ikinci abdülhamid

entry1380 galeri153
    30.
  1. vefatının 89. yılını rahmetle andığımız koca sultan.
    7 ...
  2. 29.
  3. 28.
  4. 5. muratın delirmesiyle hükümdar olan, milliyetçi olmayıp islam ümmeti içerisinde imparatorluğu geliştirmeye çalışmış osmanlı padişahı.
    3 ...
  5. 27.
  6. karakteri, partilerin iltifatları ve nefretleriyle tahrif edilerek, tarihe geçmiştir.
    0 ...
  7. 26.
  8. milletimize faydası mı yoksa zararı mı dokunmuş hala tartışılan osmanlı padişahıdır. abdülhamid dönemi osmanlı tarihinde en çok tartışılan tarih kesitlerinden biridir.Hükümdarlığı batı teknolojisi ve medeniyetinin yükselişte olduğu döneme rast gelmesi nedeniyle bunalımlı bir dönemin içinde yer almıştır. Osmanlı'nın bu bunalımlı döneminin sorumluluğunu alması nedeniyle de kimilerine göre 'Ulu Hakan' kimilerine göre de 'kızıl sultan' olmuştur. Hakkında birçok fikir ayrılığı vardır ama herkesin birleştiği nokta günümüzün çoğu fikri ve siyasi oluşumunun temellerinin bu dönemde atıldığıdır.
    0 ...
  9. 25.
  10. atticus finch in samimi olduğuna inandığımız araştırmalarına saygı duymakla beraber, "resmi tarih" denen şeyin ne kadar manipüle edilmiş ve belli bir amaca yöneltilmiş olduğunu da kendisine hatırlatmak isteriz. zannediyorum ki toprakların saraya kattığı kısmı da yabancı devletlerin kolonicilere satılması yönünde zorlama yaptıkları topraklar olsa gerek.
    2 ...
  11. 24.
  12. necip fazil "ulu hakan ıı. abdülhamid han" adli eserinde abdülhamid'i söyle noktalar:
    " abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktir. "
    5 ...
  13. 23.
  14. Prens Bismarck tarafından dönemin siyasi dahisi olarak tanımlanmış osmanlı padişahı.
    5 ...
  15. 22.
  16. bazılarının dediği gibi ne kızıl sultandır, ne de muhteşem kusursuz bir padişahtır.

    `ilber ortaylı ;
    "başarıları da hataları da olan bir padişahtır, ve dönemini tanımlayacak olursak; ne beyaz ne siyah gri bir dönemdir." der
    6 ...
  17. 21.
  18. aşağı tükürse ulu hakan, yukarı tükürse kızıl sultan olan bir garip osmanoğlu..
    3 ...
  19. 20.
  20. Siyonistlerce sevilmeyen ve elbette ki siyonist yalakalarınca * da sevilmeyen ulu hakan. Devrindeki o kadar olaya karşı göğüs germiş, savuşturmuştur ve devleti 30 yıl daha yaşatmıştır. Ama en sonunda yahudi dönmesi tarafından tahttan indirilen, ve en çok da buna içerleyen ulu hakan. Allah rahmet eylesin.
    34 ...
  21. 19.
  22. Hayırsever ve cömert bir insan olan Sultan ikinci Abdülhamid, sıradan bir vatandaş gibi yaşardı. Yunan seferi sırasında, kendisine hazinede yeterli para bulunmadığı söylenince, atalarından kalma şahsi servetinden masrafları karşılamış, devletten beş kuruş almamıştı.

    Boş vakitlerini marangozhanede geçirir, harika eşyalar yapar, bunları sattırır ve parasını fakire fukaraya dağıttırırdı. Son derece şefkatli bir insan olan Sultan ikinci Abdülhamid'in kendisini öldürmek isteyenleri bağışlaması, dünya siyaset tarihinde görülmemiş bir olaydır. Sultan ikinci Abdülhamid, kültüre önem vermiş ve eğitim konusunda hizmet verecek birçok mekan yaptırmıştır.

