Ece abla. ilkokul hocamın kızıydı. Ben birinci sınıftayken o beşinci sınıftaydı. ilkokul hocam ablamın da ilkokul hocasıydı sık görürdüm yani. Şimdi nerelerde kim bilir. Ah ece ah yaktın beni sıradaki sigarayı sana yakıyorum.
"insan hep ona döner" bilse de, bilmese de... bu öylesine ortaya atılmış bir laf değil tabii ki; şu sebebten ki, aşk, tekrarlanabilir bir şey değildir!
sancılı bir dönemden sonra 2.5 saatlik hızlı tren yolculuguyla sona eren hasret. oldukça özel olan, unutulmayan, unutulmayacak olan, hep olması gereken.
Ortaokulda yaşadığım aşktı. Aşk çocuklaştırır olayı doğru zaten çocuksun iyice yerin dibine iniyorsun. 8.sınıf olmuşuz 3 yıldır sevgiliyiz ama hiç okul dışında buluşmamışız daha. Yıl sonu balosunda dans edeceğiz tabi. Heyecandan tuvaletten çıkamamalar zaten palyaço olmuş surata daha fazla bir şeyler sürmeler falan. Dans ediyoruz böyle çocuk solakmış tersine geliyor falan bir rahatsız oldu. Sen solak mısın diyeceğime salak mısın demişim. Sert bir şekilde elimi bırakarak başka birini dansa kaldırmıştı falan. ilk aşkım böyle saçma sapan bitmişti. Lise boyunca sevdim sonra arkadaş olduk sonra düşman gibi.
Öyle çok değerlidir. Öyle saf ve kalıcıdır. Hala görsem selamını alır halini hatırını sorarım.
16 yaşımda yakalandığım amansız hastalık.
çok sıkıcı ve normal bir güne başladığımı düşünmüştüm. hayatımın en güzel günü olduğunu nereden bilebilirdim ki?
yanına gittim ve selam verdim. tanıştık, ilk günden güzel bir samimiyetimiz olmuştu. size bu 2 haftanın güzelliğini anlatamam belki ancak nasıl yıkıldığından biraz bahsedebilirim.
zaten sezdiğim bir tuhaflık vardı. ilaçlar alıyordu, depresyon ilaçları. o gün birlikte sahile bisiklet sürmeye inmiştik. çıkarken konuyu ona açtım. konuştuk. bana bulimia nervosa olduğunu anlattı. intihar girişimlerinde bulunduğunu vs vs.
bu durum yanımda bileklerini kesmeye çalışıncaya kadar sürdü. evet 2 kere yanımda bileklerini kesti hiç bir şey yapamadım. çok ağladım, çok üzüldüm. ilk sınavları boşladım, bana yakışmayacak şeyler yaptığımı fark ettim.
en sonunda ondan uzaklaşmaya karar verdim. bu kararı almamda arkadaşlarımın etkisi çok fazla oldu bana bir nevi ayna oldular halimi görebildim.
evet belki ondan uzaklaşıp dersleri tekrar düzelttim ama mutluluğumu da ona bırakıp gittim. işin ilginç yanı yanında mutlu da değildim mutsuz da ama onsuz mutsuz olduğumun farkındayım.
okul değiştirdim, bir daha görmeyeceğimi düşünüyorum. hayat bu ayrıca dünya küçük, neler olacağını asla bilemeyiz belki bir gün başka bir yerde başka biz vakitte başka bir şekilde tekrar görüşürüz.
ilk defa biri için yağmurda beklemiştim. klişelere laf eden ben tam bir klişe hastası olmuştum. prensiplerimi ilk defa birine açmıştım, çiğnemiştim ve ayaklar altına almıştım. hiç birine değmedi yine yoluna gitti ve arkasında yaşadığı tecrübelere ağlamayan aksine güçlendiğini hissedip mutlu olan birini bıraktı.
keşke şu halimi görsen. laf ettiğimiz birbiri ile eğlence için çıkan çocuklara benzedim. ama artık değişeceğim. kesinlikle bu halde daha fazla kalamam kim bilir belki senin gibi birine rastlarım?
edit: lan ciddi ciddi her bokumu paylaştığımı fark ettim sözlükte. ilk aşık olduğum anı bile yazmışım. vay amk.
Aslında sürekli aklımda ama hiçbir duygum yok ona karşı . Bize yakın oturuyor karşılaşıyoruz gözlerinin içine bakarak konuşamıyorum mesela , çenesine sakalına falan bakıyorum noldu bişey mi var yanağımda diyo. Sıkıntılı durum benim için uzaktan görsem yolumu değiştiriyorum
1.5 sene öncesine kadar, her aradığında koştuğumdur. Aptallıktan mı zaaf mı hala anlamıyorum ama böyleydi. Yanında en kendim olabildiğim insandı ama kader..
6 sene boyunca bir tek kez bile tartışmamış olan, her konuda ve her açıdan doğal olarak uyumlu iki insan nasıl ve neden bir araya gelemez ki başka?
16 yaşındaydım, 24 olmama az kaldı hala durduk yere aklıma gelir, hala içimi sızlatır.