hani yazın genelde yazlık beldelerde, ilaçlama yapmak amacıyla mahalle aralarını dolaşan kamyonetler vardır. arkalarında duman çıkara çıkara ilerleyip, güya haşerelrle mücadele ederler.
işte o dumanları matah bir şey sanıp, arkasına takılan çocuklar vardır. o acayip kokulu sinek ilacının içine girip; "hiyyaa ben sıpaydırmen veya ninja törtıls olucam, birazdan mutasyon başlayacak olm" diye az koşuşturmadılar.
sonuç, üste sinmiş sinek ilacı kokusu, haşat olmuş akciğerler ve sivrisineksiz bir uyku. senin hayalgücüne zıçayım salak çocuk.
not: ben değilim olm, bi arkadaştı o mahalleden. walla bak.
ilaçlama aracından etrafa yayılan beyaz dumanların arasında kaybolmaktan hoşlanan çocuktur. muhtemelen şu sıralar 20'li yaşlarındadır.
(bkz: 90 larda çocuk olmak)
hiç salak demeyin. hepimiz o arabanın peşinden en az birer kere koştuk. kimimiz bisikletiyle takip etti, ve itiraf edin ki o duman eskiden* çok güzeldi.
ilaçlama yapıldıktan sonra sineklerin evlere girmesinden yola çıkan bir ebeveynin; bizim çocuk ben çağırınca gelmiyor, bare şu ilaçlamanın peşine göndereyim de düz mantık varsayımım tutarsa eve girer mahlukat düşüncesiyle iteklediği çocuktur.
eskiden ilaçlama arabalarının ilaçları sokağı bemmbeyaz ederdi beyaz dumanlı ilaç püskürttüğünden. çocukken bizde az koşladık. hatta bir arkadaşım patenle arkasından koşarken kenardaki kamyona çarpıp burnunu kırmıştı.* ama artık şimdili ilaçlamalar daha ufak arabalarda beyaz duman verilmedne yapılıyor. yani artık o mahallenin bembeyaz dumanlarla örtülmesi olayları olmuyor. velhasıl kelam, şimdiki çocuklar şanssızlıklarına yanıp, ps3 karşısında hayatlarını geçirmeye devam etsinler.