-abd ikinci dünya savaşından uzun yıllar öncesinden beri (1920'lerden başlayarak) japon şifrelerini bildiği için (bkz: magic) (3 kere değiştirildiği halde) hep bir adım öndeydi. pearl harbor baskını yapılmadan evvel sayısız kere bu saldırının gerçekleşeceğini işaret eden istihbarat raporları sümen altı edildi ya da yetkili kişilerce dikkate alınmadı.
-abd'de savaşı japonların başlatması gerekliliği "abd'nin evlatları asla anavatan toprakları dışında bir savaşa gitmeyecek" şeklinde söz veren başkan roosvelt'in bu sözünü geri alamayacağı gerçeğine bağlıdır. roosvelt abd'yi savaşa sokabilmek için hep japonların büyük yara vermeyecek bir saldırı yapmasını beklemiş ancak pearl harbor baskını gibi büyük bir darbeyi şüphesiz o da kestirememişti.
-sanılanın aksine japon halkını bu büyük felakete sürükleyen ve asya'da barış ışığını söndüren imparatorun açgözlülüğü değil savaştan kısa süre önce iktidarın istifa etmesini sağlayıp yönetimi ele geçiren general tojo ve cuntasıdır. imparator savaş planları yapılmaya başlandığı andan itibaren sürekli buna engel olmaya çalışmış ancak sembolik yetkileri nedeniyle alınan kararı onaylamaktan başka seçeneği kalmamıştı. generallerin savaşı adeta büyük bir iştahla istemesine rağmen imparator hirohito sürekli sorunu diplomatik yollardan çözmek için gayret gösterdi. zaten tüm bu çabaları ve insancıl tutumundan dolayı savaştan sonra savaş suçlusu olarak yargılanmamış aksine yeniden kurulan ülkede sembol bir isim olmuştur.
-atlantik savaşında alman u-bot filosu 1940-1942 arasında "neşeli günler" denilen dönemini geçirmiş ayda ortalama 750.000 ton müttefik ticaret ve savaş gemisi batırılmıştır. sonraki yıllarda müttefiklerin denizaltılara karşı daha organize hücumları ve uçakları daha etkin kullanmaya başlaması (liberator) savaşı müttefiklerin lehine döndürdü. savaşın son 6 ayına girildiğinde almanlar artık şnorkelli type 21 denizaltılarını (elektrobot) atlantik'e göndermeye başlamıştı. bu denizaltılar öncekilerin aksine dizel motorlarını çalıştırıp elektrik bataryalarını şarj etmek için satha çıkmak zorunda kalmıyor ve bu şekilde hava saldırılarından korunarak düşman filolarına saldırabiliyordu. ayrıca type 21 denizaltısından hatırı sayılır miktarda üretilmişti ancak bu denizaltılar etkin olarak kullanılamadan müttefikler normandiya çıkarmasını halihazırda yapmış ve 3. reich'ı yıkmak üzere berlin'e yürüyorlardı. kara savaşları bir süre daha devam edebilseydi atlantik savaşı'nın almanların lehine dönüşmesi olasıydı. amiral karl donitz'in isteklerine zamanında cevap verilmiş olsaydı belki de müttefikler fransa kıyılarına bu kadar büyük bir çıkarma harekatı yapamazdı.
-savaşa dair akılda kalan en önemli şey hiroşima ve nagazaki kentlerine b-29 superfortress tipi bombardıman uçaklarından (bkz: enola gay) (bkz: Bockscar) atılan atom bombaları ve ardında bıraktıklarıdır. ancak benzer bir saldırı almanya'nın dresden kentine nükleer olmayan tipik serbest düşüş bombalarıyla yapılan harekattır. japon kentlerine atom bombasını atan abd iken dresden de kraliyet hava kuvvetleri (bkz: raf) ve amerikan uçaklarının ortaklaşa hava akını yaptığı kentte ısrarla sivil hedefleri vuran ingilizler oldu. ayrıca 1945 mart ayında iwo jima'yı ele geçiren abd kuvvetleri bu adadan japon anakarasına yalnızca 2 gün içinde yaptığı hava akınlarında 100.000'den fazla sivili katletti.
