ikinci abdülhamid

entry1380 galeri153
    180.
  1. mustafa armağan'ın cennetmekan sultan abdülhamid han ile ilgili bir yazısı

    Abdülhamid hakkında yanlış bildiğimiz 10 şey


    Geçtiğimiz 10 Şubat günü Sultan II. Abdülhamid'in 91. ölüm yıldönümüydü. Hakkında olumlu bir şey söylemenin bile cesaret istediği yıllar yaşadık ama artık mızraklar çuvallara sığmaz oldu. Çuvalları delip çıkan gerçeğin mızrakları hepimizi şaşırtıyor. Neler mi onlar? Sayıları çok fazla ama içlerinden 10 tanesini seçtim. Beraber çıkarmaya çalışalım mı?
    1. Kızıl Sultandı: Bu iddia, Albert Vandal adlı bir Fransız yazar tarafından ortaya atılmıştı. Atılış sebebi de, Abdülhamid'in Ermeni isyanlarını bastırtmış olmasıdır. Başta ingiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa kamuoyunda Abdülhamid'in kan dökücü bir padişah olduğu propagandası başlatıldı. işte "Kızıl", yani kan döken Sultan lakabı bu sırada asıldı boynuna. Hadi Ermenilerin böyle demesini anladık; iyi ama bir tekini bile idam ettirmemiş olan Abdülhamid'e Jön Türkler neden "Kızıl Sultan" dediler? 1915'te yüzbinlerce Ermeni'yi tehcir ettirecek olanlar, 25 yıl önce Ermeni propaganda ordusunun neferleri olmakta sakınca görmemişlerdi.

    2. Meşrutiyet düşmanıydı: 93 Harbi'nde Osmanlı topraklarının üçte biri kaybedilmişti. Bu çapta bir toprak kaybı karşısında meclisteki farklı milliyetlere mensup üyeler paniğe kapılmış, her biri kendi milletinin topraklarını kurtarma telaşına düşmüştü. Birleştirici olacağı ümidiyle kurulan meclis, tam tersine bölücü bir meclis olmuştu. iki seçenek vardı: Ya parçalanmaya seyirci kalmak ama meşrutiyetten taviz vermemek ya da meşrutiyeti askıya almak ama ülkeyi parçalanmaktan kurtarmak. Abdülhamid ikincisini seçti ki, aynı durumda devlet refleksi zaten başkasını yapmasına müsaade etmezdi.

    3. Milleti cahil bıraktı: Bilinenin aksine, Osmanlı tarihinin en canlı eğitim hamlesi, Abdülhamid dönemine rastlar. Sevan Nişanyan'ın hesaplamalarına göre Türkiye, Abdülhamid dönemiyle kıyaslanabilecek bir okullaşma düzeyine yeniden ancak 1950'li yıllarda ulaşabilmiştir. Mesela 1895'te TC sınırlarına tekabül eden bölgede bine yakın (835) ortaokul ve lise bulunuyorken 1923'te bu sayı 95'e düşmüştür. 1895'teki yüz bine yakın öğrenci sayısı (97.837), 1950-51 sezonunda aşağı yukarı aynı seviyede seyretmektedir (90.356). Öncesiyle kıyasladığımızda Abdülhamid dönemindeki eğitim patlaması daha görünür hale gelir. Tahta geçtiği yıl 250 olan rüşdiye sayısı 1909'da 900'e, 6 olan idadi sayısı 109'a çıkmıştır. 1877'de istanbul'da sadece 200 tane modern ilkokul varken 1905'te 9 bine çıkmıştı. Her yıl ortalama 400 ilkokul açılmıştır ki, bu, Cumhuriyet döneminde bile kırılamamış bir rekordur.


    4. Denizciliğe düşmandı: Abdülaziz döneminde dünyanın 3. büyük deniz gücü olmuştuk ama bu donanmanın sadece yıllık boya parası bile Denizcilik Bakanlığı'nın bütçesini aşıyordu! Abdülhamid "karacı" idi, kabul. Ama Atatürk de, inönü de karacı idi. Demek ki, Türkiye'nin etrafı denizlerle çevrili bile olsa böylesine büyük bir deniz gücünü besleyebilecek ekonomik altyapısı mevcut değildi. Savaş gemisi alıp yeniden dışarıya bağımlı kalmaktansa Abdülhamid tercihini kara ve demiryollarından yana kullandı. ittihatçılar da, Atatürk de, inönü de demiryoluna öncelik vermediler mi?

