fedakarlık yapmaya değmeyecekler için fedakarlık yapmak. aslında bunun bir hata olduğunu düşünmez, yani fedakarlık yapmaya değmese de, sevdiğiniz için yaptığınızdan bunun bir hata olduğunu düşünmezsiniz. fakat gün gelir, yapmasaydın olur olayıyla karşı karşıya kaldığınız an, işte o zaman gerçekten hata bende imiş derseniz. ve buda koyar adama haliyle. ama sonradan geçer tabii. neler geçmiyor ki.
Sabırsız olmak. Gerek arkadaşlık ilişkisi gerekse ikili ilişkiler... Sabırlı olup dinlemek, anlamak, empati yapmak gerek ama insanlar pek bir tahammülsüz. En çok da ben...
-karşı tarafı sürekli baskı altına almak. Bırakın insanları da hayatlarına sevgilileri/eşleri de varken devam edebilsinler.
-sürekli muhalif olmak. Karşı tarafın doğrusunu kabul etmemek için sürekli bir şeyleri bu aslında böyledir diye açıklamaya çalışmak. Doğru olsa bile karşı tarafın görüşü. Bırakın bir taraf daha çok bilsin.
-şımarıklık. Evet tam olarak bu. Fazla nazın aşık usandırdığı yıllarca dilden dile söylenir. Babasının prensesi, annesinin prensi gibi davranmayı bırakın. Naz da trip de bir yere kadar.
-sürekli eleştiri yapmak. Onu yapma, bunu böyle yapsan daha iyi olur, neden onu giydin vs. Beğenmiyorsan git kardeşim. Eleştiri yaparken mukayese ettiğin insanlardan tonlarca var dışarda.
-birlik olamamak, ortak karar verememek. Sadece kendi istediği olsun diyen insanların en büyük sorunu da bu. Mantığın olduğu yerde, matematik neyi gösteriyorsa onu yaşamak daha doğrudur. Kalkıp da yanlış bu demek için yanlış demeye gerek yok.
Yürümeyen ilişkilerin hepsinde hemen hemen aynı problemler yatıyor. En azından ben öyle seziyorum. Çok da ilişki adamı değilim zaten o da ayrı bir şey. Yay burcu erkeği olmanın gereği de bu olsa gerek.
ilişkisine ve kişisine göre saymakla bitmeyecek hatalardır.ama benim en takıldığım;
kadınların özellikle genç yaşta olanların yaptığı en büyük hata, kendini özel hissetmek için beklentilerini karşılamayacak yapıdaki insanların bizim için değişebileceklerini ya da onları değiştirebileceğini sanmak oluyor. böylece kendimizi başarmış hissediyoruz belki de. aradaki fiziksel çekim ya da kaybetme korkusu gibi nedenlerle değişen erkek bu kaygıları sonlandıktan sonra, belki de kendinden ödün verdiği için içinde biriktirdiği öfkesini kadına kusarak ilişkiyi terkediyor. terketmese bile o ilişki yorucu ve iki taraf içinde zorlaycı olmanın ötesine gidemiyor.
ama işin aslına bakılırsa bir insan genelde, sana, bana, anasına, babasına, ya da herhangi bir kadına, erkeğe nasılsa odur zaten.
bence ikili ilişkilerde beklenti içinde olmak kendini garantiye almak için karşıdakinin değişeceğini düşünmek büyük hatadır yani o da seni değiştiremez. başka biri zorla ya da duygusal şantajla senden istedi diye kendini suçlayarak değişmeye çalışmak ruhsal olarak yaralanmaktan başka bir şey değildir. ama ne olursa olsun en önemlisi bence nerede duracağını, nerede uzlaşmaya varacağını ya da nerede gideceğini bilmek ve bunu karşıdakine duygusal olarak zarar vermeden, saygı çerçevesinde yapabilmektir.
nitekim kimse kimsenin sahibi değil ve olamaz.gerçekten ama gerçekten birbirinize saygı duymayı bilin kalben bütün olabilirsiniz ama ikiniz ayrı birer birey olduğunuzu es geçmeyin.
ilişkilerde bazen çok sevmekten bazende çok güvenmekten ileri gelen hatalardır.
sevgiliye aşırı değer verip ona değerler katarken kendi değerini farketmeden yerlebiretmek.