ben aşkın her rengine inanıyorum ne yalan söyleyeyim.
son günlerde yaşadığım bazı şeyler de bunu bende refte refte katlıyor.
hiç görmeden aşka inanıyorum mesela son 22 gündür.
hiç görmediğim dokunmadığım sdece varlığını bildiğim bir kişiye.
deli saçması gibi gelebilir ama neden olmasın ki yahu deli gibi aşığım zaten.
kokusunun nasıl olduğunu tahmin etmeye çalışmak, avuç içinin terleyip terlemediğini bile bilememek, bir gece yarısı uykumdan uyandığımda ilk onu düşünmek,varlığını hissetmek-varlığımı hissettirmek... işte tüm bunlar aşkı kanıtlıyor yüreğime. yüreğim çarpıyor ritmim değişiyor aniden. "ilk görüşte aşk" nedir ki dedirtiyor insana. önmli olan varlığını hissedebilmek.
hiç yaşamadığım sanrı. Sanrı diyorum bak sanrı, yok öyle bir şey yani. küçük bir etkileşim, biraz da merak ve macera duygusu seni çeken.
Aşk, bir çok duyguyla beslenen bir şeyken, sen tüm o duyguları ilk görüşte nasıl hissedeceksin. Öfke, ihtiras, tutku, sevgi, zaman ve sayamadığım bir sürü etkenden oluşan bir bina düşün. işte odur aşk! sen de bunu bir bakışla inşa ettiğini düşünüyorsan, ya supermansin ya da salak.
bu ütopik his yüzünden göz göze gelme ve birşey hissedememe duygusu, zannediyorum pek çok insanı artık yalama yapmıştır artık. bu yüzden özellikle de büyükşehirlerde bakan ama göremeyen insanlar olup çıktık. yine de herşeye rağmen umudun yitirilmemesi gerektiğini düşünüyorum, tabii umut kaldıysa...
karşı cinsle yaklaşık 3 saniye göz göze gelinir kafadan ayaklara doğru sıcak bişey akıyormuş gibi hissedilir, can sıkıntısıyla mutluluğu aynı anda yaşarsın ona kavuşana kadar hep bir umut vardır içinde.kavuşunca büyü bozulur.
ilk görüşte, ilk bakışta aşık olmuş ve son 6 yıldır hala ilk görüşteki heyecanı yaşadığım aşktır. benim aşkımdır, istisnadır ama candır.
gözü olanın, daha güzel şeyleri görebilmesi için bildiğim tüm duaları etmektir.
çoğu kez hüsranla sonuçlanacaktır.
bir caddede ilerlerken, yanınızdan geçen yüzlerce kişiye rağmen gözleriniz bir anda onu seçer. kalbiniz çarpmaya başlar, ayaklarınız yerden kesilir. vücudunuza kısmi felç inmişçesine ellerinizi hissetmemeye başlarsınız. her şey durur bir anda sadece o size doğru yürür. beklersiniz, kafasını çevirsin, size bir kez baksın. bir kez göz göze gelseniz o da sizden etkilenecek, öyle olacağını sanarsınız. yanınızdan öylecesine geçer gider. siz kalakalırsınız. gidip tanışmalıyım diye düşünürsünüz, bir daha asla karşılaşamayız. tam peşinden gidip tanışmaya niyetlenirsiniz ki o yüzlerce kişi arasında kaybolup gitmiştir.
bu aşk hikayesi de saniyeler içinde başlayıp, bitmiştir.
