karşıdakine hoş gözükmek adına yapmacık hareketlerin olduğu buluşma, iki kat kibar olunur iki kat romatik imajı çizilir, giyime çok önem verilir vs. ama bu iş asla abartılmamalı, yoksa zamanla çelişkiler yaşanmaya başlanır, en sonunda da tekme yenir.
(bkz: ya oldugun gibi gorun ya gorundugun gibi ol)
bir de işin sakarlık kısmı var tabi, aşırı heyecan ve hatasız rol kesme işlemi insanı geriyor bir yerde ve sakarlık yada pot kırmak kaçınılmaz oluyor. mümkünse yürürken adımlara dikkat edilmeli kesinlikle yere düşülmemeli ayrıca masada ele kola hakim oturmak da önemli, ilk buluşmada üzerine bir şey dökmek pek güzel olmuyor.
hatırlayınca şimdi ilk buluşmamızı ölmüş bir hatırayı tekrar canlandırmak, bir siyah beyaz filmi tekrar izlemek gibi hissettiriyor. herşeye dışardan seyirci olmak gibi oluyor. oysa bir zamanlar o filmin içinde ben oynadım. fotoğraflar hariç, mazide şimdi hiç birşey yok.
eller titrer dizler boşalır ayakta duracak hal kalmaz boncuk boncuk ter akar daha onceden konusulacaklar ayarlanmıstır ama o an hersey silinir akıldan sudan cıkmıs balık misali iki tarafta karsıdan konu acmasını bekler damardan olaya giris yapilirsa ilerleyen saatlerde tabiki de tadına doyum olmaz.
adrenalin seviyesini yükseltici aktivitelerde bulunmak iyi bir başlangıç olur.örneğin; ilk buluşmada bindiğiniz roller coasterdan indiğinizde sanki aylardır beraberiz hissi oluşur.
şu şekilde mesajlaşmaya sebebiyet olabilir;
+aşkım ben avcılardayım neredesin?
-beylikdüzündeyim
+tamam bekliyorum
-aşkım hala yoksun?
+tatlım geliyoruz
-aşkım şimdiye gelmiş olmanız gerekti
-aşkım?
+işim vardı da geliyorum
-tamam tatlım
sonra birkaç arama ve şans eseri sevgilinizle karşılaşırsınız.
halbisem sevgiliniz bir saat öncesinden buluşma yerindedir ve çok heyecan yaptığı için buluşmaktan korkmaktadır.
daha öncesinden sarılsam mı, öpsem mi, elini mi tutsam vs vs gibi düşünceleriniz bir anda yok olur. içinizden geldiği gibi davranırsınız, sarılırsınız öpersiniz, saatlerce dolaşırsınız vs vs
ve en önemlisi ise hiç unutamazsınız.
2 gün öncesinde uykusuzluklar başlar. ne giycem derdi yanında gelir. ardından neler konuşulabiliceği düşünülür. kötü giden buluşma ve iyi giden buluşma türlerinin altında seneryolar yazılır. buluşulduğunda da bu seneryolardan biri gerçek olur. umarım herkesin iyi giden buluşma seneryosu gerçekleşir...
ikili ilişkilerin lansman özelliği taşıyan ilk buluşma hadisesi erkek bünye tarafından randevu evvelce alınmış ise, buluşma saatine kadar bir nevi kamp dönemi şeklinde geçen iğrenç şebekliklere dönebilir.
bilgisayar dönemine yetişemeyen bir nesil üyesi iseniz öncelikle evdeki tüm kitaplar karıştırlır. amaç sadece bir kaç güzel şiir ezberlemek ve buluşma saatinde en rutkay aziz ses tonunla hatun kişisine söylemektir. o zamana kadar avrupa futbolunda bile bilmediğin futbolcu ismi kalmayan ve bunla övünen benliğine küfürler etmeye başlarsın. k.çına sok dersin juventus'un onbirini , yarında kıza bu onbiri sayıp üçün birini alırsın şeklinde kendinle kavgalara başlamışındır. evdeki vitrin altüst edildiğinde milliyet gazetesinden alınan ansiklopediler ve ev doktoru adlı güzide eserden başka hiç bir bok olmadığını gören erkek çaresizce hayatının en büyük hatasını yaparak şiir yazmaya karar verir. anne ve babanın gecenin bir vakti hala odanda kağıt kalemle uğraştığını görüp '' doktor olucak benim oğlum şundaki azime bak '' '' yok yok kesin hakim olur o çalışkan oğlum benim '' tarzı tezahuratları arasında sen hiç bir boka benzemeyen şiirini tamamlamaya çalışırsın.
buluşma günü en sevdiğin spor ayakkabı , kot pantolon ve üzerinde hangi akla hizmetse o zamanlar çok sevdiğin, şimdi düşündükçe kendine lanet ettiğin acid denen çılgınlığın bir ürünü olan gülen acid logolu t-shirt, artık kendini hazır hissediyosundur. en son hamle olarak kafana yarım kilo jöleyi inek yalamış kıvamında sürüp zamanın en güzel kokusu first class ' ıda gusul abdesti alır gibi sıkındıktan sonra evden çıkmışındır.
Tüm sevimliliğinle karşısına çıktığın hatunu nereye götüreceğini bilmeyen bir şaşkınsındır , sağınamı geçsem sol profilim dahamı iyi diye sürekli kasım kasım kasılan , '' kediler havaalanına niye giremez ? pist var ya orda eki eki '' şeklinde salak esprilerle hakan şükür tadı veren , buluştuğun andan itibaren geçen her saniyede inermisin çıkarmısın yarışmasına katılmış , podyumda yerin dibine geçen adam rolune bürünen ve en salağı yazdığı şiiri unutan kara bahtlı kem talihli kahraman hugo'sundur sen.
bir acılar denizidir ilk buluşma. Ama geçer donjuan kıvamına sokar seni yaşadığın her deneyim , yerin dibine battığın her buluşma sana bir şeyler katar.
genelde arkadas ortamında baslayıp ilerki zamanlarda arkadaslarınızın orayı birer birer terk edip bas basa kaldıgınız bulusmadır...rahat olmak gerekir ama bunu basaranı daha görmedim
"acaba benden hoşlanacak mı?"
"acaba ne giydi?
"acaba öteki elbisemi mi giyseydim?"
"acaba sıkılacak mı benden"
"acaba tahmin ettiğim gibi biri mi?"
"acaba konuşmayı becerecek miyim?"
"acaba elektrik alacak mı,alacak mıyım?"
"acaba burada buluşmak doğru bir karar mıydı?"
"acaba aşık olabilicek miyim?"
"acaba bundan sonra neler olacak?"
sorularının beyne savaş açması durumuna sebep olan,sanal ilişkilerin gerçekliğe ilk adımındaki ilk görüşmedir.