allah'a çok inanan için büyük bir handikap değildir.
bu kadar söyleyip gitmek isterdim ama yazmam gerek;
çünkü allah sırf vaadettikleri uğruna "sevilenlerden bile" vazgeçilebileceğini öğütler. yani çok seversiniz ama o çok sevdiğiniz kişinin kölesine dönüşmekten bu şekilde kurtulabilirsiniz. "kariyer-şöhret" gibi hedelerin peşinde olanlar da aynı durumdadır. artık hangisi mantıklı geliyorsa, onu seçin. her halükarda sevilen hedeye karşı onun kölesine dönüşmek yerine daha onurlu bir yaklaşım sergileyebilirsiniz. kısacası her türlü sevginin üzerinden gelecek bir inanç-amaç şart.
"iki taraf da çok sevemez mi?" sorusunu akla getiren ifadedir. ne kadar tehlikenin farkında olsak da devam ettirdiğimiz, bizi 'affedici', 'fedakar' sıfatlarına uygun bireyler haline getiren durumdur.
o müthiş incinmişliğe rağmen gülümseyebilirsiniz.
ve bence bu zavallılık olmamalı.
Zordur. Hep alttan alan ve üzülen taraf olursunuz. Sırf daha çok sevdiğiniz için hoşunuza gitmeyen bir çok şeye ses çıkaramazsınız. En küçük tartışmada bile yüreğiniz boğazınızda düğümlenir, sevdiğinizi bile söyleyemezsiniz...
Çoğu zaman kendinizi avutmakla yaptığımız durumdur. Ya yanlış insan ya da yanlış davranışla kaybedilen kişi arkasından söylenen gereksiz bir sözcüktür.
bunu hiçbir zaman bilemeyiz nedeni de ne kadar sevildiğimizi hiç bilmemiz. böyle bir karşılaştırma yapıyorsa insan aslında sevgiden, aşktan falan anlamıyordur çıkar ilişkisi yaşıyordur.
o başkalarını öldürürken seninle , sen kendini öldürürsün onunla. uyumadan uyumazsın , uyanmadan uyanırsın . sayfalarca yazarsın ama bunu sen yaparsın , o yapmaz.
ardından hayal kırıklıklarının geldiği olay olabilir. zordur o tarafın işi. sevdiğini ikna etmek, sevdiği tarafından sevilmeyi başarmak için çok zaman ve çaba gerekebilir.
tüm kaprisleri çeker, terkedilir, yalnız kalır, barışmak ister karşı taraf kabul etmez, karşı taraf barışmak ister, hemen atlar üstüne, aşkta gurur olmaz der durur.
(bkz: yalan dostum aşk diye bişey yok)