    5. Keyfî sansür uyguladı: Sansürün elbette savunulacak tarafı yok. Ancak PKK ile mücadele döneminde basının nasıl ağır bir sansür altında çalıştığını unutmadık. Sansür vardı, evet. Fakat siyasi konulara girilmemesi aynı zamanda edebiyatımızın görkemli eserlerinin ortaya çıkması gibi hayırlı bir sonuç da vermemiş midir? Hem Takrir-i Sükûn döneminde uygulanan "cellat sansürü"yle hiç mi hiç kıyaslanamaz Abdülhamid'inki.

    6. Hafiye teşkilatı zararlıydı: Hafiye teşkilatının topluma nefes aldırmadığını iddia edenler, aksi halde ne yapılması gerektiğini de söylemelidirler. Meydanı ingiliz, Rus, Fransız ajanlarına mı bırakmalıydı? Hafiyesiz, ajansız, casussuz bir devlet olur mu? Unutmayalım ki, Fransa'nın istanbul büyükelçisi, Abdülhamid'in tahta geçtiği yıl sokaklarda Fransız Kralı'nın posterlerinin Ermeni hamalları tarafından satıldığını yazıyordu. Devlet Londra, Paris ve Petersburg'dan yönetiliyor, "Hasta Adam"ın kimin kucağında öleceği tartışılıyordu. Abdülhamid, iktidarın dizginlerine asılabilmek için hafiye teşkilatını kurmak zorundaydı. Elbette suistimaller olmuştur ama yakınlarından biliyoruz ki, Sultan her jurnali okuyor ama mutlaka yazanın adam olma niteliğine göre değerlendirmeye tabi tutuyordu.

    7. Despottu: 'istibdad' kelimesini 'despotizm' diye çevirmek yanlıştır. Hele totalitarizm hiç değil. Kaldı ki, islam siyaset düşüncesinde "istibdâd" meşru yönetim şekillerindendi. Mesela ibn Haldun 'istibdâd'ı tek adam yönetimi, yani otokrasi anlamında kullanır ve meşru yönetim şekillerinden biri kabul eder. Kaldı ki, önüne gelen idam cezalarını sürekli affeden birinin istibdâdın yetkilerini hangi yönde kullandığını da pekala görmüş oluyoruz
    8. 31 Mart'ı tertiplemişti: 31 Mart isyanında en ufak bir katkısının olmadığı kesin olarak ortaya çıktığı halde asırlık ittihatçı propagandanın etkisi hâlâ sürüyor. isyanı araştırma komisyonu başkanı Yusuf Kemal [Tengirşenk], 31 Mart'ın Abdülhamid'in eseri olmayıp ittihatçılara karşı yabancı casus şebekeleri ile mürtecilerin teşebbüsleri olduğunu yazmıştır. Rıza Tevfik ise mahkemede şunları söylemiştir: 31 Mart uydurma ihtilali hazırlandığı zaman ben Talat Bey'e beyhude yere kardeş kanı dökülmesinin büyük bir cinayet olduğunu anlattım. Aldığım cevap şu oldu: "Ne yapalım, Cemiyetin paraya ihtiyacı var, bunu da ancak Yıldız Sarayı'nın hazinesi karşılayabilir."

    9. Hamidiye Alayları gereksizdi: Hamidiye Alayları şunlara yaramıştı: 1. Askerlik yapmayan Kürtlerle kolluk kuvveti eksikliği giderildi. 2. Rus istilasına karşı caydırıcı oldu. 3. Kürtler ve konar göçerlerin dış güçlerce kullanılmasına engel oldu. 4. Aşiretlerin yerleşik hayata geçmelerini hızlandırdı. 5. Çocuklar istanbul'daki Aşiret Mektebi'nde eğitilerek Osmanlılık bilinci edindiler. 6. Aşiret kavgalarının önüne geçildi. 7. Sükûnet sağlanınca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun imarına çalışıldı...

