır.
Çeşitli teorilerle açıklamaya çalışan arkadaşlar görüyorum. Olm siz hayırdır? Nasıl müslümansınız lan, yüce rabbimin hikmetinden sual mi ediyorsunuz? Herkesin bildiği Yüce rabbim ol der ve olur, önce Avustralya’ya ol demiş olmuştur, sonra lan burası çok boş bu böyle olmaz bir iki insan falan oldurayım da neşelensin ortam demiştir olay tamamen bundan ibaret.
insanların Avusturalya'ya nasıl geçtiği henüz tam olarak bilinememektedir. Asya ile Avustralya arasında bolca ada bulunuyor olması, bu geçişin nasıl olmuş olabileceği hakkında fikir vermektedir. Muhtemelen günümüzdeki Aborijinler'in ataları, bir adadan diğerine ulaşmayı başarmıştır. Her gittikleri yere yayılmış, bulundukları bölgelerin kaynaklarını tüketmiş ve yeni kaynaklar aramak üzere yeni yaşam alanlarına açılmışlardır. Ayrıca Buzul Çağı döneminde suların donması, söz konusu adalar arasındaki su seviyesinin çok daha farklı olmasıyla sonuçlanmıştır. Bazı araştırmalara göre deniz seviyesinin günümüzden 100-150 metreye kadar daha düşük olabileceği düşünülmektedir. Bu durumda bazı adalar arasında kara köprüleri bile oluşmuş olması mümkündür!
Yine de bu dönemlerde de, alçak bile olsa deniz büyük bir engeldi ve aşılması gerekiyordu. Bilim insanları, Aborijinlerin bu sorunu aşmak için kayıkları kullandığını düşünmektedir. Ayrıca iki farklı rota ileri sürülmektedir: Biri Sulawesi ve Yeni Gine arasındaki adalar zincirinin, "adalar arası zıplama" (island hopping) denen metotla aşıldığı yönündeyken, bir diğeri Kuzey Batı Avusturalya'ya Timor üzerinden varıldığını ileri sürmektedir. Çoğu bilim insanı, ilk metodun daha büyük ihtimalle doğru olduğunu düşünmektedir. Ayrıca kara hayvanları ve bitkiler üzerinde yapılan çalışmalar da, canlıların bu yollarla Avusturalya'ya ulaşabileceğini desteklemektedir.
Çok daha net cevaplar, halen araştırmaların sürdüğü mtDNA (mitokondriyal DNA) ve Y kromozomu üzerindeki çalışmalar sonucunda verilebilecektir. Ancak bu yaklaşık açıklamalar da, oldukça tatmin edici ve pek çok açıdan desteklenmesi bakımından güvenilirdir.