Kanka oldum...sonra sezenist şu kızla aramı yapsana dedi yaptım. Beraber kıza mektup falan yazdık. Her gece ağlayarak günlüğüme yazdım bunları ahahaha son cümle şakaydı ama ağladım ya sonra bitti.
ilk kez anasınıfında aşık oldum zannetmiştim. aşık olduğum çocukla yan yana oturtmuştu öğretmenim. o kadar mutlu olmuştum ki elini tutma bahanesi ile sürekli el şaklatmaca oynayalım diyordum çocuğa.
Ilkokul 1.sinif zamanlari ipek gibi saçlari vardi.
Dedim ne güzel kiz lan bu sonra iste siniflar falan ayrildi unuttum gitti.
8. Sinifta bir gün bi kiz geldi sinifa gezmeye tanidik biri bu baktim o bana bakti aaa ktc nasilsin dedi 1. Sinifi beraber okumustuk dedi.
Afet bir sey olmustu kiz.
Ögretmenden azar işitmiştim.
"Böyle baksan yeter" temalı bakışlarla çocugu izliyordum. herhalde ögretmenim de kıskanmış olmalı ki çocuğu değil onu izlememi söylemişti. Kıskanc karı ne olucak.
davranış biçimi olarak her şeye, en alakasız şeylere bile ilgim artmıştı. o ilgim artarken ama aklım hep aşık olduğum kişi vardı. yani şöyle söyleyebilirim. aşık olduğumu için ilgim artmıştı aslında. aşık olduğum için salak salak sorular soruyordum çevreme, etrafıma. ama ne olursa olsun güzeldi diyebilirim.
Balık arıyorduk bir tane hamsi kadar birşey gördük. Elimle tuttum bir anda ama fazla sıkmışım içinden vıcık vıcık birşeyler çıkmıştı. Ilk ve son aşkım olmuş olabilir.
Evine bırakayım derken bayağı Bi yürümüştüm, bıraktıktan sonra o akşam uyumamıştım. Normalde söylediğim iltifatları ona söylerken ellerimi içi terliyordu. Ey gidi ey
Koşarak uzaklaşmıştım.Çok yakın arkadaştık,birlikte büyümüştük.O kadar yakındık ki Facebook'ta kardeş olarak kaydetmiştik birbirimizi.Sanırım bu yüzden ilk etapta hislerimi çok yakın hissetmek kardeş gibi görmek olarak anlamlandırmıştım.O zaman da salakmışım.Belki de bir ilişki yaşamamızı engelleyen şeylerden biri de buydu.Bu durum yüzünden uzun süre kendime de itiraf edemedim,itiraf ettiğimde ise arkadaşlığımız bozulur korkusu ile kaçtım.Sanki öyle yapınca bozulmadı,ne kadar salak bir ergenlik yaşamışım ya,hey gidi günler.
o sizin aşk sandığınız şey hormon ve libidodan başka bir şey değil. yani bir nevi cinsel çekim, aslında bu dna kodunda üreme duygusuyla alakalı, kadınların güce ( her türlü para vs) erkeklerin güzelliğe ( popo, başa bakması gibi ) elde edememe kıskançlık vb duygular. beynimiz ne karmakarışık bir organsa artık o yüzden her insanı kendimize aşık edemiyoruz. birine aşık olunca beyin basıyor serotonin, dopamin, adranelin vb. feleğimiz şaşıyor, karnımızdaki o ağrı kelebek uçuşması kalp atımı felan bundan dolayı. eee sonrada red yedin mi ayrıldın mı? keder, depresyon, acitasyon, melankoli hali. yani bir nevi ex ( şeker) hapı misali uyuşturucu etkisi ile ilk mutluluk sonra düşüş. buarada aşk haram mıdır? sarhoşluk verici herşey haramsa aşk sarhoşluğu nedir. kafamda deli sorular.
Aşık olunan an değil de bunun fark edildiği an meseledir. Bunun AcımasıZ bir irrasyonelliği vardır. içinize nüfuz eden tuhaf bir hassasiyet ve ihtimam gösterme güdüsünün bununla birleştiğini fark ettiğinizde sizi durduran bütün duvarlar bir bir yıkılmış gibidir. Bunu ilk fark ediş kısır döngülü bir hep fark edişe dönüşür. Öyle sürüp gider.
Tabii mühim olan çikolatalı sütü sevip sevmediğiniZ. Ve PeygamberimiZ pırasa yemezdi.
Aşkın bir anda olacağına inananlardan değil, zaman geçirdikçe aşık olunacağına inananlardanım.
Erkek arkadaşımla sevgili olduğumuzda ona aşık değildim. Yaptıklarını, söylediklerini, fikirlerini, hayallerini ve en önemlisi bana olan desteklerini gördükçe aşık oldum ona. Ve ne yapmıştııım?.. Bende olan saygısını büyütmüştüm, onunla vakit geçirebilmek için daha çok uygun zaman ayarlamaya çalışmıştım, daha da çok onu düşünmeye başlamıştım, birlikte geçirebileceğimiz zamanları düşünüp acaba nasıl olur diye hayallere dalmıştım * . Açık konuşmak gerekirse tam bir aptal olmuştum. Şu an daha çok aptalım ve hep aptal kalmak isterim... *