    10. Korkaktı: Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bey'in dediği gibi "Abdülhamid'in korkak olduğunu sananlar yanılırlar. Korkak olmak şöyle dursun, tam tersine cesurdu." Dolmabahçe Sarayı'ndaki bir bayramlaşma sırasında deprem olmuş ve tavana asılı 1,5 tonluk bir avize yere düşmüştü. O kargaşalıkta salonda kılı kıpırdamayan tek kişi, Abdülhamid'di. Keza yanı başında bomba patlarken bile metanetini yitirmemiş, öğleden sonra elçilerle mutad görüşmelerini dahi aksatmamıştı. Kızı Ayşe Sultan'a söyledikleri karakterini iyi özetler: "Kalbimde yalnız Allah korkusu vardır. Bir hadise olmadan evvel onu önlemek için telaş ederim. Ama tehlikenin içinde bunduğumu hissedersem icabında ateşe atılmaktan bile çekinmem."
    5 ...
  2. 179.
  3. hanedan mensuplarının ceddi, atası. eski halifemiz.
    1 ...
  4. 178.
  5. 177.
  6. 176.
  7. mustafa kemal'in tam olarak tersi. birisini seven diğerinden nefret etmek zorundadır.
    0 ...
  8. 175.
  9. 174.
  10. onu bunu bilmem de, necip fazıl ın yalancı olduğunu abdülhamit in kızından bir mektup vasıtası ile öğrenirken, istihbaratın velveleciğin getirisi olduğunu hatırlatırım.

    paranoyak bir padişah.

    edit. şuraya biri kadir mısıroğlu ndan alıntı yapmazsa kafamı keserim, bildiğin orjinal kafayı yaa.
    1 ...
  11. 173.
  12. velveleci bir padişahtır. ululuğu falan da yoktu, oradaydım. necip fazıl gibi yalan konuşan bi adamın ulu demesi kaç yazar aslan parçası?
    1 ...
  13. 172.
  14. "aklı kıt" ilan edilen ve o sırada 27-28 yaşlarında düşük rütbeli subay olan bir avuç asker tarafından tahttan indirilmiş haşmetlü padişah.

    çoluk çocukla başa çıkamamış. çok zeki olsa da aklı kıtların oyununa gelmiş. koca ülkeyi iyi korumuş valla. gerçi biraz tırtıklanmıştı ama.

    edit: hadi buraya "onu masonlar tahttan indirdi" yazın da günümü gülerek noktalayım.
    0 ...
  15. 171.
  16. Almanya ile yapılan anlaşmaların çoğu fos çıkmıştır. Almanya italya'nın dönekliği sonucu ingilizlerin akdenizdeki büyük hakimiyeti nedeni ile savaşa karadan ağırlık vermiş Osmanlı ordusuna hiçbir anlamda yarar sağlayamamıştır. Çanakkale savaşında ingiliz Fransız filosunun 6 zırhlısı Türk topçuları tarafından batırılmıştır. Toplam 8 saat 45 dakika süren bombardıman sırasında 506 top kullanılmıştır. Savaşta Çanakkale sırtlarından vaktiyle 2.Abdülhamit Han'ın yaptırdığı Aziziye tabyalarının büyük rolü olmuştur.

    Atatürk 31 Mart Ayaklanması'nı bastıran orduya kurmay başkanlık yapmıştır evet. Fakat yıllar geçtikçe Abdülhamit ile olan görüşleri değişmiştir. Sonuçta Mustafa Kemal'de bir insandır.
    1 ...
  17. 170.
  18. jöntürk olduğunu iddia eden böntürklerin dikkatine; jön türkler enver paşa gibi bir aklı kıt ile son bulmuştur. abdülhamid'i tahttan indiren aklı kıtlar tarafından osmanlı'nın ne hale getirildiğini bilmeyen yoktur. çok güzel bir anısını anlatayım sizlere abdülhamid'in de aklınız yerine gelsin...

