abd'ye sorulması gereken sorudur. mevcut iktidarı başa getiren de, orada tutan da, bunlar gittikten sonra yerine getirilecek olan hükümetleri de belirleyecek olan, tıpkı 1950'den beri yapılageldiği gibi yine abd olacaktır. yani abd kendi çıkarlarına aykırı bir durum oluşursa iktidara koyduğunu indirir, kendi çıkarlarına bir halel gelmediği sürece mevcut iktidarı tutar. bu kadar basit.
yoksa "şu kadar insan ölürse iktidar değişir" ya da "bu kadar insan zor duruma düşerse yönetim değişir" gibi safsatalar manasızdır. bunun bir üst sınırı yok ki; gerekirse herkes ölür ve yerine başka yerlerden yeni nüfus getirilir. abd emperyalizminin ileri karakolu olarak idare edilen bir ülkenin kim tarafından nasıl idare edileceğine o karakolda yaşayan insanlar karar veremez.
strateji kurulurken ya da "biz neyiz, bizim etimiz budumuz ne" saptaması yapılırken bu realitenin dışına çıkıldığı an fantezi kuruluyor demektir. önce bir ülke olmak, ondan sonra ülkenin geleceği üzerine hayal ve tasarı kurmak daha sağlıklı. aksi takdirde sahip olunmayan birşey adına hayal kuruluyor demektir, ki hüsranla sonuçlanacağı şüphesizdir.