    Üniversiteler, Güzel Sanatlar Akademisi, Ticaret ve Ziraat Okulları kuran Sultan ikinci Abdülhamid, ilk ve orta dereceli okullar, dilsiz ve kör okulları, kız meslek okulları da yaptırmıştır. Vilayetlere liseler, kazalara ortaokullar kurmakla beraber, ilkokulları köylere kadar ulaştırdı.

    istanbul'da Şişli Etfal Hastahanesi'ni ve Darülaceze'yi kendi şahsi parasıyla yaptırdı. Hamidiye adı verilen nefis içme suyunu borularla istanbul'a getirtti. Karayollarını Anadolu içlerine kadar uzatan Sultan ikinci Abdülhamid, Bağdat'a ve Medine'ye kadar da demiryolları döşetmiştir. Büyük şehirlere atlı tramvay hatları döşetti.

    http://www.tarihsayfam.co...-tarihi/2-abdulhamid.html

    ayrıca:

    Abdülhamid'in, 2. Mahmut'un yaptığı gibi pragmatik çözümlerle değil, temel bir islami meşruiyet çözümü içinde ülkeyi yeniden yapılandırmaya götürdüğünü kaydeden Armağan, "Onun amacı gerçek bir Halifenin manevi etkisi altında birleşmiş olan Müslüman ağırlıklı bir imparatorluğa dönüşülmesi idi. Bu dönemde Adbülhamid çok akıllı bir siyaset güderek Osmanlıyı parçalamak isteyen Batı'dan zaman kazanmak maksadıyla çok geçikmiş olan alt yapısını tamamlamaya ve modern bir devlet haline getirme çabalarına girişti. Bu aslında Batı'nın istemediği bir şeydi. Islahat hareketlerine verdiği destekle Osmanlı imparatorluğunun gelişmesini istiyormuş gibi gözükmesine rağmen bu karşı atak Batılılar tarafından hoş karşılamamıştı. Osmanlı Devleti'nin parçalanmasını bekleyen ingiliz, Fransız, Rus imparatorluklarının yapmak istediklerini püskürten, onların taleplerini karşılamayan ve onlara karşı büyük ölçüde zaman kazanmaya matuf denge politikası izleyen birisi sistemin başına geçince ister istemez Batı kamuoyu, Batılılaşmayı tam anlamıyla becerebilen bir Padişah olmasına razı olmadılar. 1879'da dizginleri ele alan Abdülhamid, 1908'e kadar bu poltikayı akıllıca uyguladı. Dillere dolanan 'Kızıl Sultan' lakabı da bu dönem Batılılar tarafından yakıştırıldı. Zaten ittihat ve Terakki'cilerin istediği de buydu" dedi.

    http://www.turksultans.com/babosm.php?id=2

    ayrıca:

    Teşkilatlı ve iyi organize olmuş Siyonizmin en büyük hedefi olarak deklare edilen Filistin toprakları Osmanlı sınırları içerisindeydi . Dünya Siyonist Teşkilatının başkanı Theodor Herzl ,dönemin batılı emperyalist devletlerince borç batağında ki " Hasta Adam" olarak nitelendirilen Osmanlı devletinin padişahı sultan 2. Abdülhamid'den Filistin'e yerleşme müsaadesi alacağına inanıyordu.Nitekim bu dönemde 1891-1892 yıllarında Rusya'da Yahudi aleyhtarlığının şiddetlenmesi ile yeni bir yahudi göç dalgası ortaya çıkmış ve bunlar dan bir kısmı Osmanlıya sığınmışlar bunlar perişan halleri Padişah Abdülhamid'i etkiledi ve Yahudilere karşı müsbet düşünceler beslemesine vesile oldu. Theodor Herzl doğrudan 2. Abdulhamid'e başvurmadan önce bu sırada Osmanlı Devletiyle yakın münasebetler içinde bulunan Alman imparatoru 2. Wilhelm;den yararlanmak istedi.Bir yolunu bulup imparatorun Osmanlı devletini ziyareti sırasında 1898 Ekiminde kendisinden durumu Osmanlı padişahına açacağı yönünde somut bir işaret almaya muvaffak olamadı..Ve nihayet kendisi 17 Mayıs 1901yılında padişahla görüşmeyi başardı Aslında 2.Abdülhamid'in Herzl i kabül etmesinin sebebi bu sırada Avusturya Macaristan imparatorluğunun Makedonya meselesi ile yakından ilgilenmesi ve Herzl'in de bu ülkenin nufuzlu gazetelerinden birinin muhabiri olmasıydı .

