insanı ilk defa heyecanlandıran duygudur. siz ufaksınızdır, elleriniz ufaktır, ama o zamanki büyüklükte olan aşkınız bir daha ne kadar zaman geçerse geçsin asla ilki kadar büyük olmayacaktır. sonra gider ilk aşkınız.. siz onu götüren vapurun arkasından küçücük bedeninizle kalakalırsınız. mektuplar, telefonlar derken bir süre sonra koparsınız. arada elinize geçen mektuplar içinizi sızlatır ama çok da yakmaz canınızı. bazen özlersiniz hatta ama o da çabuk geçer. 12 sene sonra facebook denen nalete üye olursunuz ve bir gün ilk aşkınızdan gelen mesaj bütün hayatınızı altüst eder. konuşmaya başlarsınız ve en kısa zamanda görüşmeye karar verirsiniz. sonra gelir ilk aşkınız.. o zamanın ufak çocuğu şimdinin koca adamı olmuştur. denize karşı oturursunuz gecenin bir körü uzun süre... hiçbir şey konuşamazsınız, şaşkınlıktan ve heyecandan ölmek üzeresinizdir. sonra konu o zamanlar sizi çok heyecanlandıran elele tutuşmaya gelir. yavaşça eli sokulur elinize, sıkarsınız senelerin verdiği özlemle, hala konuşamıyorsunuzdur. hala heyecanlı... ama eksik olan birşeyler olduğunu hissedersiniz... çocukluğunuz eksiktir oysa, o günkü mutluluğunuz, sevginiz.. eski günleri yad ederek güzel bir haftasonu geçirirsiniz. farklılaşmış olduğunuz gerçeğine artık tamamen inanmışsınızdır. şimdi de koca adamla, güzel kadın olarak aşık olmuşsunuzdur birbirinize... onca güzel vakitten sonra yine gitme vakti gelmiştir. yine aynı iskele, yine aynı vapur. yine aynı bekleyen kişisinizdir. vapurun arkasından bakarken, işte tam o anda dolmuş gözlerinizle geçmişinizi hatırlarsınız, aynı ufak kız çocuğu olursunuz seneler sonra aynı acıyı çeken... ve bu acıyı artık çekmek istemediğinizi düşünürsünüz. keşke dersiniz ilk aşkınıza, keşke çocukluğumun aşkı olarak kalsaydın... anlayışla karşılamaz ama size hak vermeye çalışır. bir hikaye de böyle biter. *
unutulmayan denmesi adet olmus asktir. e kardesim demezler mi adama madem unutamiyorsun niye gidip bir baskalariyla asna fisne halindesin surekli ? o'nu dami seviyorsun ? nasil beceriyorsun bunu ? neyse gecelim..
Peki suanda birlikte oldugun insan.. o da uzaydan gelmedi ya.. o da muhtemelen daha once birine asik olmustur. senin teorine gore o'da ilk askini unutamamis oluyor haliyle. e bu sendeki nasil bir midedir ki baska birini seven biriyle bile bile birlikte oluyorsun ?
demek ki neymis ? oyle bodoslamadan vay unutulmuyor, vay hala seviyorum dememek gerekiyor. romantik pozlar vermek icin baska numaralar bulmak gerekiyor anlayacaginiz.
1. sınıfta her kızın aşık olduğu sınıfın en asi çocuğunun getirdiği bir kutu çikolatayı dağıtırken sıra size geldiğinde "çikolatayı veririm ama benimle dansa davet oynarsan" demesidir. ***
her yaz gelişi heyecanla beklenir. balkonda adeta kamp kurulur odasının ışığının yandığını görmek için.o sizin pek farkınızda değildir... aradan yıllar geçer o artık yazında gelmez. sizin hayatınızda başkaları olmuştur.ama adı her geçtiğinde içinizden bir şeyler kayıp gider... şimdi nerde olduğu merak edilir, acaba iyi midir?
insanlar arasında türlü ayrımlar yapabiliriz zengin-fakir, solcu-sağcı mutlu-mutsuz falan diye ama galiba en keskin farklılık ilk aşkı karşılıksız olanlarla ilk aşkı karşılıklı olan arasındaki farktır şu dünyada. zira bu ilk karşılık ya da karşılıksızlık bambaşka biri yapar insanı.
ilkokuldur, karın ağrısıdır, diğer çocukların olduğunu unutmaktır..
tenefüslerde bahçede kim daha hızlı döndürüyor diye elele tutuşup deli gibi döndükten sonra, başın dönmesi geçmeden kahkaha atarak diğerlerine çarpa çarpa yürümeye çalışmaktır.
herşeye bilimsel yaklaşan gazetelerin arka sayfalarından öğrendiklerini paylaşmayı seven kişilik ilk aşkında olayını çözmüş bitirmiştir. efendim ilk aşk kişinin bünyesinde en ağır uyuşturucudan bile daha cok bağımlılık yapan birşeymiş. yıllar sonra ilk aşkısı karşısına çıkan kişilerin evliliği bile çatırdayabiliyormuş. varsınmış çatırdasınmış.