-müttefiklerin en ünlü generallerinden george s patton berlin ele geçirildikten sonra hemen almanlara silah dağıtıp sovyetler üzerine gidilmesi önerisinde bulundu. hatta bu önerisini "nasıl olsa ruslarla bir gün savaşacağız bunu askerlerimiz avrupa'dayken yapalım" sözleriyle savunduğu tarihe not düşülmüştür. ne gariptir ki patton kısa süre sonra almanya'da bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
-ikinci dünya savaşını amerikan filmlerinden ve oyunlarından öğrenen herkes savaşı almanya'nın polonya işgaliyle başlattığını sanır. ancak bu bilgi biraz eksik. alman işgalinden 2 hafta sonra polonya'yı doğudan sovyetler birliği işgal etti. işgal almanların ve rusların ortaklaşa kurduğu kukla polonya yönetimine kadar devam etti. ayrıca savaştan önce nazi almanyası ile sovyetler birliği arasında bir saldırmazlık imzalanmıştır. almanların başarılı fransa işgalindan ve britanya savaşı hezimetinden sonra doğu cephesine yönelmesine rağmen stalin bu anlaşmaya olan güveninden ötürü seferberlik ilan etmedi. yüzbinlerce rus'un ölümünden dolaylı olarak sorumlu oldu.
-naziler tüm avrupa'yı ve balkanları ele geçirdiğinde kendilerine gönüllü olarak katılan askerler buldu. sovyetler birliği'nin insanlara vaad ettiği kıtlıktan ve baskılardan bıkan pek çok milletten halk daha iyi olarak gördükleri almanlara - waffen ss'lere katılmaya başladılar. dönemin kudüs müftüsü emin el hüseyni bizzat hitler'le görüşüp balkanlardaki boşnak müslümanlardan ve hırvatlardan ss tümeni oluşturulmasını sağladı; (bkz: ss handschar), bunun dışında türkistan alayı ve hatta kafkaslardan bile 2 tümen almanlara katıldı.
-savaş boyunca abd ve sovyetler birliği müttefik gibi görünse de aslında soğuk savaş daha o yıllarda bile kendini hissettirmeye başlamıştı. bu özellikle berlin'e kim önce girecek mücadelesine dönüşmüş bu mücadeleyi sovyetler birliği kazanmıştı. daha sonra alman teknolojilerinin paylaşımında yine aynı rekabetler yaşanmış, roketler ve bilim insanlarını ülkesine kaçıran amerikalılara karşın ruslar da u-bot filosundan sağlam ele geçirilen denizaltıların çoğuna sahip olmuştur. elbette bir kısım v2 de ganimetler arasındadır. yoksa yuri gagarin'in 1961'de uzaya çıkması imkansız olurdu. roket teknolojisi almanların v2'sine karşılık katyuşa gibi hedef-mesafe tayini olmaksızın allah'a emanet atılan ilkel silahlar olan ruslar için bu ganimetler eşsiz bir nimetti.
-ikinci dünya savaşı başlamadan önce ordu mevcudu rezervler hariç 130.000 civarında olan abd savaşa girdiği ilk yılın sonunda pasifik'te 1 milyondan daha fazla askere sahipti. yine savaş başladığında eskort uçak gemileri hariç 3 büyük uçak gemisi bulunan abd'nin savaşın sonunda 130 civarında uçak gemisi ve 24 savaş gemisi (zırhlı/battleship) vardı. bu savaş grumman, boeing, ford, springfield, winchester, mitsubishi, mercedes, rolls royce vb. firmaların servetini katlamasına sebep oldu. bahsi geçen firmalar silah, tank, uçak, gemi gibi savaş araçlarını ürettiler ve birçoğu hala üretmeye devam ediyor.
-her savaşta olduğu gibi bu savaşta da yaşlılar bazen ulusal çıkarlar uğruna bazen de sırf şişkin egolarını tatmin etmek için çok gizli odalarında çok gizli toplantılar yaptı, haritalarda çizgiler çizdi, masalarındaki plastik figürleri hareket ettirdi. onların yaptığı her hamle yüzbinlerce genç insanı ölüme yolladı, milyonlarcası sakat kaldı. sivilleri hesaba katmadım bile. yalnız buna rağmen hiçbir ülke bu savaş boyunca ordularına asker bulmakta zorluk çekmedi, (sovyetler ve savaşın gidişatı değiştiğinde japonlar zorla silah altına alma gerçekleştirdi) alman u-botları 1945'te hemen her gün birkaç teknesini kaybederken bile alman gençleri gözlerini kırpmadan donanmaya gönüllü olarak katıldı. u-botlarda savaş boyunca görev yapan 40.000 alman denizciden 28.000'i öldü kalanların çoğu esir düştü.
