Sahil kasabasında bi akşam kurarsın masayı kendi ellerinle balık yaparsın zeytin yağlı salata ohhh bide açarsın bi büyük 2 3 kadeh
Hafiften kafa çakır ince bi mmeltem
Şalını şöyle bi omzuna atar karanlık denize doğru başlar inceden inceden söylemeye ne çıkar bahtımıza ayrılık varsa yarın
işte o an zaman dursun hiç bitmesine istersin ve bunun adı ilişki değil aşktır.
acı çekme evresidir. duyguna karşılık alamayıp meyhanelik olma evresi en güzelidir. duygular karşılıklı ise keyfi olmaz. ben o acıyı seviyorum. acı çekmeyi. hayal olarak görmeyi, gerçek olmayacağının verdiği acıyı. delimiyim bilmiyorum ama ben bunu seviyorum.
tırnak içinde söylenen, söylediğiniz ve karşı tarafın da duyduğu, gördüğü merak etme evreleridir bence. nedir bunlar. yolcularken sevdiğinizin gittiği vesait ne ise o gidene kadar beklemek. gidince vardım diye mesaj at demek. ya da ben ararım demek. ama bunlar sadece flörtleşme evresinde olur. ve aslında en güzel evreler işte. bence en içteni. her ne kadar ömrü kısa sürse de güzel şeylerdi.
ilk ayda iki tarafta anlayışlı oluyor, görmemezlikten gelebiliyor, sevişmeler heyacanlı,çılgınlık yapmaya müsait ilk ay. Sonraki zamanlar herşey rutin oluyor zevk, heyacan ve anlayış bir kenara bırakılıp sürekli bir didişme başlar.
Flört evresi en güzelidir. Ne sevgilisindir ne değilsindir; böyle iki arada kalırsın, tatlı bir heyecan olur. Karşılıklı iltifatlar, güzel sözler gırla gider... Sevgili olduktan birkaç hafta sonrası kıskançlık, yıpratma, trip şeklinde devam eder ve bezdirir insanı. işte o kısımdaki sabır da çok önemlidir. Sabredip bu kısmı da aşabilenler yeni evrelere geçebilirler. Sonra yine yıpratıcı birkaç şey çıkacaktır elbette. Yani önce biraz sıkıntı, sonrası rahatlık.