    Siyonistler önce belirli bir meblağ karşılığında Filistin topraklarını satın almayı ardından da Duyun-ı Umumiyenin kendileri tarafından konsolidasyonunu teklif ettiler. Ve bu husus belirsiz bir şekilde sürüncemede kaldı. 2.Abdülhamid'den istediği tavizleri alamayan Siyonistler 1908 inkılabını bir ümit ışığı olarak gördüler .Ve 2 Abdülhamid'in Kudüs'ü ziyaret edeceklere geçici olarak uygulanan tezkire adlı izin belgesini kaldırdılar ve Filistin'de toprak satın almayı serbest hale getirdiler. Fakat bu durum uzun sürmedi. Zira 31 Mart Vakasından sonra azınlıkların bağımsızlık ve ayrılma yönünde faaliyetlerini arttırmaları, ittihatçı yönetim nezdinde siyonistlerinde bu bağlamda değerlendirilmesine sebep oldu. Bu sebeple ittihatçı yönetim tarafından yeni kısıtlamalar ve yaptırımlar yürürlüğe kondu. Aslında bu tepkinin en önemli nedeni Fransa'da başlayan 1789 ihtilalinin sonucu olarak milliyetçilik akımından en çok etkilenen Osmanlı idarecilerinin,yeni bir ayrılıkçı akımla uğraşmak istememeleriydi. Fakat korktukları bir başka cepheden başlarına geldi. Bu dönemde bağımsızlık güdüsüyle ve özellikle Suriye ve Lübnan'da etkin gizli cemiyetlerin bünyesinde bir Arap milliyetçiliği gelişti. Bu hareket içinde yer alanlar Filistin'de Osmanlı hakimiyetinin Musevi yada Siyonist hakimiyeti ile değişmesini kesinlikle istemiyorlardı. Bu arada Siyonistlerin Filistin'de başlattıkları kolonizasyona engel olmak için ellerinden geleni yapıyorlar ve Filistine yahudi göçünü durduramayan Osmanlı yönetimini şiddetli bir şekilde karşı çıkıyorlardı. Bu sıralarda Arap tepkilerini en fazla çeken ve zamanla milliyetçi bir harekete dönüşen gelişmelerden biri de bütün yasaklamalara rağmen yahudilerin toprak kazanımlarının artışı idi.

    Burada yahudilerin toprak kazanımlarındaki artışta yahudilere ellerindeki toprakları yüksek meblağlar karşılığında satan Arapların payınıda zikretmek gerekmektedir. O dönemde içte ve dışta çeşitli sorunlarla uğraşan merkezi hükümet ise bu gelişmelere engel olamıyordu. Ve sonuçta yahudi-siyonist yerleşimine karşı Arap milliyetçiliği harekete geçti.Arap ve Yahudi milliyetçiliklerinin çatıştığı Filistindeki karmaşayı arttıran bir diğer önemli unsur da bu stratejik bölge üzerinde farklı çıkarları bulunan Emperyalist Avrupalı güçlerin -aşta Ortadoğu-işin içine girmesiydi Özellikle ingiltere başta olmak üzere Avrupa devletleri, etkisi günümüze değin sürecek .arap-israil çatışmasının tohumlarını atmışlar ve iki tarafı desteklemekten ve Osmanlı Ortadoğu'sunu sömürebilmek için çeşitli etnik grupları dış politikalarına alet etmekten çekinmediler Bu grupları ve cemaatleri himayeleri altına alarak imparatorluk içinde kendilerine beğlı unsurlardan nufuz bölgeleri oluşturdular Böylece Osmanlı Devleti dağıldığında bu nufuz bölgelerine dayanarak imparatorluğun mirasını aralarında paylaşabilecekleri bir ortam hazırladılar.
    http://www.turkcebilgi.co...ilistin%20Politikas%C4%B1
    13 ...
  23. 18.
  24. en az yavuz,kanuni veya fatih kadar belki daha üstün donanımlı bir padişahtır. Gerçek manadaki son hakandır. yasadıgı donem osmanlının bittiği dönemdir.üstün politiklarla devleti 30 yıl daha ayakta tutmayı basarmıstır. o olmasaydı ne kurtulus savası ne de ataturk olurdu. 1. dunya savasından cok önce osmanlı devleti tarihe karısırdı. planlarını bozan bu padişahı ermeni ve yahudiler kızıl sultan diye karalamışlar sonunda tahttan indirmişlerdir. Atatürk hakkında söyledikleri oğlu ve kızı tarafından nakledilmiş ( mustafa kemlai uzaktan görmüş ve tavrı ve duruşuyla enverin ondan neden çekindiğini anladım demiştir.)ancak Atatürkün onun hakkında söyledikleri merak konusudur.
    15 ...
  25. 17.
  26. kendisine kızıl sultan diyenlere karşı, nihal atsız o'na göksultan demiştir. kendisine acımasızca saldıranlara karşı o'nu "Türkiye dört sınırında yangınlar olan bir ev, Sultan Hamid, o yangınların eve bulaşmaması için hızla koşarak ateşe su serpen, kum döken ve keçe kapatan bir savunucu idi. Bu koşuşmaları sırasında yoluna çıkan bir iki çocuğa çarpıp düşürdüyse, suç onun değildir. Çünkü, yurdun çevresindeki yangınlar göğe yükseliyor ve Gök Sultan, alevleri içeri sokmamak için didiniyordu." diyerek savunmuştur.
    24 ...
  27. 16.
  28. abdülhamid neden donanmayı haliçte "çürüttü"?