adolf hitler'in aç gözlülüğü sebebiyle almanlar çok kötü hatalar yaptılar. ikinci cephede savaşma aptallığına bile bile düştüler. almanya sovyetleri yalnız bıraksaydı sovyetler o ateş çemberinde kendilerini mutlaka bir savaşın içinde bulurlardı. böyle yapsalardı almanya isveç'e saldıracaktı, romanya'ya saldıracaktı, türkiye'ye saldıracaktı, çin'e girecekti. yani bunlardan 1-2 tanesini kesinlikle yapacaktı. rommel'in eline biraz daha kuvvet verip cebelitarık ve suez çevresi düşseydi ingiltere ilk olarak ırak petrolüne saldıracaktı. italyan filosu atlantik'e çıkacaktı ve hava destekli alman filosu ile kolaylıkla 1942'de ingiltereyi işgal edecekti. savaşın eksen tarafında iyi gittiğini gören franco ve inönü gibi liderler almanya ile ittifaklara girişecek ve muhtemelen avrupa'da çelik bir pakt olacaktı. daha sonra bu pakt mutlaka sovyetleri parçalayacak, muhtemelen japonya ile beraber amerika'nın kıta dışına taşmasını engelleyecek ve bonus olarak da çin, hindistan ve sibirya bölgesinde küçük otonom devletler kurduracaklardı.
naçizane bir 2. dünya savaşı tarihi meraklısı olarak bu konuyla ilgili gözlemlerim:
- bir limanı tek başına tozduman edebilen nazi savaş gemisi tirpitz'in ( avrupada üretilmiş en büyük savaşgemisidir kendileri ) ve ufak filosunun deniz savaşlarındaki önlenememiş üstünlüğü ve bu geminin ingiliz komandolar tarafından adeta bir intihar saldırısıyla güç bela batırılması.
- Messerschmitt Me 262: Almanların jet motorlu pervanesiz savaş uçağı. Amerikalıların uçaklarının yanında at arabası gibi kaldığı bu uçaklar, o dönemde muadillerine göre 'aşırı' hızlı tayyarelerdi. Savaştan sonra Amerikan ordusu bu uçaklardan bir kaçını ele geçirir ve ABD'ye götürüp test ederler. USAF test pilotları bu uçaklardan o kadar etkilenirler ki, uçuş sonrasında üzerinde pervane şekli olan brövelerini göğüslerinden söker atarlar.
- feldmarschall erwin rommeli'n ( çöl tilkisi ) afrikada ufacık bir birlikle ingilizleri afrikada madara etmesi. elini kolunu sallaya sallaya cephede dolaşması.ghost division lakaplı birliği ile, kendisine yardım kesilince ingilizlerin stoklarını araklaması. ve aynı generalin d-day çıkartmasının yerini yanlış tahmin etmesi. yada doğru tahmin edip komutaya geç gelmesi. Ve tabi dişli rakibi ingiliz General ve Allied Forces Commander 'Bernard Montgomery'. Tabi bu çekişmede Monty rakamların ve ikmal hızının, Rommel ise gönüllerin ve taktik-severlerin kahramanı olmuştur. Ayrıca 3. Reich'ın propaganda yönetimi Rommel'e gereken önemin üstünde bir ilgi gösterip döneminde Almanya içerisinde fazla popüler olmasını sağlamıştır.
- nazilerin nükleer silah yapmaya çalıştığını öğrenen amerikalıların manhattan projesini (Los Alamos) devreye almaları ve 130.000 personelin çalıştığı, J. Robert Oppenheimer'ın liderliğinde idame edilen ve bu günkü kurla 20 milyar dolara malolan bu projenin nükleer enerji ve silah üzerine bilimum araştırmaları yapması. dünyaca ünlü bilim adamlarının (hangi birini sayayım, 2002 dünya kupası brezilya milli takımı kadrosu gibi: Richard Feynman, Enrico Fermi, Klaus Fuchs, Von Neuman(?), Albert Einstein (?) ) bu projeye ucundan el atması. sonuç olarak nur topu gibi bir bir atom bombası icadedilmiş olması.