    tahttan jöntürklerce indirilip selanik'e sürgüne gönderilen abdülhamid, orada ev hapsinde tutulmakta iken 1912 yılında kendisini, bulunduğu köşkten tahliye etmeye gelen osmanlı subayına sorar: hayırdır evladım ne oluyor...
    genç subay cevap verir, selanik düşmek üzere paşam, sizi istanbul'a nakletmeliyiz...
    abdülhamid büyük bir şaşkınlıkla, nasıl olur, daha kaç sene oldu tahttan indirileli...

    anlayacağımız üzere, denge politikasının üstadı padişah, şoke olmuştur selanik'in düşman işgaline maruz kaldığını öğrendiğinde, zira sadece bir kaç yıl geçmiştir tahttan ineli ve ne denli feci bir yönetimin olduğunu anlamıştır o sürgünde iken... bağımsızlıklarını yeni kazanmış balkan ülkeleridir osmanlı'yı batı trakyadan eden... koskoca imparatorluk sadece bir kaç yılda parçalanmaya yüz tutmuştur abdülhamid sonrası... 1. ve 2. balkan harpleri ve üzerine 1. dünya harbi gayet açık şekilde gösterir aklı kıt jöntürklerin yaptıklarını...

    eğer abdülhamid düşürülmeseydi tarih inanın çok farklı olacaktı...

    edit: padişahlığı sırasında istibdat dönemi uygulaması nedeniyle kuduran dönemin yazarları, o tahttan indirildikten sonra, arkasından yazılmadık hiciv bırakmamıştır; fakat aynı yazarlar yeni yönetimin başarızılığı ve patlak veren savaşlar nedeniyle pişman olmuşlar ve onlarca yazı icra ederek abdülhamid'e geç olsa da hakkını vermişlerdir.
    6 ...
  19. 169.
  20. atatürk'ün övdüğü padişahmış, yeni öğrendim, iyi oldu. aynı atatürk, abdülhamid'i tahttan indiren orduya kurmay başkanlık da yapmıştır.

    çanakkale'yi savunan topların çoğunun almanya ile yapılan ittifak antlaşması sonrası getirilmesi ve boğaz tahkimatının 1914'te hazırlanması ve hatta 1911'deki trablusgarp savaşı'nda boğazın zayıf olmasını düşünürsek, çanakkale savunmasıyla ilişkilendiremeyeceğimiz bir padişahtır.

    kendisi iyi veya kötü bir padişah değildir. iyi ve kötü yanları vardır. ne yazık ki siyasi fanatikler tarafından hep uçlara çekiştirilir.
    1 ...
  21. 168.
  22. ne acıdır ki kendisinden parayla toprak olmak isteyen emmanuel caruso adlı yahudi tarafından tahtan indirildiği haberini almıştır.
    2 ...
  23. 167.
  24. laikligi savunan kimselerin sevmedikleri emir ul muslimin.
    2 ...
  25. 166.
  26. okuma yazma bilmeyen ve hatta imzasını bile atamayıp millete maskara olan yedi sekiz hasan pasa'yı paşa yapan bu padişahtır. zira okuma bilen subaylar devrimci fikirlere kapılmaktadır.

    (bkz: adalet)
    0 ...
  27. 165.
  28. Birinci dünya savaşında özellikle çanakkale cephesinde ve Kurtuluş savaşında kullanılan top, batarya ve uçakları ülkeye getirmiş kişidir. 1909 yılında tahttan indirilmiş akabinde 1918 yılında ölmeden hemen önce 1.Dünya Savaşı'na girilmemesini tavsiye etmiş fakat eğer girilme durumu olursa Denizlere en hakim olan ülkenin yanında olmayı tavsiye etmiştir.

    Atatürk'ün bir yazısında Abdülhamit'i eleştiren gazeteci Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu'na söylediği gibi :

    -Sevme Abdülhamid'i.Gene de sevme! Fakat sakın hatırasına hakaret edeyim deme.Senin neslin biraz daha temkinli kararlar vermeye alışmalı.Bak çocuk! Şahsi kanaatimi kısaca söyleyeyim:

    Tecrübe göstermiştir ki toprakları üsütünde yaşayan insanların çoğunun ahvali meşkük (ne olacakları şüpheli) ve hudutları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette Abdülhamid'in idare tarzı azami müsamahadır [en yüksek hoşgörüdür].Hele bu idare on dokuzuncu yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa.

