zamane almanya'sının en tehlikeli silahlarıydı. sadece 1942'nin ilk birkaç ayında, 4 milyon tonluk ittifak gemisi batırdılar. bu gemiler arasında zor durumda kalan büyük britanya'ya takviye olarak gönderilen petrol tankerleri, silah, uçak ve taze erzak ile dolu yük gemileri de vardı. enigma makinesi'nin şifreleme sisteminin kırılmasının ardından, ittifak güçlerine yem olmuşlardır.
yanlış haritadır zira detaylıca incelememe rağmen sadece italyaya baktığımda bile yanlışlığı görebiliyorum. italyanın kuzey yarısı(tam emin değilim romaya kadar olabilir) da nazi kısmına dahil olmalıydı. güney kısmı zaten hitlerin kankası mussolinindi.
Türkiye nin dahil olmadığı en son dünya savaşı. katılsaydık eğer kolay teslim olmazdık ama, doğrusunu söylemek gerekirse o günkü şartlar altında dağılmadık yerimiz de kalmazdı.
Yar rak kafalı japon askerleri yüzünden kaybedilen savaş.
Rusya halledilebilirdi sonuçta sayı üstünlüğüne rağmen erzak sıkıntısı çekiyordu ve taaruz için savaşıcak donanıma sahip değilken ABDnin savaşa girmesiyle açılan yeni cephelere asker ve teçhizat ayrımı yapmak almanyayı yıprattı.
çoğumuza tanıdık gelen, ancak ardındaki hikayeyi pek bilmediğimiz fotoğraflardan birisi. ikinci dünya savaşı sırasında yeni ayakkabılarına kavuşan ve çok mutlu olan Avusturyalı bir çocuk:
savaşın önemli bir hadisesi olan polonyalı süvarilerin alman panzerlerine mızraklarla saldırması hadisesinin efsaneden ibaret olduğuna dair türkçeye tercüme edilen bir yazı: https://wwturkiye.org/tan...ya-suvarileri-soylencesi/
Asker olarak çok iyi olan ismet inönü'ün bana göre türkiye'yi bu savaşa sokmaması en büyük siyasi başarısıdır.
Diğer bir başarısıda 1946 dönemi çok partili döneme geçilmesinin en önemli temsilcisi olmasıdır.
çok epic bir savaş bir daha böyle savaş gelmez çünkü yüksek teknoloji yüzünden artık kısa sürer savaşlar böyle dünya devlerinin ölümüne savaştığı göğüs göğüse cephe savaşlarının sonucu belirlediği dünya savaşı olmaz .
ikinci Dünya Savaşı yıllarında Türk hapishanelerinde yatan bütün köylülerin "Almanlar gelip bizi çıkaracaklar" diye bekleştiklerini bilir miydiniz?
Hitler'in sünnetli olduğu, gizli din taşıdığı, aslında islam'ı kabul ettiği de yaygın bir söylentiydi.
Bu dangalaklık hem Türk faşistleri tarafından körükleniyor, hem de halk buna inanmak istiyordu. Halk büyük ölçüde Alman taraftarıydı.
Çünkü bir kere bunlar bizim eski "silah arkadaşlarımızdı", ikincisi de komünistlere karşı savaşıyorlardı...
Rus'un düşmanı bizim doğal dostumuz sayılmaz mıydı?
Üstelik bizim "sistemimiz" Mussolini italyası ve Hitler Almanyası'ndan "büyük ölçüde etkilenmiş" bir sistem değil miydi?
iktidarda bulunan tek parti, CHP, bir "Alman zaferine" karşı hazırlık yapıyordu. Yahudiler'i sabun yapmak onların işiydi ama, varlık vergisiyle bellerini kırmak da görevin bize düşen kısmıydı!
Türk faşistleri, bir yandan da Almanya'nın safında Sovyetler Birliği'ne karşı savaşa girmesi için Milli Şef'i sıkıştırmaya çalışıyorlardı...
Alman ordusuyla el ele verilip Sovyet imparatorluğu yıkılacak, Kırım ve Kafkasya kurtarılacak, daha sonra Alman dostu bir Turan imparatorluğu kurulacaktı!..
Bir yandan Alman askeri istihbaratı Abwehr, bir yandan SS örgütünün istihbarattan sorumlu SD bürosu, bu propaganda için kesenin ağzını açmışlardı...
Türk basınında kimlerin Alman parası yediğini Basil Liddell Hart bile kitabında yazmıştı ama ben şimdi buraya yazmayayım. yazmayayım da maddi ve manevi mirasçılarının yüzleri kızarmasın!
Milli Şef, paralardan Atatürk'ün resmini çıkarıp kendi resmini koyduracak, parti tüzüğüne madde koydurup kendini partinin "değişmez genel başkanı" yapacak kadar zıvanadan çıkmıştı...
Türkiye'de her şey, Alman faşistlerinin vaat ettikleri "bin yıllık yeni düzene" endekslenmişti...
Türkiye, yeni dünyaya hazırdı.
Fakat, iliklerine işlemiş "denge uzmanlığı" ve temkinlilik, Milli Şef'i tuttu.
Aculluk etmekten alıkoydu.
Milli Şef, savaşın "gidişatının" iyice belli olmasını bekledi.
ibre müttefiklerden yana dönünce de ilk işi Türk faşistlerini dizginlemek, sonra da susturmak oldu. Türk faşistleri şaşırdılar, düne kadar onları pohpohlayan Milli Şef onları birdenbire iyot gibi bırakıvermişti!
Peki Türkiye'de "müttefikleri tutan" hiç mi yoktu savaş yıllarında? Vardı. Bir avuç komünist, bir avuç da Robert Kolej mezunu... O kadar.
Rahmetli dedem de -ki iflah olmaz bir ismetçi'ymiş-, lokantacılık yapan kızıl saçlı alman bir kıza duyduğu hayranlık yüzünden Alman taraftarı olduğunu, bir gün babama ağzından kaçırıvermişti...
Kitlesel ölçüde yıkım ve katliam yaşatan savaş.
Birkaç ülkenin çıkarları üzerine kurulu dünya sisteminin ne denli bir facia ile biteceğini göstermiş olup daha dengeli bir diplomasi Güdülmesini şart kılmıştır .
birinci dünya savaşı sonrasında almanlara ödetilmesi mecbur bırakılan yüksek savaş tazminatı ve ağır şartlar, ilerleyen yıllarda 1929 buhranı ile bir darbe daha alan almanlar o kadar köşeye sıkıştırılmıştı ki belki de tüm halk sadece bundan dolayı hitlerin peşine takılmıştı. avrupa almanyayı bu kadar sıkıştırmamış olsaydı belki ikinci dünya savaşına neden olabilecek bir hitler bu kadar büyümeyecekti. birçok yahudi bilim adımı kaçmış olsa bile almanya bilim olarak yine de çok ilerideydi ve hızlı toparlayıp ikinci dünya savaşına neden olacak zemini oluşturdu.
alan turing'in başında olduğu ekip enigma şifrelemesini kırınca, yavaş yavaş savaşı almanların aleyhine çevirmiştir.
sonuç olarak en çok sivil ölümün gerçekleştiği bir savaş olarak tarihe geçmiştir.