- Almanlar'ın da benzer araştırmaları işgal ettikleri yerlerde yapması. Mesela Norveç - Telemark'ta bir adet ağır su (deuterium oxide diye de geçer) üretim laboratuarları üretirler. Norveç direniş hareketi, ingiliz komandolarla bu tesisi patlatırlar ancak ilk sefer pek başarılı olamazlar (Adından belli: Operation Freshman). Zira Alman yine Alman'dır 5 günde herşeyi tamir ederler, ayrıca yakalanan Norveçliler ve düşen Halifax'dan sağ kurtulan komandolar da kendilerini Gestaponun şevkatli kollarında bulurlar. Ancak müteakip operasyonlarda (Operation Gunnerside), akıllanan Norveçliler ve ingilizler, Almanları en zayıf yerinden, ikmal hatlarından, vurarak bu araştırma işlerini engellerler (Mesela güzel bir film: The Heroes of Telemark - 1965, kitabı da var)
- nazilerin eugenie projesi ve saf alman ırkı oluşturmak için kurulan üreme çiftlikleri ve akıllara zarar insanlık suçlusu bir doktor (!): Josef Mengele ve japon muadili shiro ishii. Tipine sürttüklerim.
- radarın uçaklara yerleştirilmesi ( yukarıda bir entry de detayları var ) ve bundan haberi olmayan almanların londrayı bombalamaya gittiklerinde büyük zahiyat vererek geri dönmeleri. ve radarı çok geç farketmeleri.
- savaş sırasında hitlere darbe girişimi ( güzel bir filmide var: valkyrie )
- Maginot Line : André Maginot isimli aganın tasarısıyla fransanın, belçika ve almanya sınırına yapılmış olan çılgın bir beton siper hattı. Ne ararsanız var içinde: hava saldırısına karşı sığınak, toplar bataryalar, turretler, tank siperleri, piyade siperleri, jeneratörler, depolar. Tonlarca beton, tonlarca mühimmat, mükemmel bir savunma sistemi. Peki Almanlar bu mükemmel (?) savunma sistemini nasıl aşmışlar. Ellerine bir harita alıp, hattın etrafından dolaşarak ! Evet, aynen bu şekilde hattı geçip Fransa'yı işgal etmiş, Eiffel'e karşı bira yudumlamışlardır. Sonra fransızlar demiş ki şöyle oldu da böyle oldu da bilmem ne. Avrupa tarihine geçen tam bir epic fail.
- without torture: alman sorgulama çavuşu olan hanns joachim scharff ın, geliştirdiği psikolojik teknik ile şiddet, işkence kullanmadan düşman askerlerini sorgulayıp günümüze kadar sorgulamalarla en fazla istihbarat toplayan asker olması ve amerikalının bu amcayı savaş sonrası ülkelerine götürüp tekniklerini öğrenmeleri.
- Aforizma sever general George S. Patton: neredeyse her durum için aforizmik bir laf etmiştir. Örneğin savaşa karşı çıkan bir entele "Kalemin kılıçtan etkili olduğunu düşünenler Browning makinalı tüfeği görmemişlerdir."
- Almanların tutsak olan musolliniyi saraydan kız kaçırır gibi kaçırması ve bu operasyonda yıldızı parlayan, Budapeşte başkanlık sarayını basan ,suratında kılıç yaralı karizmatik bir ekstrem asker daha: otto skorzeny. Planörle uçar, arı gibi sokar; sızma, suikast, sabotaj, kaçırma ve baskın işlerinde ehil bir insan. Adam o kadar dişlidir ki, bir kanser ameliyatından belden aşağısı felçli çıkar. 6 ay terapistini yoracak seviyede fizik-tedaviden sonra tekrar yürümeye başlar. Savaştan sonra ölene kadar kaçak güreşir. Çeşitli ülkelerde, özellikle Franco yönetiminde ispanyada, yaşamıştır.
- amerikalıların savaşın sonlarında b-52 bombardıman uçaklarıyla almanyayı halı bombardımanına kobay yapmaları. (bkz: dresden bombardımanı). Bu olaydan dolayıdır mı bilinmez, ancak Almanya'nın hala en çılgın milliyetçileri Dresden'de yaşamaktadır.
- Nazilerin ev ev, sokak sokak alınan bölgelerde yahudi arayıp infazından sorumlu özel mobilize birlik: Einsatzgruppen. Bu birlik 1 milyonun üstünde masum sivili infaz etmiştir. En üst sorumlusuda Hitlerin en sevdiği kurmaylarından heinrich himmlerdir. Yanlarında mobil gaz odası taşıyarak ( baya bildiğiniz araca takılı karbon monoksit pompalayan tanker ), hizmette sadistliklik kavramına yeni bir soluk getirmişlerdir. Metallica'nın dediği gibi sad but true.
- nazilerle yahudilerin gizli ve ciddi iş birliği ( inanmayanlar için: Şebeke -nazi siyonist işbirliğini gösteren 51 belge - Yazar: Lenni Brenner)
- ingilizlerin, kendilerine saldırılana kadar nazizmi desteklemeleri, "almanya komünist olacağına faşist olsun, zira almanya komünizmi avrupadaki her ülkeden daha iyi uygular ve bu bizim sonumuz olur" görüşünün hakim olması. ve bu fikirdeki tehlikeyi sadece winston churchill'in görmesi.
- rusların savaşta hazar ve kırım türklerini ön cephelere sürmesi, ve "türkler doğuştan savaşçıdır" diyip çoğu askere silah dahi vermemesi.
- ingilizlerin com-int (haberleşme istihbaratı) ve sig-int (sinyal istihbaratı) şifrelerini kırmak için kurdukları analitik zeka üssü bletchley park. Bir sürü mi-6 ajanı, Government Code and Cypher School (Devlet kodlama ve şifreleme okulu) öğrencileri ve memleketin dört bir yanından gelen matematikçiler, satranç hastaları, şifreleme uzmanları ve bulmaca meraklıları burada savaş sırasınca kamp yapmışlardır. Alan Turing gibi bir zekanın burada şifre kırma faaliyeti olarak inanılmaz işler yapıp dünyaya imzasını atması ve bu amcamızın gay olması gerekçesiyle sosyo-psikolojik olarak intihara zorlanması
almanlar tiger yerine üretimi daha kolay daha basit tanklara yönelmeliydi şeklinde açıklamalar duyuyorum bazı kesimlerden. bu yanlış bir tespit. 1000 tiger tankı yerine 4000 daha basit tank üretilse ne olurdu? fazladan 3000 tank fazladan 15000 tank mürettebatı, onbinlerce ton fazladan çelik, milyonlarca ton yakıt, onbinlerce bakım destek personeli ve binlerce bakım ve ikmal aracı demektir. oysa almanlar'ın insan, hammadde ve yakıt kaynakları müttefiklere oranla oldukça sınırlıydı. ellerindeki kıt kaynaklarla yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalıştılar. ayrıca soğuk savaş yıllarında batı tarafı demir perdenin sayı üstünlüğüne karşı teknolojiye yöneldi. demir perde'nin onbinlerce tankına karşı daha az sayıda ama çok daha üstün abrams ve leo2 üretimi yolu izlendi. doğu blokunun binlerce mig-21-23-27'sine karşı daha az sayıda ama çok daha üstün f-14 f-15 f-16 üretildi.
en büyük atlanan detaylardan birisi de hiç kuşkusuz atlantik okyanusundaki denizaltı savaşıdır. alman komutan dönitz´in kontrolündeki bu savaşın amacı isgal edilmesi askeri personel açısından mümkün görünmeyen ingiltere´nin atlantik okyanusunun diğer tarafından aldığı yardımların ingiltere´ye ulaşmamasıdır. ayda 200-300 bin grosstonluk toplamla 2 yıl boyunca sivil yük gemilerini batırmışlardır bu savaş esnasında. yani bu ,ayda 30-40 gemi demektir. d-day i önlemek ve ingilizlerin evlerinde aç kalmasını amaçlayan bu harekat ingiliz sivil toplumunu almanlarla almanya´nın istediği türden bir barış antlaşmasına zorlamak içindi.
en son gemileri savaş gemileri desteğiyle abd´den yola çıkardılar sonra enigma kodlarını da okumayı becerdiler. bir de abd almanya nin batırdığından daha çok gemiyi her ay üretecek tersaneyi kurabildi, akdeniz´deki ve rusya´daki savaşta führer´in öngördüğü başarı katsayısına ulaşilamadı da denizaltılara başka yerlerde ihtiyaç duyuldu da o yüzden abd- ingiltere yardımlaşmaları sona ermedi. yoksa almanya ingiltere açlıktan gebersin istiyordu.
-savaş havacılığın gelişmesine özellikle de askeri havacılığa müthiş katkı sağlamıştır. ilk jet motorlu uçaklar da, roketler de, ağır nakliye uçakları da, stratejik bombardıman uçakları da yoğun olarak ilk kez bu savaşta kullanılmıştır. abd başından beri bu uzun soluklu savaşta teknolojinin ve insan gücünün çok önemli olduğunun bilincindeydi ve yatırımlarını hep bu yönde yaptı. savaştan birkaç yıl önce havacılık faaliyetleri hızlandırıldı, yeni komutanlıklar kuruldu, eğitim programları yazıldı, hava üsleri açıldı. 52 farklı ülkede telsiz istasyonları kuruldu. ancak sam amca savaşın bu kadar yakın zamanda kapısına dayanacağını düşünmediğinden olsa gerek 1939 yılı ortalarında yani savaş henüz başlamamışken abd'de yalnızca 300 savaş pilotu eğitiliyordu. 1939 eylülünde savaş başladığında (bkz: polonya nın işgali) durumun ciddiyeti anlaşıldı ve takip eden 1 yılda bu sayı 3.000'e çıkarıldı. bu dönemde bazı abd'li pilotlar ingiltere'ye giderek kraliyet hava kuvvetleri'ne (bkz: raf) katıldı ve aktif olarak britanya savaşı'nda yer aldı. 1941 aralık ayında japonların savaşı abd'nin kapısına getirmesinin ardından (bkz: pearl harbor baskını) 1942 yılının sonuna kadar 33.000 pilot savaşmaya hazırdı.
-zırhlı savaşının en ünlü stratejisti ve generallerinden biri olan mareşal erwin rommel aslında savaştan önce sıkı bir piyadeydi ve tankların neler yapabileceğini bilmiyor geleceği göremiyordu. o dönemdeki pek çok alman generali gibi hatta diğer ülkelerdeki yüksek rütbeli subaylar da böyle düşünüyordu, tankların piyadeyi desteklemesi gerektiğini kendi başlarına operasyonel olarak faydalı olamayacaklarını düşünüyordu. ancak fikirleri zırhlı savaşının doktrininin sağlaması olan polonya işgaliyle değişti. o artık zırhlı savaşının en ateşli savucunularından biri olmuştu. fransa işgalinde 7. zırhlı tümen komutanlığına atandı ve meuse üzerindeki yarma harekatında ve manş kıyısına kadar yapılan ileri harekatta çok önemli işler yaptı. ardından somme'deki fransız cephesini de başarılı bir şekilde yardı ve hayalet tümen efsanesi böylece ortaya çıktı. rommel daha sonra afrika cephesinde de önemli işler yapacaktı. bu entrynin konusu değil ancak zırhlı savaşından bahsedip heinz guderian bakınızı vermemek olmaz.
-savaş avrupa sınırlarını aşıp neredeyse tüm dünyayı yakıp yıkarken tarihteki en zorlu ittifak da kurulmak zorundaydı. abd öncülüğündeki müttefikler avrupa cephesinde almanları yenebilmek için güçlerini birleştirmeliydi. ancak irili ufaklı pek çok milletten oluşan bu askeri gücü kim komuta edecekti? işte bu hayati göreve daha sonra abd başkanı da olacak olan ike lakaplı Dwight Eisenhower getirildi. (bkz: dwight ike eisenhower) normandiya çıkarması, husky harekatı gibi operasyonları (bkz: operation husky) planlayan ike savaş sonunda şampanyayı götüren generallerdendi. ike kadar meşhur olamayan ancak bu savaşın müttefiklerin lehine sonuçlamasında en önemli rolü oynayan dönemin abd genelkurmay başkanı george catlett marshalldı. o daha çok savaş sonrası yıkılmış avrupa'yı dizayn etme planı olan marshall planı ile tanındı, en azından ülkemizde. marshall nobel barış ödülü almış tek askerdir.
-hitler intikam hırsıyla yanıp tutuşuyordu, fransa işgali kısa sürede başarıyla tamamlandıktan sonra bu ülke topraklarının kuzeydeki yaklaşık yüzde 70'lik kısmını kayıtsız şartsız teslim alacağını tahahhüt eden anlaşmayı imzalatmak için almanya'nın 1. dünya savaşının sonunda ateşkes anlaşmasını imzaladığı tren vagonunu seçti. 22 yıl sonra bu kez almanlar aynı vagonda fransa'ya diz çöktürmüştü. Compiegne Ormanındaki vagonun sergilendiği anıt da yıkıldı, vagon da almanya'ya götürüldü.
-almanya birinci dünya savaşı sonunda imzaladığı versailles antlaşması'na göre yalnızca 4 bini subay 96 bini astsubay ve er olabilecek 100 bin kişilik bir kara ordusuna, donanma olarak da 15 bin personel, 6 savaş gemisi (10 bin tondan ağır olmayacak) 6 kruvazör (6 bin tondan ağır olmayacak) ve 15 torpido botuna sahip olabilecekti. tank, büyük çapta toplar, denizaltı ve savaş uçakları ise asla olamayacaktı. bu anlaşma şartlarıyla alman ordusu bir daha asla eski gücüne kavuşamayacaktı. ancak 1920'de ruslar askeri eğitim ve tatbikatlar konusunda almanlarla gizli bir anlaşma yaptı. buna göre alman piyadeleri ve pilotları ruslardan eğitim aldı. almanya için daha sonra hayati öneme sahip olacak 4 bin subay da rusya'daki 3 farklı noktada eğitime tabi tutuldu. alman generali Hans von Seeckt'in planı bu 4 bin subayın mükemmel bir eğitim alması ve diğer 96 bin personelin de versailles anlaşması bozulduğu anda kitleleri profesyonel asker haline getirebilecek kapasiteye taşımasıydı. aktif görevde olmayan eski askerler de çin, japonya ve bazı güney amerika ülkelerinde ataşelik gibi görevlere getirilerek paslanmaması sağlandı. bu ülkelerdeki daha yeni yeni ortaya çıkan zırhlı-motorlu savaşı taktikleri hakkında gözlem yapan askeri ataşeler alman ordusu için çok önemli bilgiler topluyordu. rusya'daki bu eğitimler 1933'te hitler iktidara gelene kadar devam etti. 1933'te rusya ittifakı bozdu. polonya-fransa işgalleri ve doğu cephesi taarruzlarında önemli işler yapacak olan guderian da bahsi geçen dönemde rusya'da manevralara katıldı.
-japon imparatorluk donanması 25 yıl öncesine kadar savaş gemilerini (özellikle ingiltere) batılı ülkelerden satın alırken, savaştan birkaç yıl önce ve savaş sırasında denizlerin en muazzam savaş gemilerini üretmeye başladı; (bkz: yamato) (bkz: musashi). 18 inçlik toplara sahip bu 2 devasa savaş gemisinin toplarından daha büyük çapta silah da sadece almanların raylar üzerinde hareket ettirebildiği 800 mm'lik gustav gun'dı. ayrıca japon donanmasının 1942'de hizmete soktuğu shimakaze destroyeri döneminde dünyanın en hızlı destroyeriydi. ayrıca nükleer denizaltılar üretilene değin dünyanın en büyük denizaltısı da japonların sen toku ı 400 ve bu sınıftaki diğer denizaltılarıydı.
-dünya savaş tarihinde görülmemiş bir olay da yine bu savaşta yaşandı. bir avcı uçağı bir bombardıman uçağını tipik serbest düşüş bombasıyla vurarak düşürdü. alman avcı pilotu yüzbaşı heinze knoke messerschmitt 109'larla amerikan b 17 flying fortress filolarına yapılan saldırılarda almanların ağır kayıplar vermesi nedeniyle (b-17'lerin burnunda, tepesinde, altında, iki yanında ve kuyruğunda makineli tüfekler olduğu için muazzam bir ateş gücü vardı) yeni bir taktik üzerinde çalışmaya başladı. bu taktiğe göre me109'lar (250 kg bomba taşıyabiliyordu) b-17'lerin üzerine bırakmak üzere 5'er kiloluk kapsül bombalardan olabildiğince fazla yüklenecek ve yüksek irtifadan b-17'lerin üzerine bombaları atacaktı. 1944'ün sonlarında ve 1945'in başından savaşın sonuna kadar olan süreçte amerikan bombardıman filoları bazen 900-1.000 uçaktan bile oluşabiliyordu. bu dev filolara makineli tüfekleri ya da roketleriyle saldıran me109'lar sadece küçük ısırıklar alabiliyordu. bu nedenle bu bomba bırakma denemeleri çok önemliydi. ilk uçuşta sonuç alınamadı ancak ikinci taarruzda knoke'un bıraktığı bombalar 3 b-17'nin tam ortasında patlayınca uçaklarından birinin kanadı koptu ve uçankale yere çakıldı. bir b-17'yi bu yöntemle düşürünce bizzat hava kuvvetleri komutanı mareşal Hermann Göring knoke'e telefon edip kendisini tebrik etti. daha sonra da bazı düşman uçakları bu yöntemle düşürüldü ancak yaygın olarak kullanılamadı ve düşman üzerinde etkili olamadı. (heinz knoke'un ölüm avcıları adlı kitabını da konuya ilgi duyanlara şiddetle tavsiye ederim)
-amiral karl dönitz komutasındaki u-bot filosu savaş boyunca toplam 13,5 milyon ton ağırlığında 2 bin 603 ticaret, 175 savaş gemisi batırdı. üretilen bin 162 u-botun 784'ü ya düşman tarafından batırıldı ya da almanya teslim olduğunda onurlu kaptanları tarafından batırıldı. ingiliz kraliyet donanmasının savaş boyunca kaybettiği personel sayısı 70 bin, bunların büyük çoğunluğu denizaltı taarruzlarında hayatını kaybetmiştir.
-ilk atom bombası, napalm ve roketler savaş alanında kullanıldı. yüzbinlerce sivil öldü.
-önceki savaşların aksine bu savaş geniş ovalarda, arazide olduğu kadar en kalabalık şehir merkezlerinde de cereyan etti. bu nedenle insanlık tarihindeki en yıkıcı olay oldu. bazı kaynaklara göre 50 bazılarına göre 60 milyon insan hayatını kaybetti.
savaşı amerika'nın kazanmasıyla atlanan detaylardır, hoş detay değildir ya bunlar.
ikinci dünya savaşı hollywood tarafından salt yahudi soykırımından ibaretmiş gibi gösterilir. özellikle doksan sonrası patlayan ikinci dünya savaşı furyasında kaç tane "savaş" filmi vardı ki? Piyanist'inden tut Schindler'in Listesi'ne, Hayat Güzeldir'e hemen tamamı yahudi soykırımını anlatır. Ama en az yahudi soykırımı kadar insanlık dışı olan atom bombalarıyla ilgili bir tane film var mı? hayır yok. bütün film ve dizilerde bu atom bombası hadisesi için söylenen tek şey var ki o da "yapmasak daha fazla insan ölecekti". Pearl Harbor filmi japonlar bizi uf etti temalı bir filmdi, pacific desen malum... Yani demem o ki nasıl bugün bütün dünya "Amerika atom bombasını atmak zorundaydı, atmasa daha çok insan ölecekti" gibi bir düşünce içindeyse almanya'nın zaferiyle sonuçlanan bir savaşla şekillenseydi aynı insanlar, yani bizler, "tamam hitler'in yahudileri öldürmesi kötüydü ama..." diye başlayan cümleler kuracaklardı. tarih'te ama lar bitmez çünkü, ölen insanlar önemli değillerdir zira, tarihi muzafferler yazar.
rusların, yirmi milyon kayıpla savaşta açık ara en çok insan zayiatına uğrayan ülke olması. buna rağmen kazanan taraftadırlar, o nasıl kazanmaksa artık mnskm.
-abd ve ingiltere´nin hitler´in ruslara "operasyon barbarossa" ile saldırması esnasında iran üzerinden ruslara yardım göndermeleri.
- japonların kafayı yemiş planlarından birisinin de avustralya´yı işgal etmek olması.
- almanların "biz yapamıyorsak düşman da yapamaz" mantığıyla ingilizlerin enigma kodlarını okuduklarına inanmamaları ama boşu boşuna, "ingiliz ajanı" diye kendi subaylarını kurşuna dizdirmeleri.
-stalingrad gibi tarihin en kanlı savaşlarından birisi devam ededururken savaş sahnesinin tam ortasında 5000 kadar rus kadın ve çocuğun stalingrad´da mahsur kalması, işin garibi ölmeden savaşın sonunu görebilmiş olmaları.
-bütün savaşın lojistik destek ünitelerini etkilemesi yüzünden pasifik teki guadalcanal adası savaşının bütün akış üzerinde çok büyük bir etkisi olması.
- fransızların hiç de küçümsenmeyecek oranlarda nazilerle işbirliği yapmış olmaları. donanmalarını wehrmacht´a hiç çekinmeden kullandırtmaları yüzünden fas, da demirlemiş fransız savaş gemilerini, kağıt üzerinde müttefik olmalarına rağmen , ingiliz donanmasının bombalamış olması.