    bu sorunun cevabını bilmek için öncelikle denizcilik, sonra askeri denizcilik ve en nihayetinde askeri denizcilik teknolojisi ve askeri denizcilik teknolojisi tarihi bilmek gerekir.

    abdülaziz devrinde osmanlı devleti parça ve tonaj açısından avrupanın en büyük ikinci donanmasına ulaşmıştır. ancak bu donanma bir çağın kapanıp yeni bir çağın, metal devlerin çağının başlamasının hemen öncesinde olduğu için bu büyük donanma 10 yıl içinde ıskartalık hale gelmiştir. devrin çelik zırhlı gemileriyle bu gemilerin boy ölçüşebilmesi imkansız olduğundan, gemilerin yüzdürülmesinin gereksiz derecede pahalı olmasından dolayı zaten borçlarla uğraşmakta olan osmanlı devleti, abdülhamid hanın iradesiyle bu donanmayı sırtındaki bir kambur gibi yüzdürmemiştir.

    nitekim sonuç olarak abdülhamidin haliçte donanmayı çürütmesi gayet doğal ve hata olarak görülemeyecek bir olaydır. abdülhamid han da devrinde yeni gemi alımları yapmıştır. ancak onun devrinde ordu stratejisi kara ordusu üzerine yoğunlaştırılmıştır zira imparatorluğun çeşitli bölgelerine donanmanın gitmesi zaten mümkün değildir.

    örneğin, hicaz bölgesindeki bir soruna mısır üzerinden gidemeyecek bir donanmanın kıymeti nedir? ırak üzerindeki bir saldırıya basra körfezinden tek bir top bile atamayacak olmanın ne anlamı vardır? bunlar önemli detaylardır ve osmanlı da almanya gibi karadan demiryolları ile orduyu aktaracak altyapıyı amaçlamış ve abdülhamid dönemindeki yatırımlarla da bu altyapıya kavuşmuştur.

    doğu cephesinden çanakkaleye, ordan galiçya ya yemen e hicaza ve kanal a nasıl asker gönderdik durduk acaba hiç düşünüyor muyuz?
    27 ...
  29. 15.
  30. polisiye ve cinayet romanlarına aşırı düşkünlüğü olan bir padişahtı, belki de bu yüzden komplo teorileri üretmeye bayılıyordu.
    7 ...
  31. 14.
  32. odasını görme sansı olanlar bilirler tamamen kırmızı ve tonlarındadır. dış ülkelerden gelen elçiler bunun üzerine bu lakabı uygun bulmuşlardır. yoksa kanla kızılın alakasından değildir.
    5 ...
  33. 13.
  34. adam ölmüş, imparatorluk çökmüş, rejim değişmiş, iyi desek ona benzer padişah mı seçeceğiz, kötü desek aman böylesi padişahtan sakınalım, isveç kralı gibi demokrat ını seçelim mi diyeceğiz, allah rahmet eylesin...
    14 ...
  35. 12.
  36. hayatını devlete adamış, başarılı olduğu için de devletin o dönemki kuralları gereği cezalandırılmış padişahtır. kızıl falan değildir ak, hatta apaktır.
    21 ...
  37. 11.
  38. 10.
  39. 9.
  40. osmanlı imparatorluğu'nun en cin padişahlarındandır.
    o zamanlar Avrupa'da kuduğu gizli servisler, avrupa'da bulunan birçok ülkenin başına hala musallattır.
    16 ...
  41. 8.
  42. "Abdülhamid i anlamak herşeyi anlamaktır" necip fazıl kısakürek
    39 ...
  43. 7.
  44. 6.
  45. osmanlının ömrünü belki bir 50 yıl daha uzatan padişahtır. 8. entry de anlatıldığı üzere tüm dünyaya misyonerler göndererek halifeliği kullanıp osmanlıya sempati toplamak için zekice müslümanlığı kullanmış. ayrıca 1800lerin sonunda yeni doğan ve bugünün temelini oluşturan alman firmalarıyla anlaşmalar yapmış, ihale açarak almanlar ile beraber bağdat-berlin demiryoulu projesine imza atmıştır

    (bkz: haydarpaşa tren istasyonu)
    17 ...
© 2025 uludağ sözlük