    Bunun üzerine ayrılmama müsaade buyurmuşlardı.Saygılarımı tekrarlayarak huzurlarından uzaklaşmıştım.
    4 ...
  29. 164.
  30. hürriyet pazar ekinde yayınlanan bir habere göre; saltanatı döneminde, öldürüme korkusu yüzünden saraydan dışarı çıkmamıştır ve ya çok çok nadir çıkmıştır.

    edit: hata düzeltme
    0 ...
  31. 163.
  32. kütüphanesinde 5 bin polisiye romanı barındıran kişidir.
    1 ...
  33. 162.
  34. 161.
  35. cumhuriyet dönemi ınkılaplarının bir çoğunun, o'nun devrinde yapılanların devamı niteliği taşıdığı kanıtlanmış otuzdördüncü osmanlı padişahı.
    0 ...
  36. 160.
  37. pragmatist osmanlı padişahı.

    geleneksel olmayan biçimde osmanlı'da kurumsallaşmalar yapmış, alındığı günden beri kullanılmayan halifelik ünvanını sürekli vurgulamış, bu sıfatı daha rahat kullanabilmek adına, hicaz demiryolunu halktan topladığı bağışlar ile yaptırmıştır.

    yani tam anlamıyla ne gelenekçi ne de yenilikçidir. hangisini kullanmak iktidarı yararına duruyorsa onu kullanmıştır. hiç bir zaman medrese açmamış, sürekli modern eğitim kurumlarını ön plana çıkarmıştır.

    dar-ül acize benzeri yapılar ilk defa onun döneminde, devlet eliyle, vakıf olmaksızın yapılmıştır.

    ne ulu hakandır ne de kızıl handır.

    kendisini devirenler, kendi modernleştirdiği harp okullarından çıkmıştır bu da ironiktir.

    alaylı - mektepli çatışması ilk defa olmasa da en etkili şekilde bu dönemde gerçekleşmiştir.
    3 ...
  38. 159.
  39. tarihin ilk bombalı suikastlerinden birinin yapıldığı sultan.
    0 ...
  40. 158.
  41. tarih bilmezlerin iftira etmekten gözlerinin döndüğü büyük padişah.

    (bkz: tarih)
    (bkz: tarafsız tarih)
    5 ...
  42. 157.
  43. atatürke içki içiyor diye atıp tutan müslümanların... torunu tahtın son varisi tarafından açıklanan her gün viski içerdi bilgisini bilmeden peygamber ilan ettiği padişah. sigarayıda çok kullanırdı. ancak denge politikasında bir uzman olduğu tartışılmazdı. hem kendisinin uyguladığı politikalar hemde büyük devletlerin osmanlıyı nasıl paylaşacaklarına bir türlü karar verememeleri yıkılmış olan devleti 30 yıl kadar ayakta tutmasını sağlamıştır. ancak aşırı paranoyak tutumu bana darbe yaparlar korkusuyla haliçe demirlettiği osmanlı donanmasının tamamen çürümesine neden olduğundan osmanlı trablusgarba asker gönderemedi ve trablusgarbıda kaybettik. birinci dünya savaşına girmemeyi düşünsede savaşın sonunda ingilizlerin zaten osmanlıyı parçalamayı kafasına koymuş olduğundan bence yanlıştır. çünkü ittihatçılar bunu tek başına karşı koymaktansa almanya ile beraber savaşma şansı olarak gördüler. kendisi okadar paranoyaktıki onun döneminde 3 kişi yanyana yürüdüğünde heryere yayılan hafiyeleri tarafından izlenirdi. toplanıp ihtilal muhabbetleri yaparlar korkusu ile müslüman türklere futbol oynamayı yasaklamıştır hertürlü toplantı gibi.
    1 ...
  44. 156.
  45. bir taraftan avrupa'nın içeriden müdahaleleri, diğer taraftan rusya'nın emperyalist planları, diğer taraftan arap ülkelerinde baş gösteren milliyetçi bölücülük faaliyetlerinin karşısında imparatorluğu dağıtmadan 33 yıl idare etmiş olan şahsiyet.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük